Kenya’da öğretmenlik yapan Selahaddin Gülen’in ardından, Kırgızistan’da eğitimci Orhan İnandı da MİT’in kirli operasyonuyla kaçırıldı. 31 Mayıs akşamı 18.00 sularında evinden çıkan İnandı’nın otomobili, 1 Haziran sabahı 04.20 sıralarında mahalle arasında terk edilmiş olarak bulundu. Otomobilin kapıları kilitli değildi, telefonu dahil değerli eşyaları duruyordu. Sapat Okulları Başkanı İnandı da tıpkı Selahaddin Gülen gibi MİT operasyonuyla kaçırıldı.
Olayın duyulması üzerine yüzlerce insan iddiaya göre İnandı’nın tutulduğu Kırgızistan Türk Büyükelçiliği’nin önünde toplandı. “İnandı nerede” sloganları atan kalabalık grup, yetkililerden açıklama bekledi. Kırgız-Türk Lisesi avukatı Zootbek Kudaibergenov, “Cumhurbaşkanının olup bitenlere dikkatini çektiği için minnettarız,” dedi.
HUKUKSUZ OPERASYONLARA ‘TERÖR’ KILIFI
Kenya ve Kırgızistan’daki operasyon ilk değil. MİT, daha önce de Pakistan, Azerbaycan, Kosova, Moğolistan, Arnavutluk, Somali, Sudan gibi pek çok ülkede hukuksuz operasyonlara imza attı. Hiçbir kural ve hukuk tanımayan AKP rejimi, Türkiye’ye tam anlamıyla ‘Haydut Devlet’ haline getirdi. Rejim, hayata geçirdiği hukuksuzlukları ‘terör’ kılıfıyla meşrulaştırıyor. Siyasi emelleri için İnterpol’ü kullanmaktan da çekinmiyor.
ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi, geçtiğimiz yılın sonunda ‘2021 İçin Riskler ve Fırsatlar’ listesi yayınladı. ‘Riskler’ bölümünde yer alan Türkiye için ‘rogue state’ (haydut devlet) benzetmesi yapılıyordu. AKP rejimi, Atlantik Konseyi’ni haklı çıkardı. AKP rejimi yönetimindeki Türkiye, bütün dünyada artık ‘haydut devlet’ olarak anılıyor.
KENYA’DAN ÖĞRETMEN KAÇIRILIYOR
AKP rejimi, ülkenin istihbarat teşkilatını ‘mafya’ gibi kullanıyor. Kenya’da öğretmenlik yapan Selahaddin Gülen 3 Mayıs’ta kaçırılmıştı. Gülen’in tek suçu Fethullah Gülen’in yeğeni olması. Selahaddin Gülen’den haftalarca haber alınamadı. Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs’ta “Yakında FETÖ takımından da önemli bir ismi açıklayacağız, şu anda elimizde. Kimi yakaladık, hesaba çektik, onun açıklamasını da yapacağız.” dedi. 31 Mayıs’ta söz konusu ismin Selahaddin Gülen olduğu ortaya çıktı.
Selahaddin Gülen, öğretmenlik yaptığı Kenya’da MİT’in operasyonuyla yakalanmış ve Türkiye’ye getirilmişti. Anayasa 38. Madde ve AİHS’nin 6. Maddesi gereği kişiler teşhir edilemez. Ancak rejim, lekelenmeme hakkını yok sayarak Gülen’in elleri kelepçeli olarak çekilmiş fotoğrafını paylaştı.
İktidar medyası Selahaddin Gülen’in Kenya tarafından ‘iade’ edildiğini yazdı ancak söz konusu bilgi da yalandı. Gülen, kaçırılmış ve yasal olmayan yollarla Türkiye’ye getirilmişti. 3 Mayıs’tan 31 Mayıs’a kadar nerede tutulduğunu kimse bilmiyor. Nasıl işkenceye tabi tutulduğu, nelere zorlandığı da belli değil.
REJİMİN ELİ KIRGİZİSTAN’A UZANDI
Kaçırılma olaylarına dün bir yenisi daha eklendi. Kırgızistan’daki Sapat Okulları Başkanı eğitimci Orhan İnandı da MİT’in kirli operasyonuyla Bişkek’te kaçırıldı. Edinilen bilgilere göre 31 Mayıs akşamı 18.00 sularında evinden çıkan İnandı’nın otomobili, gece yarısı 04.20 sıralarında evinin yakınındaki bir caddede bulundu. Otomobilin kapıları kilitli değildi, telefonu dahil değerli eşyaları çalınmamıştı.
TÜRKİYE’DEN ÖZEL JET GİDİYOR
Eğitimci Orhan İnandı’yı almak üzere dün sabah saatlerinde Türkiye’den özel jet gönderildiği belirtildi. Jet havalimanında bekletiliyor. Olayın duyulması üzerine yüzlerce insan İnandı’nın tutulduğu ileri sürülen Kırgızistan Türk Büyükelçiliği’nin önünde toplandı. “İnandı nerede” sloganları atan kalabalık grup, yetkililerden açıklama bekledi. Kırgız-Türk Lisesi avukatı Zootbek Kudaibergenov, “Cumhurbaşkanının olup bitenlere dikkatini çektiği için minnettarız.” dedi.
CUMHURBAŞKANI’NDAN ‘BULUN’ TALİMATI
Kırgız Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Orhan İnandı’yı bulmak için soruşturma ve operasyonel önlemleri güçlendirme talimatı verdi. Kırgızistan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada , “Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Kırgızistan Cumhuriyeti Ulusal Güvenlik Devlet Komitesine ve Kırgızistan Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığına, Kırgızistan Cumhuriyeti vatandaşı Orhan İnandı’yı aramak için soruşturma ve operasyonel önlemleri güçlendirme ve ek kuvvetler dahil etme talimatı verdi.” denildi.
İNTERPOL DE KANDIRILIYOR
Uluslararası hukuku hiçe sayarak, yerel mafya örgütleri ile anlaşıp adam kaçıran AKP rejimi, Türkiye’yi ‘Haydut Devlet’ konumuna düşürmüş durumda. Meselenin bir yanı da İnterpol’ün kötüye kullanımı. Rejim, kirli emelleri için İnterpol’ü de kullanıyor.
Selahaddin Gülen için çıkarılan ‘Kırmızı Bülten’de 2007 yılına uzanan uydurulmuş bir ‘cinsel istismar’ suçlaması yer alıyor. Ancak Erdoğan’ın açıklamaları ve yandaş medyada yer alan haberlerde Gülen’in ‘FETÖ’nün önemli bir ismi olduğu ileri sürülüyor. Erdoğan’ın İnterpol’ü siyasi hedeflerine ulaşmak için kullandığı açık.
İŞBİRLİĞİ YAPAN ÜLKELER SUÇ İŞLİYOR
Selahaddin Gülen’in kaçırıldıktan sonraki 28 gün boyunca nerede tutulduğu, Türkiye’ye ne zaman ve nasıl getirildiği bilinmiyor. Kenya mahkemeleri iadeyi reddetmişti. Buna rağmen Selahaddin Gülen nasıl kaçırıldı? Bu da AKP rejiminin, operasyon yaptığı ülkelerde mafya ve yeraltı dünyasıyla işbirliği yaptığını gösteriyor.
HAYDUT DEVLET NEDİR?
‘Haydut Devlet’, hiçbir kanun ya da kural tanımayan, küresel barışı tehdit eden, ne yapacakları önceden tahmin edilemeyen, kendi halkına zulmeden, komşularını tehdit eden ve katı bir şekilde tarafı oldukları uluslararası antlaşmaları ihlal eden, terörizmi destekleyen, hatta bunu siyasetlerinde bir araç olarak kullandıkları iddia edilen devletler için kullanılan bir terim.
Ne yazık ki Türkiye, yukarıdaki bütün vasıfları taşıyor. Rejim, hiçbir kanun, kural tanımıyor. Halkına zulmediyor. Türkiye, kaybedilen insanlar ülkesi haline geldi. Cezaevleri muhalif insanlarla dolu. Annesiyle birlikte tutuklanan çocuk sayısı 800 civarında. Kavga edilmeyen ülke yok. Suriye’de IŞİD’e silah gönderildiği artık bütün dünyanın bildiği bir sır!