Kırgısiztan’da, 2012 yılında Kırgız vatandaşı olan Orhan İnandı’nın MİT eliyle ülkeden kaçırılarak Türkiye’ye getirilmesinin yankıları sürüyor.Kırgız siyasetinin önemli isimlerinden art arda çok sert açıklamalar geldi. Kırgızistan Meclis Uluslararası İlişkiler, Savunma ve Güvenlik Komisyonu Başkan Yardımcısı Abdyvahab Nurbaev, Türkiye’ye kaçırılan eğitimci Orhan İnandı’nın ülkesine geri getirilmesi için ülke olarak gerekenleri yapılması gerektiğini söyledi. Nurbaev, Kırgızistan’ın vatandaşlık verdiği birisinin haklarını koruması gerektiğini belirtti.
ONU KORUMAMIZ GEREKİYORDU
Cumhurbaşkanı güvenlik birimlerine Orhan İnandı’nın en kısa sürede bulunması için talimat verildiğini belirten Nurbaev, “Türkiye, İnandı’nın kendi istihbarat birimleri tarafından getirildiğini söylüyor. Kırgızistan’ın uluslararası itibarı ve hukuka olan saygı zedelendi. Vatandaşlık verildikten sonra onu korumamız gerekiyordu. Uluslararası toplumun ve Avrupa Parlamentosu’nun tepki vereceğini düşünüyorum. Uluslararası arenada imajımızı korumanın ilk adımı, İnandı’yı geri getirmenin yollarını bulmaktır” diye konuştu.
KARA BİR LEKE
İnandı’nın kaçırılmasının Kırgız tarihine kara bir leke olacağını vurgulayan Nurbayev, “Yasaları çiğneyip ayakları altına alınması, egemen ülke imajına zarar verilmesi, bağımsızlığımızın ihlal edilmesi ve başka bir ülkenin özel servisi tarafından elimizden alınması utanç verici” dedi.
Meclis Eski Başkanı ve Ata Meken Partisi Lideri Ömürbek Tekebaev Erdoğan’ın kaçırıldığını ilan ettiği Orhan İnandı’nın Kırgız vatandaşı olduğunu belirterek, “İnandı, Kırgızistan’da eğitim sisteminin gelişmesine büyük katkıları olan bir kişi, bizim vatandaşımız. Kırgız devletinin egemenliği ne kadar dokunulmaz ise, aynı bunun gibi her bir Kırgız vatandaşımız da dokunulmaz olmalıdır. Çünkü Kırgız halkı Kırgız vatandaşlarından müteşekkildir. Kırgız halkı devletin temelidir. Bu nedenle, Kırgızistan Anayasasında, ‘Devletin vatandaşlarının güvenliğini korur ve Kırgız vatandaşını asla başka bir ülkeye iade etmez’ garantisi bulunmaktadır” dedi.
EGEMENLİK HAKKI SATILIK DEĞİL
Kırgız vatandaşlarının Türk istihbarat servisi tarafından Kırgızistan topraklarında kaçırılmasının Kırgızistan’ın egemenliğine ve ulusal çıkarlarına yönelik bir saldırı olduğunu söyleyen Tekebaev, “Egemenlik hiçbir gerekçeye feda edilmemeli ve kıyından köşesinden dolaşıp çeşitli bahanelerle pazarlık unsuru yapılmamalıdır. Egemenlik hakkı satılık değildir, satılmamalıdır. Kendi tarafımızdan bu suça iştirak edenler varsa derhal tespit edilmeli ve kanun önünde hesap vermelidirler! Yarın, böyle talihsiz ve korkunç bir hadise başımıza gelse, devletimizin bizi terk etmeyeceğinden emin olmalıyız” ifadelerini kullandı.İnandı’nın kaçırıldığı ana ilişkin görüntülere Kırgızistan Devlet Güvenlik Devlet Komitesi’yle (GKNB) ilişkili bazı isimler de yansımıştı.
DEVLET’İN ÖZÜ BUDUR
Vatandaşlık verilen bir ismin ülkeden kaçırılmasına tepki gösteren Kırgızistan Dışişleri Bakanı Eski Yardımcısı Askar Beşimov da, “Devlet arasında her türlü meseleler olur. Bu hayat, yaşam. İlişki duruma göre farklı istekler de olur. Uluslararası ilişkilerde tecrübeyle sabittir ki bu tür şeyler yaşanır. Ancak, her ülkenin kırmızı çizgisi vardır. Bir yere kadar karşı tarafın makul istekleri yerine getirilebilir. Ona göre karşı taraftan da muamele beklersiniz. Ancak bu bir yere kadardır ve bunun bir sınırı vardır. O sınır ülke için kırmızı çizgidir. Bizim ülke olarak sınırımız, kırmızı çizgimiz Kırgız vatandaşlığıdır. Anayasamızda ‘Vatandaşlarımız devletin koruması altındadır.’ denmiştir. Pasaporta da, ‘Pasaportun sahibi Kırgız devletinin koruması altındadır.’ şeklinde yazılmıştır. Devletin özü budur.”