Adnan Yıldız 15 Temmuz günü Hava Harp Okulu öğrencisi olarak Ankara’da paraşüt eğitimindeydi. Eğitimde olmasına karşın o gece yaşananlardan dolayı 7 ay Sincan Cezaevi’nde kaldı. Gözaltına alındığında Ankara kapalı spor salonunda 9 gün fiziksel şiddete maruz kaldı. Yıldız, kendi ve devre arkadaşlarının yaşadığı süreci 5 yılın ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde hak arayışı yaparken anlattı.
355 ÖĞRENCİYE MÜEBBET HAPİS CEZASI VERİLDİ
15 Temmuz darbe girişiminin ardından, müebbet hapis cezası alan askeri okul öğrencilerinden bir kısmı 2016’dan bu yana cezaevinde. 355 askeri öğrenciye “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçundan TCK 309/1 maddesi uyarınca müebbet hapis cezası verildi. Adnan Yıldız ise o gece Ankara’da paraşüt eğitimine gittiği için darbe gecesi dışarı çıkmayan askeri okul öğrencilerinden biri. Yıldız, dışarı çıkmadığı için darbe yapmaktan beraat etti.
O GECE ELİMİZDE SİLAH BİLE YOKTU
Yıldız, 15 Temmuz gecesini anlatırken komutanlarının Pilot Kurmay Yüzbaşı’nın 91 öğrenciyi darbeye katılmaktan alıkoyduğunu da ilave etti. 15 Temmuz’dan 12 gün sonra hiçbir gerekçe gösterilmeden, Yıldız’ın da aralarında bulunduğu o gece Kara Harp Okulu’nda bekleyen tüm askeri öğrenciler gözaltına alındı ve işkenceye maruz bırakıldı. Yıldız bu süreci anlatırken ‘’O gece elimizde silah yoktu. Eğitim giysilerimizi bile giymemiştik ve birliğimizden hiç çıkmadık ama yine de tutuklandık ve işkenceye maruz kaldık’’ dedi.
Sincan cezaevinde 7 ay kalan askeri öğrenciler hakkındaki darbe suçlaması 15 Temmuz gecesine ait Kara Harp Okulu’nun kamera görüntüleri incelenmesinin ardından düştü. Yıldız’ın da aralarında olduğu birçok öğrenciye askeri öğrenci oldukları ve ankesörlü telefondan arandıkları için 6 yıl 3 ay ceza verdiler.
TÜRKİYE’DE ASKERİ ÖĞRENCİLERE TERÖRİST GÖZÜYLE BAKILIYOR
“Tahliye olduktan sonra bulunduğum asker çevresinden hiç kopmamaya çalıştığını belirten Yıldız, “O dönemde içeride bulunan arkadaşlarımızın hakkını savunmak için ve ailelerine destek olmak için elimden geleni yapmaya çalıştım” diyen Yıldız, Türkiye’de askeri öğrenciler için yapılan birçok eyleme katıldığını belirtti. Bu eylemlerden birini Anıtkabir’de yaptıklarını ve orada gözaltına alındıklarını söyleyen Yıldız, Türkiye’de askeri öğrencilere terörist gözüyle bakıldığını ve yaşama haklarının toplum tarafından da baskılandığını dile getirdi. Yıldız şöyle devam etti: ‘’Şu an arkadaşlarımın hakkını savunmak için kendi ülkemde bu şekilde bir açıklama yapamıyorum. Çünkü asker olduğum için hakkımda bir ceza var ve denetimli serbestlik ile dışarıda bulunuyordum. Ben de bu mücadeleyi devam ettirmek için yurtdışına çıktım ve arkadaşlarımın hukuk mücadelesine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde nöbet tutarak devam ettiriyorum.”
ASKERİ ÖĞRENCİLER 36. NÖBETE KATILDI
Koşulsuz Adalet Hareketi’nin AİHM önünde’ki 36. nöbetine katılan harbiyeli öğrenciler müebbet hapis cezası alan devre arkadaşlarının hakkını aramaya çalıştı. Türkiye’de tutuklu bulunan ve 15 Temmuz gecesi hayatını kaybeden askeri öğrencilerin fotoğraflarını AİHM’in giriş kapısına astılar ve yaşanılan hak ihlallerini bildiri dağıtarak dile getirdiler. Askeri öğrencilerin uluslararası hukuktan beklentilerinin olduğunu söyleyen Yıldız, AİHM’den ümitlerini kesmediklerini ve kesmek gibi bir seçeneklerinin olmadığını belirtti.
AİHM BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI
Yıldız ‘’Türkiye’de ki hakim savcıların bile bu kararları verirken kalplerinin titrediğini düşünüyorum. Vicdan azabından geceleri uyuyamadığını düşünüyorum. Onlar bile bu kadar vicdan azabı duyarken AİHM bağımsız bir mahkeme olması itibari ile doğru kararı vereceğine inanıyorum” dedi. AİHM’nin bugüne kadarki tavrını da eleştiren Yıldız “Ama AİHM beklentileri karşılıyor mu derseniz bugüne kadar karşıladığını söyleyemem. Umarım o kararı bir an önce verir ve Türkiye’de bu karara uyar” diyerek temennilerini belirtti. Askeri öğrencilerin yargılanmalarının Yargıtay aşamasında olduğunu aktaran Yıldız, bu nedenle AİHM’in askeri öğrencilerin uzun tutukluluk ve esasa ilişkin başvurularını kabul etmediğini kaydetti.