CHP’li Engin Altay, Özgür Özel, Engin Özkoç ve 132 milletvekilinin, OHAL Kanunu’nun 37. maddesinin iptaliyle ilgili Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru kabul edildi.
Buna göre KHK’lıların çalışma, iş bulma, emeklilik ve sağlık haklarını ellerinden alan kamu görevlilerinin üzerindeki koruma kalkanı kalkmış oldu. Haksızlıklara imza atan kamu görevlileri artık disiplin ve tazminat yönünden sorumlu olacak.
15 Temmuz sonrası, Olağanüstü Hal Dönemi ile ilgili işlem yapacak kamu görevlilerini hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluktan korumak amaçlı pek çok Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarılmıştı.
HALUK SAVAŞ VE GERGERLİOĞLU ÇOK TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
2019 yılında 6755 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirlere dair Kanunun 37. maddesine eklenen fıkrada, şöyle deniliyordu:
“Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve bu nedenle kamu görevinden çıkarılmış olan kişilerden, adli veya idari soruşturma veya kovuşturması devam edenlerin sosyal güvenlik haklarına ilişkin başvuruları hakkında 31/10/2019 tarihine kadar karar alan, bu kararları yerine getiren veya işlem yapmayan kamu görevlilerinin bu karar ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz.”
Anayasa Mahkemesi, bu kanun hükmünde geçen “Milli Güvenlik Kurulu” ibaresi ile “hukuki ve mali” ibarelerini iptal etti. Kararın gerekçesini de iki nedene dayandırdı:
1- “Milli Güvenlik Kurulu ibaresi tavsiye niteliğindeki MGK kararına kendiliğinden hukuki bir sonuç bağlamaktadır. Şüphesiz MGK’nın tavsiye niteliğindeki kararlarının yürütme organı tarafından dikkate alınması ve hukuk aleminde hayata geçirilmesi mümkündür. Ancak MGK’nın kararları hakkında başkaca icrai bir karar alınmadan bu kararlara hukuk aleminde sonuçlar bağlanması Anayasa ile bağdaşmamaktadır. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 118. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
2- “hukuki”, “mali” ibarelerinin Anayasa’nın 129.uncu maddesinde yer alan “rücu” düzenlemesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir.”
Kanunun çıkarıldığı dönemde merhum KHK’lı Prof. Dr. Haluk Savaş ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu bu kanun teklifine çok büyük tepki göstermişti. Çünkü çıkarılan KHK’lar ile memur ve işçi statüsündeki pek çok KHK’lının çalışma, iş bulma, emeklilik ve sağlık hakları gibi haklarını ellerinden alan kamu görevlilerine koruma sağlanmıştı.
“BM’NİN MART 2021 KARARININ BİR YANSIMASI”
AYM’nin bu kararının ne anlama geldiğini Bold Medya’ya değerlendiren idare ve anayasa hukuku uzmanı KHK’lı Dr. Yaşar Demircioğlu, “Mart 2021 tarihinde Aksiyon İş Sendikası tarafından Birleşmiş Milletler ILO Uluslararası Çalışma Örgütünde açılan dava sonucunda Birleşmiş Milletler, KHK’lılar hakkında KOD 36 uygulaması başta olmak üzere, kıdem tazminatı, emekli ikramiyesi gibi yasal haklarının bir an önce ödenmesi gerektiği konusunda karar vermişti. Bugün yayımlanan AYM kararı, aslında Birleşmiş Milletler ILO tarafından verilen kararın bir yansıması olarak ortaya çıkıyor.” dedi.
“DİSİPLİN VE TAZMİNAT YÖNÜNDEN SORUMLU OLABİLECEKLER”
AYM kararının çok önemli olduğunu ifade eden Demircioğlu, “15 Temmuz sonrası, Olağanüstü Hal Dönemi ile ilgili işlem yapacak kamu görevlilerini hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluktan korumak amaçlı pek çok KHK çıkarılmıştı ki bu iptal kararı ile, hukuka aykırı olarak işlem yapan kamu görevlilerinin disiplin veya tazminat yönünden sorumlu olabileceklerine yönelik çok önemli bir adım atılmış oldu.” ifadelerini kullandı.
Demircioğlu, “Milli Güvenlik Kurulu” ibaresinin iptaline dair ise “Anayasa Mahkemesi, MGK tarafından yapılan bir terör örgütü tanımı veya irtibat veya iltisak tanımını kabul etmemektedir.” şeklinde yorumladı.
Yaşar Demircioğlu’nun açıklamaları şöyle: “Anayasa mahkemesi 23.09.2021 tarihinde yayımlanan iptal kararıyla 15 Temmuz sonrasında 6755 sayılı OHAL Kanunu’nun 37.maddesine eklenen 3. fıkra ile,
“Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisaki yahut bunlarla irtibatı olan ve bu nedenle kamu görevinden çıkarılmış olan kişilerden, adli veya idari soruşturma veya kovuşturması devam edenlerin sosyal güvenlik haklarına ilişkin başvuruları hakkında 31.10.2019 tarihine kadar karar alan, bu kararları yerine getiren veya işlem yapmayan kamu görevlilerinin bu karar ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz“ hükmündeki “Milli güvenlik Kurulunca” ibaresiyle “hukuki” ve “mali” ibarelerinin iptaline karar verdi.
Kanunun çıkarıldığı dönemde gerek rahmetli Haluk Savaş ve gerekse Ömer Faruk Gergerlioğlu bu kanun teklifine çok büyük tepki göstermişti. Çünkü çıkarılan KHK’lar ile memur ve işçi statüsündeki pek çok KHK’lının çalışma, iş bulma, emeklilik ve sağlık hakları gibi haklarını ellerinden alacak kamu görevlilerine koruma sağlanıyordu.
Bildiğiniz gibi OHAL ilanı ve KHK’ların yayınlanmasıyla 2 Ağustos 2016 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü “FETÖ/PDY Kapsamında Kapatılan İşyerleri” konulu bir genelge yayımladı. Genelgede özel ve kamu tüm kurumlara KHK’larla ihraç edilenlere ilişkin talimatlar yer alıyor. Genelge ile işyerleri kapatılan sigortalının (KHK’yla kapatılan işyerinde sigortası olanlar) işten ayrılış bildirgesinin ünitelerce re’sen düzenleneceği ve işten ayrılış nedeni olarak da “36- OHAL/KHK” kodu kullanılacağı kaydedildi.
Kod 36 OHAL-KHK kodu nedeniyle pek çok KHK’lı, iş bulamıyor, bulsa bile işverenlerin korkusu nedeniyle sigortalı olarak çalıştırılmıyorlardı. KOD 36’nın silinmesi ile ilgili tüm başvuruları da SGK bu zaman kadar reddediyordu veya hiçbir işlem yapmıyordu.
Kapatılan dershaneler, okullar, üniversiteler, medya kuruluşları gibi yerlerde çalışan işçi statüsü taşıyan insanların işsizlik maaşı talepleri, kıdem tazminatı talepleri, bu insanlar takipsizlik ve beraat kararı almış olmalarına rağmen SGK tarafından reddediliyor ve ödenmiyordu. Bu talepler SGK yetkilileri tarafından hukuksuz bir şekilde reddediliyordu. Aynı şekilde memurluk hizmeti KHK’lar nedeniyle sona erdirilen kişilere emekli ikramiyesi ödemesi de yapılmıyordu.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile, daha önce Haluk Savaş ve Ömer Faruk Gergerlioğlu tarafından da dile getirilen hukuksuzluklara imza atan SGK görevlileri ve memurları hakkında idari ve mali sorumluluklarına başvurulamayacağına yönelik ifadeler iptal edildi.
Bu zamana kadar SGK çalışanları, KHK’lılar hakkında KOD 36 başta olmak üzere, kıdem tazminatlarının ödenmemesi, işsizlik maaşlarının ödenmemesi, emekli ikramiyelerinin ödenmemesi gibi pek çok yasa dışı işleme imza atmışlardı. Halen daha bu kanundan güç alan SGK görevlileri, kod 36 uygulaması başta olmak üzere pek çok yasa dışı uygulamayı KHK’lılar hakkında devam ettiriyor.
Bu arada Mart 2021 tarihinde Aksiyon İş Sendikası tarafından Birleşmiş Milletler ILO Uluslararası Çalışma Örgütünde açılan dava sonucunda da Birleşmiş Milletler, KHK’lılar hakkında KOD 36 uygulaması başta olmak üzere, kıdem tazminatı, emekli ikramiyesi gibi yasal haklarının bir an önce ödenmesi gerektiği konusunda karar vermişti. Bugün yayımlanan AYM kararı, aslında Birleşmiş Milletler ILO tarafından verilen kararın bir yansıması olarak ortaya çıkıyor.
“MİLLİ GÜVENLİK KURULU” İBARESİNİN NE ANLAMA GELİYOR?”
Karardaki bir diğer önemli iptal hükmü ise “Milli Güvenlik Kurulunca” ifadesinin iptal edilmiş olması. Bu ifade Gülen Hareketi ile irtibatı veya iltisaki olan insanların yargılanmalarında çok büyük önem taşıyor. Bildiğiniz gibi Venedik Komisyonu, Gülen Hareketi’nin Terör Örgütü olduğuna dair 2017 yılına kadar bir yargı kararı olmadığı gerekçesiyle ile bu tarihten önce bu örgütle irtibat veya iltisaki tespit edilen kişilerin terör örgütü üyeliğiyle suçlanamayacağını belirtmişti.
Hükümet ve yargı organları ise Gülen Hareketi mensupları hakkında 30 Ekim 2014 tarihli MGK bildirisinde Paralel Devlet Yapılanması olarak yer alan ve Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde “Legal Görünümlü İllegal Yapılar” başlığı altında “Paralel Devlet Yapılanması” adıyla yer almış ve legal görünümlü “İllegal Hiyerarşik” yapılanma olarak bahsedilen ifadeleri esas alarak terör örgütü ile irtibat ve iltisak belirlemesinde bu tarihe kadar süreleri geriye işletebiliyor. Hatta 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu kararına atıf yapan ve Gülen Hareketi’nin bir terör örgütü olduğu yönünde 2004 tarihli tespiti esas alan mahkemeler de bulunuyor.
Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü kararında, kanun metninde geçen “Milli Güvenlik Kurulunca” ibaresi, tavsiye niteliğinde MGK kararına kendiliğinden hukuki bir sonuç bağlamaktadır. Şüphesiz MGK’nın tavsiye niteliğindeki kararlarının yürütme organı tarafından dikkate alınması ve hukuk aleminde hayata geçirilmesi mümkündür. Ancak MGK kararları hakkında icrai bir karar alınmadan bu kararlara hukuk aleminde sonuçlar bağlanması Anayasa’nın açık lafzı ile bağdaşmamaktadır.” diyor. Böylece Anayasa Mahkemesi, MGK tarafından yapılan bir terör örgütü tanımı veya irtibat veya iltisak tanımını kabul etmemektedir.
“ÇOK ÖNEMLİ BİR KARAR”
15 Temmuz sonrası, Olağanüstü Hal Dönemi ile ilgili işlem yapacak kamu görevlilerini hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluktan korumak amaçlı pek çok KHK çıkarılmıştı ki bu iptal kararı ile, hukuka aykırı olarak işlem yapan kamu görevlilerinin disiplin veya tazminat yönünden sorumlu olabileceklerine yönelik çok önemli bir adım atılmış oldu.”SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD ÖZEL