Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eyleminde, 12 Eylül 1980 darbesinde gözaltında kaybedilenlerin akıbeti soruldu. Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılmasını talep etmek amacıyla her hafta düzenledikleri eylemlerinin 859’uncu haftası da salgını sebebiyle online gerçekleştirdi.
FARUK EREN: 12 EYLÜL SÜRÜYOR
12 Eylül’de kaybedilenlerin aileleri adına 1980’de İstanbul Gayrettepe’de gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren söz aldı. Darbenin üzerinden 41 yıl geçmesine rağmen etkisini hala sürdüğünü belirten Eren, 12 Eylül anayasasının hala yürürlükte olduğuna dikkat çekti. Eren, “Gözaltında kaybetmeler 12 Eylül ile sistematik bir şekilde başladı. Birçok genç bu şekilde kaybedildi. Elbette, failler belli. Adalet istiyoruz” dedi.
‘İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇLARLA YÜZLEŞİLMEDİ’
Bu haftaki eylemde 1994 yılında Mardin’in Midyat ilçesinde gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan’ın akıbeti soruldu. Basın metnini okuyan Aydoğan’ın kızı Nejbir Aydoğan, 12 Eylül’ün tarihin utanç sayfası olduğunu belirtti.
Darbeyle insan yaşamının, onurunun, hak ve özgürlüklerinin ayaklar altına alındığını dile getiren Aydoğan, “12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 41 yıl geçmesine rağmen bu süreçte işlenen insanlığa karşı suçlarla yüzleşilmedi, hesaplaşılmadı. Aksine darbeci zihniyetten kopuş yaşamayan iktidarlar, ülkeyi darbecilerin hukuk dışı kurumları ve zihniyetiyle yönetti. 12 Eylül’ün kurumları ve ideolojisi, bugün hala sivil siyasetin aracı olarak kullanılmaya devam ediyor.” diye kaydetti.
’12 EYLÜL’Ü AŞMAK, HESAPLAŞMAKLA MÜMKÜNDÜR’
Darbenin ardından gözaltına alınıp kaybedilen birçok kişinin ismini paylaşan Aydoğan, birçok kişinin hala mezarının gizlendiğini, birçok kişinin ise kemiklerinin dahi bulunmadığını ifade etti.
Tanık, belge ve raporlara rağmen 41 yıldır adaletin sağlanmadığının altını çizen Aydoğan, “12 Eylül’ün gözaltında kayıpları inkar eden ve kaybedenleri cezasız bırakan zihniyeti bugün de sürüyor. 12 Eylül’ü aşmak ancak bütün bir 12 Eylül anlayışıyla, anayasası, yasaları ve kurumlarıyla yüzleşmek, hesaplaşmakla mümkündür. Türkiye toplumu ne yazık ki 12 Eylül’le hesaplaşmak, gerçeğin açığa çıkarılması ve adaletin sağlanması konusunda talepkâr olmadı.” şeklinde konuştu.