ENES CANSEVER-SYDNEY
Göçmenlerin tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir hiç kuşkusuz. Şöyle veya böyle, birtakım etkilerle insanoğlu yerini yurdunu değiştirip durmuştur.Bir yeri yaşanmaz kılan insan evladı, daha iyi ve güvenli bir yaşamı bulmak için orayı terk eder ve göç yollarına dizilir. Yeri, yöresi, bağı, bostanı hep değişmiş; yeni bir hayatı, başka başka ülkelerde aramaya girişmiştir sürekli. Pek tabii, devamlı göç veren, zorbalığın, fukaralığın diz boyu olduğu yerler var; cömertçe bağrını açan milletler ve topraklar var. Bu cömert ülkelerden ve coğrafyadan biri ve belki de başta geleni hiç şüphesiz Avustralya’dır.Aynı zamanda, dünya ülkeleri arasında, ülke nüfusunun yüzde 47’si, göçmenlerden oluşan nadir ülkelerdendir Kıta Ülkesi.
190 FARKLI ÜLKEDEN, 270 FARKLI DİL ve ETNİK KÖKENE SAHİP MİLLET BİRARADA YAŞIYOR…
Bu oran, göçmenler ya da göçmen asıllı ailelerden gelenlerce oluşmuştur. 1945 yılından itibaren 7 milyondan fazla göç alan ülkede, 270 farklı etnik kökenden insan yaşıyor. Resmi dil İngilizce’nin yansıra, 270 farklı dil konuşulur bu renkli ülkede. Her dört Avustralyalı’dan birinin anne veya babası, yurt dışında doğmuştur. 190 farklı ülkeden eğitim, çalışma ve yaşam gibi sebeplerle göç alan Avustralya, göçenin en kolay uyum sağlayabildiği bir ülkedir.Yaklaşık 25 milyon nüfusa sahip olan Avustralya, 1974 yılında çok kültürlülük politikasını benimser.
Her göçenin, ayrı bir hikayesi olur çoğunlukla. Göç, göç olup yola dizilenlerin, okyanuslar, kıtalar aşanların ayrı ayrı yol öyküleri var. Türlü, türlüdür yani hikayeler. Göçenin literatürlerde başkalaşır isimleri, kimi mültecidir, kimi muhacir, kimileri sürgün, kimi sığınmacı, kimi kaçak…Çekilen acılar farklılaşsa da kader hükmünü aynı doğrultuda işlemiştir.
TÜRKİYE, AVUSTRALYA VE ÇİN ÜÇGENİ’NDE BİR HAYAT HİKÂYESİ: MİTHAT ÜNLÜ
Çokça farklılaşan bir göçü, göçmenliği, zecri hicreti sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye, Çin ve Avustralya üçgeninde vuku bulan bir yolculuk bu. Hicret için yola koyulan bir faninin hikâyesi.İlkin, Çin yolculuğu ve oralardan sürüp gelen bir yolculuk. Mithat Ünlü’nün dikkate değer hicreti, Avustralya’da şekillenen hikâyesi ve nesilden nesile aktarılacak bir hayat öyküsü.
Türkiye’de, Erdoğan rejiminin 15 Temmuz 2016 yılında gerçekleştirdiği Planlı Darbe Oyunu nedeniyle yüzbinlerin hayatı alt üst oldu. Gülen Hareketi mensupları hedef alınarak, her türlü hukuksuz baskıya, işkencelere ve çeşitli uygulamalara imza attı Erdoğan Rejimi. Devletin tüm imkânları kullanılarak ve bir takım diplomatik hilelere başvurularak, dünyanın çeşitli ülkelerinde görev yapan Hizmet Hareketi mensuplarına yönelik kaçırma eylemlerine girişildi. MİT kullanılarak kaçırılan bu mağdurlar, çeşitli illegal pazarlıklarla ülkeye götürülüp, işkencelere tabi tutuldu, kara zindanlara kondular.
İşte Mithat Ünlü’ye yönelik bu süreç ve risk, kısa zaman sonra Çin’de, etkisini gösterir. Erdoğan’ın Çin ziyareti sonrası sosyal medyada, Türkiye’de yaşayan Uygurlar, Çin’de bulunan Gülen Hareketi mensuplarıyla takas edilecek haberleri dolaşmaya başlar. Mithat bey, bunun üzerine Çin’den ayrılmaya karar verir. 6 Aralık 2017’de, Avusturalya’ya turist olarak gelir. Kıta Ülkesi Avustralya’ya iltica eder ve kaderdaşı diğer mülteci veya sığınmacılar gibi, Çokkültürlü Avustralya’nın sıcak sinesinde bulur kendisini.
ASYLUM SEEKER’A ÇOK ANLAMLI VE SEMBOLİK MADDİ DESTEK
Sydney’e varışının ikinci günü evini tutar. Bir yandan, üç aylık zorunlu iltica süreci işlerken, diğer taraftan; inşaat işleri ve çeşitli işlerde çalışmaya başlar.Mithat bey, Avustralya’ya mülteci olarak gelmesine rağmen, devletin sağlamış olduğu sosyal imkânlardan yararlanma kolaylığına tenezzül etmez. Mülteciler merkezinden (Asylum Seeker) birkaç defa almış olduğu yardımın birkaç mislini aynı merkeze geri bağışlar. Hatırı sayılır yardımlardır bunlar.
Mithat Ünlü, mültecidi. Ev kirası ve dört kişilik ailesinin geçimini sağlamak üzere çalışmak zorundadır. Bu kıt kanaat durumdayken, mülteciler merkezine de gücü nispetinde yardımlarını esirgemez, Ünlü. Kendisiyle aynı kaderi paylaşan mültecilere mütevazi yardımlar yollamaktadır. Bu yaşanan gönül tokluğunu ve ilginç durumu fark etmekte gecikmez (Asylum Seeker) merkezinin yetkilileri.Sembolik açıdan çok anlamlı bu yaklaşım kamuoyuna yansır ve bakın daha sonra neler olur.
Avustralya vize mevzuatından dolayı iltica başvurusu yapıldıktan sonra, ilk üç ay çalışmak, ülke kanunlarınca yasak. Sydney’de ailesiyle birlikte bu süreyi tamamlayan Ünlü, geçim için çalışmaya mecbur olduğundan ve ne devlete ne de başkasına yük olmak istemediğinden, hızlıca iş arayışına girişir. Böylece ilk hafta ‘baba mesleği’ olan inşaatta tuğla taşıyarak çalışmaya başlamıştır. 2,5 ay inşaatlarda çalışmış, bir taraftan da geleceğini planlamaya başlamıştır. Yeni ülke, zor hayat şartları ve bütün bunlara yetersiz İngilizce eklenince, Ünlü ailesi için zorlu bir süreç başlamıştır.
Nihayet, Ünlü’nün çalışma izni gelir ve inşaata veda edip, başka alanlarda çalışmaya başlar. Mart 2018’de işe başlayan Ünlü Telekomunikasyon ve internet kabloları hattı işleriyle ilgili bir şirkette işe girerek, kazma kürekle yollardan evlere telefon ve internet hattı çekmeye başlar. Her gün sabah güneş doğmadan işe gider, akşam 5 sularında eve geri gelir.
40’TAN FAZLA KURS, 45-50 DERECE ALTINDA KAZMA-KÜREK
Ünlü, bir taraftan evini geçindirmeye çalışırken, diğer taraftan ise; devletin yetişikinler için mesleki kurslar sunduğu TAFE’de, İngilizce’sini geliştirir ve bazı sertifika kurslarını tamamlar. Ülkeye entegre olma adına 40’dan fazla kursa gidip sertifikalar alır. Bu sertifikalarda neler yok ki? Önemlisi, işiyle de ilgili kurslara gidererek, telekomünikasyon kıdemli teknisyeni sertifikasını alır.
Bu arada gittiği kurslara 25 bin dolara yakın ücret öder. Avustralya’nın bazen 45-50 dereceyi bulanan sıcakları altında, kazma-kürek çalıştığı şirkette 1,5 yılını tamamlar. ‘Kötü komşu, ev sahibi yapar’ atasözü yerini bulmuştur sanki. Çalıştığı Türk ile yaşadığı bazı anlaşmazlıklardan dolayı kendi şirketini kurar.
Bböylece, Türk sahipli şirketle yaşadığı sıkıntılar, onu başka bir yolculuğa iter. Bu yolculuğun başında, sermayesi yoktur. İmdadına, yine kendisi gibi muhacir-mülteci ve sığınmacı olan bir Hizmet Hareketi mensubu yetişir.
Masaya 60 bin doları koyan arkadaşının teşvikiyle kendi şirketini kurar. ‘Ne zaman istersen o zaman ödersin’ demesiyle yola koyulur. Bu destek ve moral motivasyonla, yeni işini bulmuştur. Bu başlangıcın maliyeti 100 bin dolar olmuştur. Tümü borçtur bu paranın.
Hâsılı, 26 Ağustos 2019’da 1,5 yıllık işçiliğe veda edip, kendi işini kurar. İşi bilmenin avantajıyla kısa sürede ekipmanını oluşturup, gerekli alet ve edevatı temin eder.
Devletten iş almaya başlar. Şirketinde kendisi gibi iki mülteci muhaciri istihdam etmekte, bir de part-time çalışan büro elemanı bulundurmaktadır. 4 yıl önce geldiği ülkede iki yıl içinde kendi işini kurmuş, devlete yük olmadığı gibi devletin yüküne omuz vermiştir. 100 bin dolar borç alarak kurduğu şirktenim sadece malzemelerinin değeri 230 bin doları bulmuştur.
Bu sıra dışı seyir, nazarlardan kaçmamış, bu üretkenlik yetkililerin dikkatini çekmiş ve onlara göre, Avustralya göç tarihinde ilginç bir olay yaşanmıştır.
Dolayısıyla bu durum tarihe geçmeli, kayda alınmalıdır.
Mithat Ünlü kayda şöyle geçer:
Avustralya’ya gelişinin 6.günü inşaatlarda tuğla taşımaya başlamıştır Mithat Ünlü. Kimseye yük olmak istememiştir. Kazandığıyla da geçinmek zordur. 3 Aralık 2018’de oturumu çıkmıştır. Oturum için ailecek sağlık kontrolünden geçmek için bile 1950 dolara ihtiyacı olmuştur. Çare olarak Mülteciler Merkezi’ne başvurmuştur. Ülkenin güçlü STK’larından biri olan Mülteciler Merkezi (The Asylum Seekers Centre) maddi destek vermelerinin zor olduğunu; ancak gıda yardımı yapabileceklerini söylemişlerdir. Bir kaç kez gıda yardımı almış. Kendi işini kurunca, bir zamanlar kendisinin geçtiği zorlu yolları hatırlamış, mültecilere yardıma koşmuştur. Mülteciler Merkezi’nin yaptığı gıda yardımına karşılık, vefa borcunu eda için maddi yardımda bulunmuştur.
YILIN İŞADAMI VE ASYLUM SEEKERS’ın DERGİSİNE KAPAK OLDU:
Merkeze göre, kayda değer, tarihi bir durum böyle gelişmiştir.
Birkaç hafta sonra Mülteciler Merkezi’nden ararlar Mithat Ünlü’yü. ‘Siz bize yardım için müracaat etmiştiniz; ama şimdi görüyoruz ki, bize yardım ediyorsunuz’ diyen dernek yetkileri, maddi katkısının çok anlamlı olduğunu ifade ederler. İlaveten, ‘Siz, mülteciler devlete yük oluyor algısını yıktınız.’
Mülteci olup, devletten yardım almadığı gibi hem iki mülteciyi istihdam etmiş hem de mülteciler merkezine yardım yapmış. Bunun dikkat çekmemesi düşünülmezdi elbet.
Devletin her yıl ev sahipliği yaptığı ‘Mülteciler Haftası’na bu yıl Sydney Belediyesi ev sahipliği yaparak, ‘Prestijli ve girişimci mülteci’ programına bu sıra dışı başarısını anlatmak için Mithat bey de, davet edilir. 500 özel davetlinin 30 dolar biletle katıldığı bu geceye, prestijli programa ailesiyle birlikte katılan Mithat Ünlü’nün dışında 3 mülteci daha davet edilir. Programa Avustralya’nın en ünlü futbolcularından ve İnsan Hakları Aktivisti Craig Foster başta olmak üzere Graham Thom (Uluslararası Af Örgütü Avustralya Mülteci Koordinatörü), Lord Mayor Clover Moore (Sydney Merkez Belediye Başkanı), Rosemary Kariuki (Yılın Avustralya Yerel Kahramanı) gibi katılır. Mithat Ünlü, sıra dışı, ilham veren başarı hikâyesini; seçkin davetlilere, ekranı başında TV’ler vasıtasıyla sosyal medya platformlarından canlı olarak programı takip edenlere anlatır. Ayrıca Ünlü, The Asylum Seekers Center tarafından yayınlanan derginin Eylül sayısının kapağına manşet olur.
Hâlihazırda, Mülteciler Merkezi’ne düzenli bağışa devam eden Mithat Ünlü, içinde yaşadığımız toplumun bir parçası olma adına maddi yardımların önemli olduğunun altını çizer devamlı. Alan değil, veren el olmayı önemsemiştir.
KENDİ GİBİ MÜLTECİLERE SOFRASINI AÇARAK, KURULAN SICAK İLİŞKİ:
Hizmet Hareket’inde bir kültür, ahlak ve gelenek haline gelen ‘infak’ etme alışkanlığının altını sürekli önemle çizer. Bu nedenle, bu ülkede kazancının belirli bir oranını yardım için ayıran Mithat Ünlü, bunun da belirli bir oranını, Avustralya yardım kurumlarına ve muhtaçlara yapmaya başlar ve halen devem eder. Mülteciliğin ne olduğunu bildiği için kendisi gibi aynı yoldan geçenlere el uzatmayı bir insanlık görevi olarak görmektedir.
Mülteciler Merkezi’ne sadece maddi bağış yapmakla kalmıyor Ünlü. Yakın iş birliği yapıp, projeler hazırlıyor arkadaşlarıyla. Bu projelerden biri de merkeze müracaat eden 1800 aileye sıcak yemek projesi. Pandeminin bitmesiyle hayata geçecek olan projede, başta Mithat Ünlü olmak üzere Hizmet Gönüllüleri, mültecileri evlerinde misafir edip, sıcak çorba ve yemek ikram eder.
Mithat Ünlü gibi yüzbinlerce vatan evladı doğup büyüdüğü topraklarda, filizlendiği bahçelerde boy atma imkânı bulamadı, bulamıyor. Kendi bahçelerinde berhava edilen çiçekler, şimdi de tüm renk ve coşkunluklarıyla dünyayı güzelleştiriyorlar. Kendi ülkelerinde bozuk para gibi harcananlar, gittikleri yerlere değer, güç ve farklılık katıyorlar.
Speakers include:
- Craig Foster – Refugee advocate and soccer legend
- Rosemary Kariuki – Australian Local Hero of the Year
- Farhad Bandesh – Refugee advocate, musician, former detainee
- Cr Jess Scully – City of Sydney Councillor
- Roaa Ahmed – student and refugee
- Frances Rush – Asylum Seekers Centre CEO
- Graham Thom – Amnesty International Australia Refugee Coordinator
- Mithat Unlu – business owner and refugee
- Lord Mayor Clover Moore
- Yvonne Weldon – Chairperson, Metropolitan Local Aboriginal Land Council
- and featuring music by Farhad Bandesh supported by rock legends from MIDNIGHT OIL and more…