Cumartesi günü polislerin evine gelerek tutukladığı ve Denizli T Tipi Cezaevine konulan 4. evre kanser hastası Ayşe Özdoğan’ın ablası Emine Erdem önemli açıklamalarda bulundu. Sosyolog Fatma Zehra Fidan’ın Youtube kanalına konuşan Fidan, kardeşinin son durumu hakkında bilgi verdi.
Eve gelen polislerin kardeşini sürekli azarlayıp acele etmesi gerektiğini söylediklerini aktaran Erdem, “Bu insan kanser. Ciddi bir rahatsızlığı var. Gergerlioğlu’nu ite kata çıkardılar ya ona benzer bir durum yaşadık. Ne bu aceleniz, bir yere kaça yok, dedim. Savcıya yetiştirmeleri gerektiğini söylediler. Sonuçta kaçmıyordu kardeşim. Yetiştiremezsek nezarette kalır diye açıklama yaptılar. Ayşe de tepki gösterdi, ‘Ben kanser hastasıyım, niye bana böyle davranıyorsunuz. Birleşmiş Milletler’e başvurdum, bunların hepsinin hesabı sorulacak’ dedi. Babam ‘Benim kızım kaç kişiyi öldürdü de götürüyorsunuz’ diye tepki gösterdi.” şeklinde konuştu.
Hizmet Hareketi Cemaati soruşturmaları kapsamında verilen 9 yıl 4 aylık hapis cezası, 16 Haziran 2021’de onaylanan 4. evre kanser hastası Ayşe Özdoğan’ın infaz erteleme talebi İstanbul Adli Tıp’ın verdiği ‘cezaevinde kalabilir’ raporu dayanak gösterilerek 1 Ekim 2021’de reddedildi.
Raporda, “Ayşe Özdoğan’ın tetkiklerinde nüks veya metastaz bulgusuna rastlanmadığı, tedavisiz bir şekilde düzenli aralıklarla takip edildiği, aktif tedavi almadığı tespit edilerek; hayatını cezaevi şartlarında yalnız idame ettirebileceği ve düzenli poliklinik kontrolü sağlanarak cezasının infazına cezaevinde devam edilebileceği sonucuna varılmıştır.” ifadeleri kullanıldı..
‘ADLİ TIP’IN SORDUĞU SORULAR GERÇEKLEŞİRSE KARDEŞİM ÖLÜR’
İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun ‘nüks var mı, metastas var mı, devam eden kemoterapi gibi tedavisi var mı’ gibi sorduğu sorular gerçekleşirse kardeşinin zaten öleceğini söyleyen Emine Erdem, bunlar olmasın diye uğraştıklarını kaydetti.
Emine Erdem’in açıklamaları şöyle:
“İstanbul Adli Tıp, ‘Nüks var mı, metastas var mı? Şu anda takip edilen bir tedavi var mı?’ diye rapor isteyip buna göre karar verdi. Oysa bizim önceki tetkiklerimize, MR çekimlerimize göre temmuz ayında Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki onkoloji doktorunun yazdığı şuydu: “4. evre kanser hastası ve nükse şüphesi var.” Zaten o zaman da ‘cezaevinde kalamaz’ raporu verilmişti. Fakat savcı bunu yeterli görmeyip İstanbul Adli Tıp’tan rapor istedi. Onların da dikkate aldığı tek bir nokta var. İnsan bir bütündür, tek bir poliklinikle değerlendiremezsiniz ve bu insan 10 saatlik ağır bir ameliyat geçirdi. Hayati tehlike atlattı. Onun etkileri hala devam ediyorsa siz bunu bütün olarak değerlendirmelisiniz. ‘Nüks yok, metastas yok, takip edilen tedavisi yok’ beyanına bakarak siz bir insanı cezaevine gönderemezsiniz.”
‘METASTAS GERÇEKLEŞİRSE TEDAVİ OLAMAYACAK’
“Nisan ayındaki MR sonuçlarında ameliyat bölgesindeki kalınlaşmanın arttığını gördü doktoru. Tümörün iki gözünün ortasına, beyin sapına yakın yere sıçradığını düşündüler. O kadar korktular ki, biz buna nasıl müdahale edeceğiz diye paniklediler. Üniversite hastanesinin konseyi toplandı. Radyoloğu, onkoloğu, plastik cerrahı, kulak burun boğaz doktoru Ayşe için bir araya gelip ne yapalım diye konuştular. Zaten İstanbul Adli Tıp’ın sorduğu metastas gerçekleşirse tedavi olamayacak ki…”