Stock, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Uluslararası Polis Teşkilatı (Interpol) 89. Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, sahte Covid-19 aşılarının bir kıtadan diğerine geçtiğini, çevrim içi platformlarda çocuk istismarının arttığını, özellikle siber suçlarda artış olduğunu ve suç ile terörün küreselleşmesinin devam ettiğini söyledi.
Interpol’ün yaklaşık 100 yıldır polislere iş birliği sunmak için oluşturulmuş bir platform olduğunu hatırlatan Stock, “2015’ten bu yana Interpol, 19 küresel veri tabanı kurdu. Burada 116 milyon polis kaydı tutuluyor. Sadece bu yıl veri merkezlerinde yaklaşık 3,5 milyon kez arama yapıldı. Ancak bu, buz dağının görünen kısmı. Dolandırıcılık ve siber suçların kurbanları bu suçları çeşitli nedenlerden dolayı kolluk kuvvetlerine ve yargıya taşımıyor. Bu programda temsil edilen birçok ülkenin bu suçlarla başa çıkmak için teknolojik kapasitesi ve eğitim kabiliyeti de bulunmuyor” diye konuştu.
Stock, Interpol’ün teknik bir polis organizasyonu olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bir siyasi organizasyon değiliz. Ancak bu, bugünün jeopolitik gerçeklerini görmezden geleceğimiz anlamına gelmiyor. Son zamanlarda Interpol’e yönelik çeşitli yorumlara şahit olduk ki bunlar ya yanlış bilgilendirme sonucu ya da cahilce yapılmış. Bu organizasyonun en çok bilinen, en etkin araçlarından biri olan ve dünya genelinde işleyen kırmızı bültenden bahsedeyim. Sınırlı bir yetkimiz var. Birincisi, kırmızı bültenin bir tutuklama emri olmadığını teyit edeyim. Baskın şekilde siyasi, dini ve etnik meselelere girmemize izin verilmiyor. Ben genel sekreter olarak bir hükümet üyesi değilim, tarafsız ve bağımsızım. Benim rolüm Interpol’ün günlük operasyonlarını yürütmek. Gelecek yıl toplantımız Hindistan’da olacak. 2023’te Avusturya’da olacağız. 2024’te ise Londra’da olacağız.”
Interpol Genel Sekreteri Jürgen Stock, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Birleşik Arap Emirlikleri’nin Interpol başkanlığı için adayı Ahmed Naser Al Raisi işkence ile suçlanıyor. Bu kişinin görev için doğru kişi olduğunu düşünüyor musunuz?” şeklindeki soruya Stock, “Bu konuda benim yorum yapmam uygun olmaz. Bu, bizim üye ülkemizin sorumluluğunda. Interpol bünyesinde çalışacağı uzmanı aday göstermesi üye ülkemize bağlı. Bu üye ülkenin kararına bağlı, benim görevim değil. Benim görevim Interpol’ü denetlemek” yanıtını verdi.
Jürgen Stock, “Çin’in Uygur Türklerini yakalamak için kırmızı bülten düzenletmeye çalıştığı iddiaları var. Çin’in kırmızı bültenleri hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Bildiğiniz gibi benim bu organizasyonla ilgili tecrübem var. İşime 2005’te başladım. 5 yıl teknik komitenin üyesi oldum. Daha sonra genel sekreter olarak devam ettim. Bizim siyasi bir organizasyon olmadığımızın altını çiziyorum. Bu ne anlama geliyor. Tabii ki her üye ülkemizin, hangi suçluyu nasıl bulması konusunda çok farklı sistemleri ve öncelikleri var. Interpol’ün kendi düzenlemeleri var. Interpol çok kısıtlı bir yetkiyle işliyor. Çok uzun süredir siyasi ve askeri bir meseleye karışmıyoruz. En azından bizim yetkimizin bir sınırı var. Diğer bir sorumluluğumuz da var ki o da ülkelerin egemenlik alanlarından uzak durmak. Biz üye ülkemizi ulusal meselelerine yönelik soruşturmuyoruz, suçlamıyoruz. Bu, bizim uzak durmamız gereken bir alan. Ama bizim insan haklarını korumak konusunda güçlü düzenlemelerimiz, açık taahhüdümüz var. Eğer üye ülkeler, Interpol kanallarını kullanmaya karar verirse kurallarımıza, standartlarımıza uymalılar. Eğer kırmızı bültenin baskın şekilde siyasi bir arka planı varsa hiçbir şekilde harekete geçmeyiz.”
Stock, “Kırmızı bültenin arka planının siyasi olduğuna nasıl karar veriyorsunuz, Türkiye’den çok sayıda kırmızı bülten talebi aldınız ve tarafınızdan reddedildi. Bir anlaşma bekliyor musunuz?” sorusuna ise “Türkiye ile bazı kırmızı bültenlerin kategorilerinin düzenlenmesi konusunda bazı yanlış anlaşılmalarımız ve anlaşmazlıklarımız oldu” yanıtını verdi.