Karar yazarı eski AKP’li vekil Mehmet Ocaktan, Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu perişan halin temel nedeninin yolsuzluk olduğunu belirterek rüşvet, haraç, eş-dost akraba kayırmacılığı, liyakatsizlik, baskı, zimmete para geçirme yoluyla yapılan yolsuzluklarla bir ‘hırsızlık rejimi’ kurulduğunu yazdı.
Günümüz dindarları için önemli olanın ‘görsel dindarlık’ olduğunu söyleyen Ocaktan, ‘Kabul edelim ki yeni dindarlarımız, artık liyakatsiz birisinin bakan yapılmasının haksız kazanç olduğunu idrak edecek bir dindarlık bilincinin çok uzağında bulunmaktadırlar. Onlar, cumhurbaşkanı “Nass var nass..” dediğinde kalplerinde bir yücelik hissederler, huzur ve huşu içinde evlerinin yollarını tutarlar…’ dedi.
Mehmet Ocaktan şunları yazdı:
Maalesef Türkiye’nin bütün yönetim kademeleri liyakatsizlere teslim edildiği için yönetilemiyor ve insanlar her geçen gün derin bir yoksulluk çukuruna yuvarlanıyorlar, bir başka deyişle bu çukurun içine adeta itiliyorlar.Ülkenin böylesine karanlık bir sürece mahkum olmasının elbette pek çok siyasi ve ekonomik nedeni var. Lafı hiç dolandırmadan söylemek gerekirse bugünkü perişan halimizin en temel nedeni yolsuzluktur…
.Yolsuzluk tanımını en yaygın ve net şekilde kullanan Dünya Bankası’dır. Dünya Bankası’na göre yolsuzluk; kamu gücünün özel menfaatler için kötüye kullanılmasıdır. Kısacası sınırlandırılmamış politik yolsuzluk hali, en somut şekliyle bir ‘hırsızlık rejimi’dir.
…
Şu anda Türkiye tam da böyle bir liyakatsizliğin, nepotizmin zirve yaptığı bir hali yaşamaktadır. Belli bir liyakate ve kaliteye sahip bürokratlar, bakanlar, hatta bağımsız kurum başkanları devletten uzaklaştırılmakta, liyakatsizler baş tacı edilmektedir.
…
Çünkü günümüz dindarları için önemli olan ‘görsel dindarlık’tır… Mümkünse her gün namazını camide kılması, takkesini-tespihini eksik etmemesi çok makbul bir davranıştır. Hakka-hukuka riayet edilmemesi, sınavlarda insanların haklarının yenmesi, devleti liyakatsizlerin istila etmesi, kendi özgürlüğüne halel gelmediği sürece başkalarının özgürlüklerinin askıya alınması ne yazık ki günümüzün dindarlarını zerrece ilgilendirmemektedir.
Kabul edelim ki yeni dindarlarımız, artık liyakatsiz birisinin bakan ya da bir kuruma başkan yapılmasının aynı zamanda haksız kazanç olduğunu idrak edecek bir dindarlık bilincinin çok uzağında bulunmaktadırlar. Onlar, cumhurbaşkanı “Nass var nass..” dediğinde kalplerinde bir yücelik hissederler, huzur ve huşu içinde evlerinin yollarını tutarlar…