M. AHMET KARABAY-TR724
Ülkenin muktedirleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili kararını çoktan vermiş durumda. Bu karar belli. İstanbul Büyükşehir Belediyesi adının Ekrem İmamoğlu ile anılmasına bir şekilde engel olmak istiyorlar. Bunun kılıfının nasıl olacağı ve ne zaman olacağını ise süreç gösterecek.
İstanbul’da yaşayıp siyaseti takip edenler, Ekrem İmamoğlu’nu Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden değil, CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı yaptığı günlerden hatırlarlar. O zamandan itibaren farklı bir siyasetçi olarak tanındı.
İmamoğlu, klasik CHP’li biri hiç olmadı. Bölgesindeki muhafazakar işadamlarının hemen her davetine katıldı. İlçesinde yaşayan insanlarla hiç görüş farkı ayırt etmeden temas kurdu. Bu diyalogları sayesinde sevildi ve Beylikdüzü’nde aday olduğunda CHP’nin bir önceki seçimde yüzde 30 olan oylarını yüzde 50,8’e çıkararak belediye başkanı seçildi.
Sonrasında partisi tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday gösterildiğinde seçimi kazanacağına inanan insan sayısı çok fazla değildi. O sıralarda İstanbul’da belediye başkanlığı yapmış isimlerle görüşmeye başladığında seleflerinden olan Tayyip Erdoğan’ın randevu vermesi de “Nasıl olsa kazanamayacak” düşüncesi taşıdığı içindi.
AK Parti’nin MHP ile kurduğu Cumhur İttifakı’na karşı CHP’nin İYİ Parti ile oluşturduğu Millet İttifakı’nın adayı olan Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2019’da yapılan seçimleri kazandı. Bir oy farkının seçimi kazanmak için yeterli olduğunu savunan iktidar sahipleri, oy farkının azlığından hareket ederek YSK aracılığıyla seçimi iptal ettirdiler.
İmamoğlu’nun mazbatasını iptal ettiler ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’yı sözde “vekaleten” gerçekte ise “kayyım” olarak atadılar. Aynı zarftan çıkan meclis üyelerine verilen oylar geçerli sayıldı İstanbul’da yaşayanlar 23 Haziran 2019’da yeniden sandığa gitti.
18 bin olan oy farkı, yenilenen seçimde 806 bine ulaştı. Atandığı görevlerin neredeyse hiçbirine seçilmeden getirilen Erdoğan’ın mutemedi Binali Yıldırım ikinci kez mağlup oldu.
İmamoğlu, 27 Haziran’da mazbatasını alıp göreve başladı. Öteki büyükşehirlerdeki yenilgiyi kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hezimeti hiç hazmedemedi. Seçimin hemen ardından kendi taraftarlarıyla cami çıkışında yaptığı, sosyal medyaya da yansıyan bir video Erdoğan’ın tavrını ve geleceğe yönelik planlarını anlatır gibiydi.
Erdoğan’a göre İmamoğlu seçilmişti ama hizmet etmesine imkan tanınmayacaktı. Çalıştırmamak için devlet mekanizması ellerindeydi. Dahası, Belediye Meclisi de iktidar kanadındaydı.
İBB’de İmamoğlu’nun başarı hanesine yazılacak hemen her şeye engel olunmaya çalışıldı.
İstanbul’un yıllardır kangrenleşmiş sorunlarına neşter vurulabilecek adımların atılmasının önüne geçildi. Nüfusun katlanmasına rağmen 30 yılı aşkın süreden bu yana artmayan taksi sayısı kamuoyunun en bildik konusu oldu.
YENİ SEÇİMLERE İMAMOĞLU EKİBİYLE GİRİLMESİ TAHAMMÜL EDİLEMEZDİ
AK Partili yönetim zamanında parasızlık sebebiyle duran metro inşaatlarına bu dönemde hız verildi. Sosyal belediyecilik konusunda geçmiş dönemlerde gündeme gelmeyen pek çok adım atıldı.
Kendisini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak gören Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, her adımın önünü kesmeye çalıştı.
Bütün bunları yakından takip eden Beştepe, bir süre İmamoğlu ve ekibini “Nasılsa başarısız olacaklar” yaklaşımı ile takip etti. Aradan geçen zaman bu beklentileri boşa çıkardı.
İmamoğlu, halkla kurduğu diyalog ve küçük de olsa var olan iktidar muhalifi medyanın desteğiyle olan biteni topluma yansıttı. Bu sayede halkın kendisine tanıdığı kredi desteğini kaybetmedi.
Yapılan anketlerin tamamına yakını İmamoğlu’nun başarısız değil, tersine başarılı olduğunu gösterdi.
İstanbul’un bir sonraki seçimlere İmamoğlu ile girmesi iktidar açısından tahammül edilemez bir tablo idi. Böyle bir ihtimalin ortaya çıkması, İstanbul’da kritik durumdaki pek çok ilçede AK Parti’nin seçimi kaybetmesi ve İBB Meclisi’nde de kontrolün CHP’ye geçmesi demekti.
ŞİMDİ BİLDİK PLANI DEVREYE SOKMA ZAMANI
Beştepe’nin böyle bir gidişe tahammülünün olması beklenemezdi elbette. Zaten İmamoğlu’nu nereden vuracaklarına ilişkin ipuçlarını “Bunlar kazanırsa belediyeye teröristleri dolduracaklar” diye daha seçimler öncesinde vermişlerdi.
Şimdilerde atılan adımlar tesadüf sanılmasın. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 2022 Yılı Bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı, “İBB’de 557 terörist var” sözlerini Erdoğan’a karşı ön alma olarak görmemeli.
Böyle olsa idi Erdoğan ortaya atılıp, “15 bin kişiyi işten çıkarıp aralarında terörle iltisaklı kişilerin de olduğu 45 bin kişiyi işe aldılar” çıkışını yapmazdı.
İmamoğlu’nun çevresindeki bazı kişiler, gelen okların İBB Başkanı’nın şahsını hedef aldığını kabullenmeye yanaşmasa da tablo çok açık. İktidar bütün araçlarını toplayıp hücuma geçmiş durumda.
“İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” mottosunu en çok kabullenen biri Beştepe’de oturuyor. İmamoğlu’nun İBB Başkanlığı koltuğunda bulunması en çok Erdoğan’ı endişelendiriyor.
Eski başbakanlardan Süleyman Demirel, bir dönem Turgut Özal’ın başbakanlık koltuğunda oturmasına tahammülsüzlüğünü ifade ederek oradan indireceğini anlatmak için, “Tapulu arsama gecekondu yaptırmam” demişti.
Erdoğan da Türkiye Cumhuriyeti’nin en tepe koltuğu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını tapulu arsası olarak görüyor. Birinde kendisi oturacak, ötekine de belirlediği isim gelecek.
Başka hiçbir formüle tahammülü yok.
İMAMOĞLU’NUN CEVAPLARI VE HAMLELERİ NEYE YARAR?
Ekrem İmamoğlu, işe aldıkları her personelden adli sicil raporu istediklerini bu belgeyi de Adalet Bakanlığı’nın verdiğini dile getirdi. Burada bir yanlışlık varsa, bunun muhatabının kendisi olmadığını vurguladı.
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da durumu anlatan bir mektup yazdı. Bu mektuba Erdoğan “Utanmadan bana mektup yazmış” diye karşılık verdi. Erdoğan, “Sayın Cumhurbaşkanı” diye başlayan mektuba “utanmadan” diye hitap edince akla ABD eski Başkanı Trump’ın mektubu geldi.
Trump, Suriye gerilimi sırasında Erdoğan’a “Aptal olma” diye hitap etmiş, Erdoğan da sonraları yazdığı mektuplara, “Dostum Trump” diye mukabelede bulunmuştu.
İmamoğlu da Erdoğan’a mektupla ilgili cevap verirken, “Sayın Cumhurbaşkanı utanılacak bir mektup arıyorsa seçimlerin hemen öncesinde cezaevinden (Abdullah Öcalan’dan) rakibim lehine alınan mektuba bakmalı” diye konuştu.
Bu diyaloglar bir süre uzayıp gidecek.
ÖZEL TEFTİŞ HIZLA SONUÇLANDIRILIR VE HEDEFE İMAMOĞLU’NUN ŞAHSI KONULUR
İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı “özel teftiş” çok uzamadan sonuçlandırılır. İşe alınan personelin getirdiği adli sicil belgelerinden bazılarının “sahte” olduğuna karar verilir ve terörle iltisaklı kişileri işe almaktan dolayı soruşturma Ekrem İmamoğlu’nun şahsına yöneltilir.
Sonrasında olacaklar belli sanırım. Hukuk kılıfı giydirilmiş zorbalık sistemi, halkın seçtiği bir belediye başkanını görevden alıp yerine kayyım atanmasını sağlar.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak‘ın “Ekrem İmamoğlu’nun yerine kayyım atanabilir mi?” sorusuna verdiği “Gök kubbeyi başlarına yıkarız” yanıtı da zihinlerde kekre bir hatıra olarak kalır.
Siz İmamoğlu’nun yerine hangi isim kayyım olarak atanır acaba sorusuna yanıt arayın.
Bir diğer nokta ise, İmamoğlu’nun yolu ne kadar uzun o zaman göreceğiz. İmamoğlu, yolculuğa yeni mi başlamış, yoksa yolun sonuna mı gelmiş bunu kendi nefesi belirleyecek.