• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home Manşet

SSCB’nin sonunu hazırlayan olay: Jeltoksan (16 Aralık) 1986

Peki, Kazakistan Cumhuriyeti’nin 30 yıllık sürecinde Türkiye’nin rolü nedir? Ne yazık ki, benim de oralarda bulunduğum ilk 10 yıl ve sonrasında Türkiye’nin Orta Asya, dolayısıyla Kazakistan politikası, “Adriyatik’ten Çin seddine” boş lakırdısından başka somut bir icraatına şahit olmadık.

Aralık 16, 2021
in Manşet, VİDEO HABERLER, YAZARLAR
5
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

 

16 Aralık, Kazakistan’ın ba­ğımsızlık yıl dö­nümü. 30 yaşına ayak bastı.

Bu tarih sade­ce Kazakistan’ın bağımsızlık yıl dönümü değil, aslında.

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Gazze’de 4 yaşındaki Muhammed açlıktan öldü

MİT, Malezya’dan kaçırmıştı:91 ay hapis yatan İsmet Öğretmen ailesine kavuştu

CHP’li milletvekilleri Boğaz Köprüsü’ne ‘İmamoğlu’na özgürlük’ pankartı astı

Bu tarih, SSCB’nin çöküşünün ve 15 Cumhuriyeti’nde bağımsızlığa gi­den kilometre ta­şıdır aynı zamanda.

Kazak halkı bu aya “Jeltoksan” diyor.

“Jeltoksan” sö­zü Kazakçada “Ara­lık Ayı’nı ifade edi­yor.

“Jeltoksan Olayları” ise 1986 yılının Aralık ayında Almatı’da ya­şanan ıstıraplı günlerin diğer bir adıdır.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, Enes Cansever’e verdiği bir röportaj esnasında.

 

1986 yılının Aralık ayında henüz Sovyetler Birliği dağılma­mıştı.

Kazakistan Komünist Parti­si Merkez Komitesi’nin 1. Sekreter­liği (Günümüzün Cumhurbaşkan­lık makamı) görevinde ise 22 yıl­dan beri Kazak asıllı Din Muham­med Kunayev, bulunmaktaydı.

Ka­zak halkı, Kazakistan yönetimi­nin kendilerinden birisinin bu­lunmasını talep etmeleri en tabi haklarıydı.

Ve Muham­med Kunayev’in emekliye ayrılma­sından sonra, özellikle o dönem­de Gorbaçov’un yürütmekte oldu­ğu açıklık-yumuşama ve yeniden yapılanma politikaları çerçevesinde, yerine bir başka kazak asıllı liderin atanmasını bekliyordu.

Ama Moskova öyle yapmadı.

Kazakistan için bunun tam tersini yaptı.

Din Mu­hammed Kunayev’den boşalan makama, hem de Kazakistan ile hiç alakası olmayan Rus asıllı Genna­diy Kolbin oturtuldu.

Kazak gençle­ri, bu uygulamaya karşı, Kazakis­tan Devlet Üniversitesi’nden başla­yan bir direniş sergilediler.

Drenişçiler, “Kazakistan yönetimine ancak Kazakistanlı birisinin getiril­mesi gereğini” ifade ederek, Res­publika (Cumhuriyet) alanına doğ­ru, ellerinde pankartlarla yürüdü­ler.

SSCB’nin o döneminde böyle bir miting yapmak çok önemli bir hadisedir.

Büyük bir cesaret ister.

SSCB Yönetimi, gençle­rin bu haklı talebini dinlemek ye­rine, onları karşı güç kullanarak sustur­mayı tercih etti.

Tercih etti ama gençlerin bu direncini kıramadı ve protestoları bastırmada başarılı olamadı.

Üniversite koridorlarında başlayan bu direniş, dalga dalga Almatı’nın sokaklarına yayıldı.

Kolluk güçleri ve kızıl ordu güçleri ile kazak gençleri arsında yer yer çatışmalar yaşanmaya başladı.

Kazak gençleri Komünist Partisi Merkez Binasına girerek, binayı ele geçirdiler.

Daha sonra şehir hapishanesini de ele geçirerek, zindanlara atılan ar­kadaşlarını serbest bıraktılar.

Kısacası gençler, Sovyet yönetiminin hukuksuz uygulamasına başkal­dırmış, yerel yönetim, bu başkal­dırıyı bastıramamıştı.

Fakat  16 Aralık’ı -17 Aralık’a bağlayan ge­ce ve ertesi gün, Moskova yönetimi askeri uçaklarla, başka yerlerden ağır silahlı güçleri Almatı’ya sevketti.

17 Aralık akşamına kadar Kı­zıl Ordu’nun 70 bin kişilik bir birli­ği Kazakistan’a taşınmıştı.

Bu birlik, Almatı sokaklarındaki Kazak genç­lerinin üzerine acımasızca ve do­nanımlı bir ordu ile savaşırcasına ateş açtı.

Pek çok Kazak genci hayatını kaybetti.

Pek çoğu ağır yaralar aldı.

O yıl çok ağır geçen kar ve kış şartların­da, Cumhuriyet alanına toplanmış insanlara, soğuk tazyikli suyla mü­dahale edildi.

Bazı yaralıların, dam­perli araçlarla karlı ve soğuk Aladağların eteklerine taşınarak, o yamaçlar­dan aşağıya döküldüklerini, sabah­lara kadar sert ayazdan dolayı ha­yatını kayıp ettiklerini ifade ediyor­lardı o günün görgü tanıkları.

Res­mi beyanlarda ölen gençlerin sa­yısı her ne kadar 22 olarak veril­miş olsa da, yaşanan olaylar ve gö­rülen ölümler karşısında bu rakam, Kazak halkına hiç inandırıcı gelme­mişti.

SSCB sistemi, dışa kapalı ol­duğu için dünya, bu faciadan sağ­lıklı haber alamıyordu.

Türkiye kamuoyu ise; Jeltoksan olayını, ilk defa 1992’de yapmış ol­duğum çok detay­lı ve çarpıcı bir rö­portajla  öğrenme imkânını bulmuştu.

Türkiye ka­muoyuna gelmişti.

Hiç unutmuyorum, çıkan röportajımız­la ilgili, okuyucuları­mızdan gazetemizin İstanbul merkezine, inanılmaz mesajlar gelmiş, büyük ilgi uyandırmıştı.

Söz konusu röportajda, Jeltoksan olayına katılan ve ülkenin o dönemde  ve daha sonra da en po­püler söz ve ses sa­natçısı Janar Ayja­nova ile yapmıştık.

Üniversiteli kızların ellerinde bal­ta, demir armatör, sopalarla Kızıl Ordu’ya karşı mücadelesini şu halk türküsüyle sesleniyordu:

“Men Ka­zak kızlarına kayran kalam” (Kazak kızlarına hayran kaldım)

İşte Kazak halkının ve Kazakistan’ı bağımsızlığa, SSCB ve Gorboçov’un da sonunu hazırlayan Jeltoksan olayının, yani 16 Aralık ayı­nın diğer bir anlamı bu.

Kazak tarihine “Jeltoksan olayları” adıyla giren bu baş­kaldırıda dökülen kanlar ve verilen canlar, aslında sadece bugünkü Ba­ğımsız Kazakistan Cumhuriyeti’nin meydana gelişini değil, aynı za­manda o dönemde SSCB’nin için­de yer alan bugünün 15 Cumhuriyetinde bağımsızlık günüdür.

İşte Kazakistan’ın 30 yıl bağımsızlık gününü bu açıdan okumak lazım.

1917 Ekim Devrimi, başka bir deyişle Bolşevik İhtilali ile kurulan SSCB, Soğuk savaş sürecinde ABD’nin karşısındaki güç konumunda idi.

1985 yılında Gorbaçov’un ikti­darı sırasında başlayan Glasnost ve Perestroyka ile başlayıp 6 yıl süren reformların ardından 1991 yılının sonunda Sovyet Sosyalist Cumhu­riyetler Birliği resmen dağıldı ve bir­liğe bağlı bazı ülkeler, bağımsızlıkla­rını ilan ettiler.

Birliği oluşturan şim­di bağımsız olan 15 devlet, bir araya gelerek, bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Halen devam eden ‘Bağımsız Devletler Topluluğu’ da bu süreçle oluşmuş oldu.

Kardeş Orta Asya Cumhu­riyetleri, bugün 30 yaşında.

Bağımsızlığın ilk 8 yılı olan yokluk sürecini bizzat yaşayan biri olarak, o dönemin yakın tanığıyım.

Bir gazeteci olarak, Nazarbayev’in heyetinde yurtiçi ve dışındaki seyahatlerine yıllarca katılma imkânı olan tek yabancı gazeteciydim. Nazarbayev ile çok yakın ve samimi ilişkilerimiz vardı.

Zaman Kazakistan, ülkede faaliyete başlayan ilk yabancı kurumlardan biridir.

Bu nedenle çok rahatlıkla şunu diyebiliriz, Kazak halkı, Orta Asya’nın yıldız ülkesi olan Kazakistan Cumhuriyeti’nin temelini, kanıyla ve canıyla kurdular.

Bu coğrafya, doğal kay­naklar bakımından eşsiz zenginli­ğinin yüzyıllarca hâkim devletlerin nüfuz mücadelesine sahne olduğu olduğu bir gerçek.

Kimyadaki, periyodik cetveldeki kimyasal elementlerin hemen tamamı, Kazakistan’da çıkıyor.

Zengin petrol ve maden yataklarına sahip.

SSCB’nin tahıl ambarı, kalhoz (çitlikleriyle) et kombinası durumundaydı.

Bu enerji yolu eği­tim gönüllülerinin de açmış olduğu kolejlerde yetişen dinamik bir gele­cekle ve sağlam adımlarla 21. Asra doğru yürüyor.

Peki, Kazakistan Cumhuriyeti’nin 30 yıllık sürecinde Türkiye’nin rolü nedir?

Ne yazık ki, benim de oralarda bulunduğum ilk 10 yıl ve sonrasında Türkiye’nin Orta Asya, dolayısıyla Kazakistan politikası, “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne” boş lakırtısından başka, somut bir icraatına şahit olmadık.

Şu anda ise; vatandaşını bu kardeş cumhuriyetlerin yöneticilerine gammazlayan, ispiyonlayan, oralarda büyük emeklerle kurduğu eğitim yuvalarını kapatmak için çabalayan bir  iktidar ve Ankara Diplomasisi(!) var.

Vatandaşını rüşvet karşılığında kaçırtarak, Anadolu’daki zindanlara attıran, işkenceyle kolu ve kanadını kıran, sürekli fitne ve fesat peşinde, türlü kirli tuzaklar hazırlayan bir ‘Türk Dış Politikası’ mevcut.

Son söz: Kazakistan’ın bağımsızlığının 30. yılını gönülden tebrik ediyorum. Vefalı Kazak halkını da yürekten kutluyorum.

Kurucu Devlet Başkanı Nazarbayev’e ve mevcut Başkan Kasım Comart Tokayev’e sağlıklı bir ömür diliyorum.

Zira, bu ülkenin çatışmasız, huzur ve barış içinde dünyada, yıldızı parlayan bir ülkeye çeviren, dirayetli ve mutedil iç ve dış politikasıyla günümüze taşıyan Nursultan Nazarbayev’in, gerçekten kazak halkının üzerinde büyük bir hakkı var.

Ülkenin bugünlere gelmesinde büyük bir emeği var.  e.cansever@zamanaustarlia.com.au

Tags: Adriyatik’ten Çin seddinebağımsızlıkGlasnost ve PerestroykaJeltoksan 16 Aralık 1986 Kazak HalkıKasım Comart TokayevKazakistanNazarbayevSSCB
PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Avustralya’da trajedi: Tasmania’da şişme kale rüzgarda savruldu, 5’i yaralı, 4 çocuk hayatını kaybetti,

SONRAKİ HABER

Meriç’i geçen sığınmacılar adada mahsur kaldı: Hava çok soğuk, kötü durumdayız

BENZER HABERLER

Gazze’de 4 yaşındaki Muhammed açlıktan öldü
Dış Haberler

Gazze’de 4 yaşındaki Muhammed açlıktan öldü

Mayıs 25, 2025
MİT, Malezya’dan kaçırmıştı:91 ay hapis yatan İsmet Öğretmen ailesine kavuştu
Manşet

MİT, Malezya’dan kaçırmıştı:91 ay hapis yatan İsmet Öğretmen ailesine kavuştu

Mayıs 25, 2025
CHP’li milletvekilleri Boğaz Köprüsü’ne ‘İmamoğlu’na özgürlük’ pankartı astı
Manşet

CHP’li milletvekilleri Boğaz Köprüsü’ne ‘İmamoğlu’na özgürlük’ pankartı astı

Mayıs 25, 2025
Manşet

Söz Vermiştik

Mayıs 25, 2025
‘Kurgu Darbesi’ gecesinde evlat acısı yaşayan şehit Üsteğmen Annesi: Kızım, damadım, oğlum ihraç edildi, küçük oğlum da köprüde öldürüldü
Manşet

‘Kurgu Darbesi’ gecesinde evlat acısı yaşayan şehit Üsteğmen Annesi: Kızım, damadım, oğlum ihraç edildi, küçük oğlum da köprüde öldürüldü

Mayıs 24, 2025
Manşet

Hangisi daha yandaş; Ahmet mi, Ertuğrul mu?

Mayıs 24, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • All
  • Manşet
Gazze’de 4 yaşındaki Muhammed açlıktan öldü
Dış Haberler

Gazze’de 4 yaşındaki Muhammed açlıktan öldü

by adminzaman
Mayıs 25, 2025
0

İsrail’in Gazze’ye uyguladığı abluka, dört yaşındaki Muhammed Mustafa Yasin’in hayatına mal oldu. İsrail’in Gazze Şeridi’ne 2 Mart’tan bu yana uyguladığı...

MİT, Malezya’dan kaçırmıştı:91 ay hapis yatan İsmet Öğretmen ailesine kavuştu

MİT, Malezya’dan kaçırmıştı:91 ay hapis yatan İsmet Öğretmen ailesine kavuştu

Mayıs 25, 2025
CHP’li milletvekilleri Boğaz Köprüsü’ne ‘İmamoğlu’na özgürlük’ pankartı astı

CHP’li milletvekilleri Boğaz Köprüsü’ne ‘İmamoğlu’na özgürlük’ pankartı astı

Mayıs 25, 2025

Söz Vermiştik

Mayıs 25, 2025
‘Kurgu Darbesi’ gecesinde evlat acısı yaşayan şehit Üsteğmen Annesi: Kızım, damadım, oğlum ihraç edildi, küçük oğlum da köprüde öldürüldü

‘Kurgu Darbesi’ gecesinde evlat acısı yaşayan şehit Üsteğmen Annesi: Kızım, damadım, oğlum ihraç edildi, küçük oğlum da köprüde öldürüldü

Mayıs 24, 2025

Hangisi daha yandaş; Ahmet mi, Ertuğrul mu?

Mayıs 24, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM