MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi takdir etmek lazım. Kurt siyasetçi, barajın altında kalmış partisiyle ülkeyi yönetiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a başkanlık için verdiği destek aslında onu vazgeçilmez kıldı. Seçilmek için gereken 50 artı 1 oranının hatırına bir dediği iki edilmiyor. Stratejik geri çekilmeleriyle, AKP’yi biraz daha kendine borçlu bırakıyor. En son örneğini Hakimler Savcılar Kurulu seçiminde yaşadık. İstifa ettirdiği Hamit Kocabey’i gölge Adalet Bakanı olarak atadı. HSK’da tek sandalye ile yapamadığı her şeyi doğrudan Erdoğan üzerinden yaptıracak.
AKP’liler, istifa eden ‘MHP’li üye’ Kocabey’in yerini kapmak için hücum etti. İktidar partisinin ilçe teşkilatları ve yerel meclis üyeliklerinde görev yapmış Havvanur Yurtsever, TBMM tarafından yeni üye seçildi. Yurtsever son olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışıyordu. Bahçeli aday bile göstermeyerek rest çekti; Erdoğan reste jestle karşılık verip MHP’ye yakın bir ismi seçtirebilirdi. Aksine teşkilattan yetişme AKP’li koltuğa buyur edildi.
Geçen yılki büyük seçimde İYİ Parti’ye iki kişilik kontenjan verilmesi küçük çaplı kriz doğurmuştu. CHP ve MHP’ye tek, İYİP’e iki üyelik Cumhur İttifakı’nda sarsıntıya yol açmıştı. Suç, Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’a yıkılarak sıkıntı büyümeden kapatıldı. Üzerinden altı ay geçmeden büyük kriz patladı ve Kocabey, Bahçeli tarafından istifaya zorlandı.
Krizin sebebi yargıdaki güç savaşlarıydı. Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un desteklediği Sulh Ceza Yargıcı Eren Şen ile Kocabey’in avukat oğlu Nizamettin Kocabey arasındaki tartışma tahminlerin ötesinde büyüdü. Bataklık Operasyonu çerçevesinde verilen bir tutuklama, yargıdaki çürümüşlüğü ortaya saçtı. İki taraf da birbirini borsa kurmak ve birilerine çökmekle itham etti. Sonunda Eren Şen, ağır ceza üyeliğine kaydırıldı, Kocabey ise istifa etti. Bahçeli, “Aday maday göstermiyorum, kendiniz çalın kendiniz oynayın” resti çekti. AKP’lilerin “Bir koltuk daha kazandık” sevinci pahalıya patlayacak gibi görünüyor.
Erdoğan’ın akıbeti Bahçeli’nin iki dudağı arasında. MHP ittifaktan çekildiği anda cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanma şansı sıfır. Hoş şimdi de kaybetme riski yüksek ama diğer seçeneğin yanında denemeye değer duruyor. Biraz hile ve ayak oyunuyla halledebiliriz diye bakıyorlar. MHP olmazsa mızrağın gizleneceği çuval, hileleri kamufle edecek örtü kalmayacak.
MHP-AKP birlikteliği aşk evliliği değil, tamamen mantığa ve çıkara dayalı bir ilişki. O yüzden Bahçeli kâr-zarar hesabı yapıyor. Aldıkları, kaybettiklerinden fazla olduğu müddetçe nikah devam edecek. Erdoğan’ın kaybedeceğine emin olursa ilk tekmeyi vurarak, sonraki dönemde Meclis’te küçük bir parti olmayı deneyebilir. Beraber batmaktansa kendine mütevazı bir yaşam kurabilir. Bürokrasiye yerleştirdiği adamlarıyla da son nefesine kadar ‘Devlet Bey’ olarak devam eder.
HSK Krizi ve AKP’lilerin açgözlülüğü Bahçeli için test işlevi gördü. Ortağının çıkarcılığını kayıtlara geçirmekle kalmadı, alacaklı çıktı. Ama daha önemlisi nereye kadar güvenebileceğinin analizini yaptı. İnsanlar el ele yürüyebilir, hatta biraz zor da olsa koşabilir ancak birlikte hendek atlayamaz. Hele de büyük hendekte, zamanlama ve mesafeyi tutturmak imkansız. Cumhur İttifakı, birlikte düşmek ya da ortağın elini bırakmak tercihiyle karşılaştığında MHP ayrılığı seçer.