İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ataşehir’de katıldığı bir programda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Kanal İstanbul çevresine kurulacak Yenişehir’in ilk üç etabı için başlattığı tapu süreci ve sosyal medyada Ürdünlülerin kurduğu bir pazarlama şirketinin müşterilerine müjde vermek üzere çektiği video ile ilgili açıklama yaptı.
‘BURADA HESAP BİRİLERİNİN CEBİNE GİRECEK OLAN PARALAR’
Kanal İstanbul projesinin İstanbul’un geleceğini tehdit ettiğini savunan İmamoğlu, “Başından beri ifade ettiğimiz bir şey var; bu bir rant projesidir. İçinden geçecek tankerin, boğazı tehdit eden unsurların bertaraf edilmesi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Burada hesap kitap; birilerinin cebine girecek olan paralardır, kazanılacak paralardır. Oradaki zavallı köylülerimizi, yerlerinden edilen vatandaşlarımızı da ilgilendiren bir husus değildir” dedi.
‘GÜZERGAHI BİRİLERİYLE PAYLAŞILMIŞ’
İlk zamanlar Kanal İstanbul’un güzergahının paylaşılmadığını kaydeden İmamoğlu, “O kadar çıkarcı davranılmıştır ki, hatırlarsanız en üst perdeden şu söylenmiştir: ‘Güzergahını bile paylaşmıyoruz. Çünkü buradaki arsa rantına izin vermeyeceğiz.’ Güzergahının paylaşılmadığı doğru. Ama kime? Topluma, vatandaşa. Ama birileriyle paylaşıldığı da bugün ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
‘ARACI SİYASİLER KİM?’
Aracıların da olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Bir de para kazanan aracılar var tabii. Bir de bunların tespit edilmesi lazım. Bu aracılar, bu komisyoncular, bu devlet görevlileri kim? Bu siyasiler kim? Bu işe aracılık eden, pazarlamacılık yapan kim?” diye sordu.
‘TARIM ARAZİSİ OLARAK KALACAK’
İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben bu kepazeliği her zaman ifade ettim. Kanal, ulaşım hikaye. Orada 2,5-3 milyon insanın İstanbul’a ilave edilmesiyle İstanbul’un bütün doğal yapısını, bütün kurgusunu bertaraf etmesiyle sonuçlanacak kötülüktür bu kötülük. Bunu engelleyeceğiz. Siyasi ömürleri buna yetmeyecek. Türkiye Cumhuriyeti’nin dönüşüm hikayesinin en önemli göstergesi olacaktır; Kanal İstanbul’a karşıtlık. O araziler, tekrar İstanbul’un çok sağlıklı tarım arazileri olmaya devam edecek. Aldıkları günkü fonksiyonuyla devam edecek. Yani o gün tarım arazisi olarak aldılarsa ileride de tarım arazisi olacak. O gün rekreasyon alanı ise öyle kalacak. Fırsatçılık yapmalarına müsaade etmeyeceğiz.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ataşehir’de katıldığı bir programda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Kanal İstanbul çevresine kurulacak Yenişehir’in ilk üç etabı için başlattığı tapu süreci ve sosyal medyada Ürdünlülerin kurduğu bir pazarlama şirketinin müşterilerine müjde vermek üzere çektiği video ile ilgili açıklama yaptı.
‘BURADA HESAP BİRİLERİNİN CEBİNE GİRECEK OLAN PARALAR’
Kanal İstanbul projesinin İstanbul’un geleceğini tehdit ettiğini savunan İmamoğlu, “Başından beri ifade ettiğimiz bir şey var; bu bir rant projesidir. İçinden geçecek tankerin, boğazı tehdit eden unsurların bertaraf edilmesi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Burada hesap kitap; birilerinin cebine girecek olan paralardır, kazanılacak paralardır. Oradaki zavallı köylülerimizi, yerlerinden edilen vatandaşlarımızı da ilgilendiren bir husus değildir” dedi.
‘GÜZERGAHI BİRİLERİYLE PAYLAŞILMIŞ’
İlk zamanlar Kanal İstanbul’un güzergahının paylaşılmadığını kaydeden İmamoğlu, “O kadar çıkarcı davranılmıştır ki, hatırlarsanız en üst perdeden şu söylenmiştir: ‘Güzergahını bile paylaşmıyoruz. Çünkü buradaki arsa rantına izin vermeyeceğiz.’ Güzergahının paylaşılmadığı doğru. Ama kime? Topluma, vatandaşa. Ama birileriyle paylaşıldığı da bugün ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
‘ARACI SİYASİLER KİM?’
Aracıların da olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Bir de para kazanan aracılar var tabii. Bir de bunların tespit edilmesi lazım. Bu aracılar, bu komisyoncular, bu devlet görevlileri kim? Bu siyasiler kim? Bu işe aracılık eden, pazarlamacılık yapan kim?” diye sordu.
‘TARIM ARAZİSİ OLARAK KALACAK’
İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben bu kepazeliği her zaman ifade ettim. Kanal, ulaşım hikaye. Orada 2,5-3 milyon insanın İstanbul’a ilave edilmesiyle İstanbul’un bütün doğal yapısını, bütün kurgusunu bertaraf etmesiyle sonuçlanacak kötülüktür bu kötülük. Bunu engelleyeceğiz. Siyasi ömürleri buna yetmeyecek. Türkiye Cumhuriyeti’nin dönüşüm hikayesinin en önemli göstergesi olacaktır; Kanal İstanbul’a karşıtlık. O araziler, tekrar İstanbul’un çok sağlıklı tarım arazileri olmaya devam edecek. Aldıkları günkü fonksiyonuyla devam edecek. Yani o gün tarım arazisi olarak aldılarsa ileride de tarım arazisi olacak. O gün rekreasyon alanı ise öyle kalacak. Fırsatçılık yapmalarına müsaade etmeyeceğiz.”