Tibet ve Uygur Müslümanlarının temel haklarını ihlal eden baskıları nedeniyle eleştirdiği için Çin hükümetinin aleyhte kampanyasına hedef olan Amerikan NBA basketbol ligi oyuncusu Enes Kanter Freedom’ın Norveç Parlamentosu’ndan bir milletvekilinin teklifiyle, bu yılki Nobel Barış Ödülü adayları arasında yer aldığı bildirildi.
I’m honored and humbled to received the nomination for the Nobel Peace Prize. @NobelPrize
Sometimes taking a stand is more important than your next paycheck.https://t.co/ZjAPiHUoaD
— Enes FREEDOM (@EnesFreedom) February 16, 2022
ABD’nin saygın dış politika ve siyaset dergilerinden Atlantic’de yayınlanan makaleye göre, ayrıca, 30 Nobel ödülü almış kişi Boston Celtics’e bir mektup göndererek, Çin’in baskısına boyun eğmeden, tarihin doğru tarafından yer alarak Kanter’i takımdan uzaklaştırmamasını talep etti.
Tarihçi George Packer tarafından yazılan makalede, Enes Kanter Freedom’ın NBA’de takas döneminin son gününde Boston Celtics tarafından Houston Rockets’a takaslanması ve sonrasında Rockets tarafından serbest bırakılması ağır bir şekilde eleştirildi.
KANTER UYGUR MÜSLÜMANLARININ DURUMUNU NİYE GÜNDEME GETİRİYOR?
Makalede Kanter’in Uygur Müslümanlarının durumunun dünya kamuoyuna duyurulması için çaba göstermesine yol açan olaya da değiniliyor. Kanter Freedom’ın ABD’de çocuklar ve gençler için düzenlediği yaz kamplarından birinde Uygur bir kadın ona yaklaşarak “Çin’de Müslüman kardeşlerinize tecavüz edilirken kendinizi nasıl insan hakları aktivisti olarak görebilirsiniz?” tepkisini gösteriyor. Kanter kadına hak veriyor ve manajerine Çin’deki toplama kamplarında kalmış bir Uygurla konuşmak istediğini, böyle birini ona bulmasını söylüyor. Bunun üzerine Washington’daki bir Uygur kadın yaşadığı toplu tecavüz ve işkence hikayesini ağlayarak ona bizzat anlatıyor. Kanter kadına yardım etmek için ne yapabileceğini sorduğunda, “Ben artık güvendeyim. Ama bu kamplarda acı çeken milyonlarca insan var. Beni unutun onların durumunu dünyanın farketmesi için yardım edin” diyor. Bu Kanter için bir dönüm noktası oluyor ve ilk çıktığı maçta giydiği ayakkabılardan başlayarak Tibet ve Uygur’daki insan hakları ihlallerini dünyaya duyurmak için çaba göstermeye başlıyor.
