İzmir Şakran Cezaevindeki çocuk koğuşundan yeni bir haber var. Daha önce 14 kadın, 17 çocuğun bir arada yaşadığı B14 koğuşundaki anneler, şu anda 14 kadın, 16 çocuğun bir arada yaşadığını, evlatlarının sürekli hastalandığını ve dilekçelerine cevap verilmediği için seslerinin duyurulmasını istedi.
Yan koğuşlardaki kişi sayısı daha az olduğu için “Bizi ayırın” diye sürekli dilekçe veren annelere bugüne kadar cevap verilmedi. Gerekçe olarak ise koğuş sayısının toplam 33 kişi olmadan bölünemeyeceği söylendi. Sorunlarına çözüm bulunmayan anneler, son çare olarak milletvekilleri, insan hakları savunucuları, gazetecilerden seslerinin duyurulmasını istedi.
“ÇOCUKLAR KAPALI ALANDA KALDIKLARI İÇİN SALDIRGANLAŞIYOR”
Çocuk koğuşunda kaldıktan sonra tahliye olan ve hali hazırda kalmaya devam eden annelerin aile yakınlarının Bold Medya’ya verdiği bilgiler, Adalet Bakanlığı’nın Şakran ile ilgili yaptığı resmi açıklamanın doğru olmadığını kanıtlıyor.
Dün ailesiyle görüşen ve güvenlik gerekçesiyle adının açıklanmasını istemeyen bir anne, “Şu an toplam sayımız 30 kişi. Çocuklar sürekli hasta oluyor, anneler de öyle, biri iyileşiyor, diğeri hastalanıyor. Bizi ayırın diye dilekçe verdik. Yan koğuşlarda daha az kişi kalıyor. Ama kabul etmediler. Ayırmak için toplam sayının 33 kişi olması gerekiyormuş. Yaş grupları farklı olan çocukların hepsi bir arada olduğu için de sürekli kavga çıkıyor. 20 aylık bebekle, 5 yaşındaki çocuk bir arada. Çocuklar sürekli kapalı alanda kaldıkları için saldırganlaşıyor.” dedi.
RESMİ AÇIKLAMA DOĞRU DEĞİL
Adalet Bakanlığına bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Şakran Cezaevindeki çocuk koğuşuyla ilgili yaptığı açıklamada, “İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 3 adet anne-çocuk ünitesi bulunmakta olup, her ünitede 11 oda bulunmaktadır. Odalar ise 2 anne ve çocuğun barındırılmasına uygun şekilde planlanmıştır. Ünitelerde ayrıca çocuk oyun alanları, uzman personel eşliğinde eğitim almalarını sağlayacak kreş imkânları da sunulmakta olup çocuklara yönelik eğitim ve psiko-sosyal yardım faaliyetleri için yeterince psikolog ve öğretmen görevlendirilmektedir. Bir koğuşta 17 çocuk ve 14 kadın hükümlünün barındırıldığı iddiaları yalan ve kamuoyunu yanıltmaya yöneliktir.” demişti.
“ÇOCUKLU KOĞUŞ ÇOK YORUCU”
Yine o koğuşta kalan ve tahliye olan başka bir anne ise yaşadıkları koğuşu şöyle tarif etti:
“Çocuklu koğuş çok yorucu. Koğuş iki katlı. Çocukların oyun alanı kapıdan girişte, sol tarafta kalıyor. O büyük alanı ikiye bölmüşler, yaklaşık 100-120 metrekare olduğunu söyleyebilirim. Girişte sol tarafta çocukların oynayabileceği renkli matlar konmuş, duvarda hayvan figürleri var, dolaplar, tranbolin, kaydıraklar, o tarz oyuncaklar var.
Sağ tarafta yukarıya çıkan merdivenler var. Merdivenlerin alt tarafında, yani kapının girişinde sağda kalan tarafta da yaklaşık 2 metre uzunluğunda mutfak şeklinde bir alan ve mutfak tezgahı var. Musluk, dolap vs. Tezgahın üzerinde 2-3 dolap var. Orada yemeğimizi yapıyoruz, plastik masalarda yemeğimizi yiyoruz.
Plastik masa ve sandalyeleri içeri girenler alıyor. Demirbaş olarak mutfak tezgahı, mat oraya ait. Kap kacak her şeyi kendiniz alıyorsunuz. O masanın üzerinde ketıllar var. En son semaver gelmişti. Şahsi buzdolapları var, küçük mini dolaplar oluyor ya, onlardan. Hükümlü olanların şahsına ait buzdolapları, ortak kullanılan dolaplar var. Öyle bir alanda yeme içme, bulaşık vs. her şey yapılıyor. O alanın devamında 5 oda var.
“ÜÇER KİŞİLİK 10 ODA VAR”
Koğuşta toplam 10 oda var. 5’i üst katta, 5’i alt katta. Odalar üçer kişilik. Odalarda cam kenarında bir tane tekli yatak, bir de ranza ve demir dolap var. Odalar üçer kişilik fakat ben bir anneyle birlikte kaldım. Yani bir odada iki anne, iki çocuktuk. Tutuklu sayısı azsa her anneye bir oda düşüyor ama kalabalıklaşınca bir odada iki anne, iki çocuk kalıyor. Üst katta balkon gibi ortak bir alan daha var. Çocuklar için oraya da matlar konulmuş. Hava yağmurlu olunca çamaşırlarımızı asıyorduk. Bir de avlu var. Avluda da çocuklar için oyuncak ve matlar var.
Adalet Bakanlığı’nın üç ünite (koğuş) dedikleri yerin ikisi adli koğuşlara ait. Onlar da çok az kişi kalıyorlar. Çünkü orada sürekli kavga oluyor, onları mecburen ayırıyorlar. Gülen Hareketi’ne üyelik iddiasıyla tutuklananlara 1 koğuş düşüyor, o da kalabalık.
“KAPININ AÇILMASINI HEYECANLA BEKLİYORLAR”
Haftada iki gün spor saati var. Çocuklar kapının açılmasını dört gözle bekliyor, o kadar heyecanlanıyorlardı ki anlatamam. Saat kaç oldu, memur gelecek kapıyı açacak, o çocuk orada bas bas bağırıyor zaten, hadi spor salonuna diye. Haftada bir gün sinemeye götürüyorlardı. Bunlar annenin “iyi hal” hanesine etkinlik olarak yazılıyordu. Katılmazsan yazılmıyor. En son Diyanet’ten bir vaize gelmişti.” SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD