Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) irtica ile mücadele gerekçesiyle 28 Şubat 1997’de aldığı başörtü yasağı kararının üzerinden 25 yıl geçti.
O dönem askerlerin dahi uygulamaya cesaret edemediklerini “28 Şubat döneminin mağduru” AKP hayata geçirdi. Başörtülü kadınlar bebekleriyle birlikte hapse gönderilirken, başta Kur’an-ı Kerim ve tefsirleri olmak üzere dini kitaplara suç delili olarak el konuldu
OKULLAR BASKI ALTINA ALINDI ANCAK KAPATILMADI
28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısında askerler, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan ve yardımcısı Tansu Çiller’e irticayla mücadele kapsamında bir takım kararlar dikte etti. Erbakan’ın da imzaladığı kararlar nedeniyle inançlı kesimin okulları, yurtları, vakıf ve dernekleri baskı altına alındı ancak kapatılmadı. Üniversitelerde başörtüsü yasağı uygulamaya konuldu. Başörtülüler kendilerine tanınan birçok haktan yararlanamadı.
28 ŞUBAT’TA HEDEF GÜLEN HAREKETİ’YDİ
28 Şubat mağdurluğunu AKP kimseye bırakmazken; Cumhur İttifakı ortaklarından Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 28 Şubat’ta asıl hedefin Gülen Hareketi olduğunu birçok kez tekrarladı. Ulusal Kanal’da katıldığı bir yayında Perinçek, “28 Şubat Fetö’ye karşıydı. 28 Şubat’ta Milli İstihbarat Teşkilatı, Müsteşar Şenkal Atasagun imzasıyla rapor yayınladı. Orada hedef alınan güç, Fethullah Gülen’di. Aşağı yukarı raporun neredeyse tamamı Fethullah Gülen’e karşı” demişti.
28 ŞUBATÇILAR YASAKLADI, AKP HAPSE ATTI
28 Şubat döneminde gerilim başörtüsü üzerinden yükseltildi. 28 Şubat’ta başörtüsü yasağı nedeniyle binlerce öğrenci üniversiteden atıldı, binlercesi ikna odalarında örtülerini açmaya zorlandı. Kiminin eğitim hakkı engellendi…. Ama devlet eliyle yapılan baskılara rağmen hiçbir kimse hapse gönderilmedi. 15 Temmuz sonrasında ise AKP tarafından onbinlerce başörtülü kadın bebekleriyle birlikte cezaevlerine gönderildi. Kur’an-ı Kerim ve dini kitaplara suç delil diye el konuldu.
BAŞÖRTÜLÜ KADINLAR ÇIPLAK ARAMAYA MARUZ BIRAKILDI
Uşak’ta 30 kız öğrencinin emniyet binasında çıplak arandığının ortaya çıkmasıyla çıplak aramanın tüm cezaevlerinde de yapıldığı da tespit edildi. Başörtüsü mağduriyeti sonrası iktidara gelen AKP, önce inkar ettiği, yüzlerce mağdurun tanıklığı üzerine kabul etmek zorunda kaldığı cezaevlerindeki çıplak arama yönetmeliğinde değişiklik yapmak zorunda kaldı. Yönetmelikle çıplak aramanın adı detaylı arama olarak değiştirildi. Ancak cezaevinde insan onurunu ayaklar altına alan çıplak arama devam ediyor.
BİNLERCE OKUL, YURT KAPATILDI
15 Temmuz sonrasında Gülen Hareketi’ne yakınlığı ile bilinen 2 bin 761 okul, yurt ve dershane kapatıldı. Buralarda görev yapan onbinlerce öğretmenin diplomaları iptal edilip hapse gönderildi. Kamuda görev yapan 126 binden fazla kişi KHK’larla savunma hakkı dahi verilmeden ihraç edildi. Binin üzerinde dernek ve vakfın faaliyetlerine son verildi. Bağış yaptıkları gerekçesiyle binlerce insan cezaevlerine gönderildi.
ANADOLU SERMAYESİ AKP ELİYLE BİTİRİLDİ
28 Şubat döneminin hedefinde yer alan ve “yeşil sermaye” olarak yaftalanan Anadolu sermayesi ise AKP eliyle bitirildi. 15 Temmuz sonrasında devlet eliyle yapılan “çökme”lerle Anadolu illerinin önde gelen Boydak, Naksan, İpek gibi birçok şirketine el konuldu. El konulan sermayenin büyüklüğünün 40 milyar doları geçerken, birçok firma yok pahasına Saray’a yakın şirketlere satıldı. BOLD ANALİZ