Özellikle 15 Temmuz sonrası Hizmet Hareketi soruşturmalarında binlerce kadın cezaevine girdi. AKP iktidarında Türkiye ilk kez cumhurbaşkanına hakaret suçundan tutuklamaya şahit oldu. İşte AKP Türkiye’sinde cezaevlerindeki birkaç kadının portresi…
2002 yılında ‘yasaklar, yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele’ sloganıyla iktidara gelen AKP döneminde cezaevlerinde bulunan insan sayısı Türkiye’deki birçok şehrin nüfusunu geçti. Kadın tutuklu ve hükümlü sayısı da 20 yıllık dönemde 6’ya katlandı.AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılı sonunda 2 bin 108 olan kadın tutuklu ve hükümlü sayısı, son verilere göre 11 bin 823’e yükseldi.
CEZAEVİ NÜFUSU 21 İLİN NÜFUSUNDAN FAZLA
AKP’nin iktidara geldiği ilk günlerde, 31 Aralık 2002 tarihi itibariyle cezaevlerinde toplam 59 bin 429 kişi bulunuyordu.31 Aralık 2002 tarihinde hükümlü sayısı 34 bin 808 ve yine aynı tarihlerde tutuklu sayısı 24 bin 621 idi. Kadın tutuklu ve hükümlü sayısı o dönemde 2 bin 108 idi.
Ceza infaz kurumlarında Şubat ayında en son açıklanan kayıtlara göre 7242 Sayılı Kanun gereği Kovid-19 iznine ayrılan hükümlüler dahil toplam 303 bin 389 hükümlü ve tutuklu bulunuyor.
Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin 289 bin 684’ü erkek, 11 bin 823’ü kadın ve 1 882’si de çocuk.300 bini aşan tutuklu ve hükümlü sayısı ile Türkiye cezaevlerindeki toplam nüfus Kars, Bingöl, Hakkari, Kırıkkale, Yalova, Burdur, Karaman, Karabük, Kırşehir, Erzincan, Bilecik, Sinop, Iğdır, Bartın, Çankırı, Artvin, Kilis, Gümüşhane, Ardahan, Tunceli ve Bayburt’un nüfusunu geçti.
CEZAEVLERİNDEKİ KADINLARIN SAYISI 6’YA KATLANDI
AKP döneminde cezaevlerinde bulunan insan sayısı Türkiye’deki 21 şehrin nüfusunu geçerken, kadın tutuklu ve hükümlü sayısı da 20 yıllık dönemde 6’ya katlandı.AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılı sonunda 2 bin 108 olan kadın tutuklu ve hükümlü sayısı, son verilere göre yaklaşık 6 kat artarak 11 bin 823’e yükseldi.
TÜRKİYE, CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇUNDAN TUTUKLAMAYA ŞAHİT OLDU
Baskıların arttığı ve hukukun ayaklar altına alındığı 15 Temmuz sonrasında Türkiye birçok ilklere de şahit oldu.Gazeteci Sedef Kabaş, 14 Ocak’ta TELE1’de katıldığı Demokrasi Arenası programındaki ifadeleri nedeniyle 21 Ocak gece yarısı evinden gözaltına alınarak ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla tutuklandı. Kabaş için, Cumhurbaşkanı ve iki bakana karşı ‘kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret’ suçlamasıyla toplam 12 yıl 10 aya kadar hapis istendi.
Karara, adı ‘Erdoğan’ın hukuçusu’na çıkan ve AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın anayasa ve kanun değişikliklerinde danıştığı isimlerden biri olan ünlü ceza hukukçusu Prof. Dr. İzzet Özgenç dahi isyan etti.
“Salt hakaret suçundan dolayı tutuklama kararı verilmesi asla kabul edilemez” diyen Özgenç sözlerini şöyle sürdürdü: “Malum karar, uluslararası camiada bizi rezil etmekten başka bir sonuç doğurmaz.”
AYSEL TUĞLUK, HAFIZA KAYBINA RAĞMEN CEZAEVİNDE TUTULUYOR
Aysel Tuğluk, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı görevinde bulunduğu dönemde, 29 Aralık 2016’da tutuklandı. 16 Mart 2018’de kararını açıklayan Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Aysel Tuğluk’a “örgüt yöneticisi olmak” iddiasıyla 10 yıl hapis cezası verdi. Yapılan itirazlara rağmen, Yargıtay 16. Ceza Dairesi de Tuğluk hakkında verilen hapis cezasını onadı.
Cezaevinde tutulduğu sırada 2017 yılı Eylül ayında annesi vefat etti. Tuğluk, jandarmalar eşliğinde Ankara Gölbaşı’ndaki annesinin cenazesine gitti. Cenaze, bir grubun “Burası Ermeni Mezarlığı değil” diyerek küfürler eden bir grubun saldırısına uğradı.
Kalabalık grubun yatışmaması ve güvenlik güçlerinin yeterli tedbir almaması üzerine Hatun Tuğluk’un cenazesi gömüldüğü mezardan çıkarıldı, defnedilmek üzere Tunceli’ye gönderildi.
Kocaeli Tıp Fakültesi, Aysel Tuğluk için; ‘Hastalığının kronik seyirli olduğu ve ilerleyici vasıf arz ettiği, cezaevi koşullarında sağlanabilecek tıbbi destek ve bakımının yeterliliğinde sorun yaşanabileceği, ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceğine ve dolayısıyla cezasının infazının ertelenmesi’ tespitinde bulundu.
Avukatı, Tuğluk’un hafıza kaybı yaşadığını ve günlük işlerini tek başına yapamadığını belirterek ‘infaz erteleme’ istedi.
Ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu, “düzenli poliklinik kontrollerinin sağlanarak cezaevi şartlarında infazına devam ettirebileceği” yönünde karar verdi ve Tuğluk hala cezaevinde tutulmaya devam ediyor.
GARİBE GEZER: CEZAEVİNDEKİ İŞKENCELERE DAYANAMADI İNTİHAR ETTİ
Kürt hareketi soruşturmaları kapsamında 5 yıl önce tutuklanan Garibe Gezer, Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevinin hücresinde intihar etti.
İşkence gördüğünü ve infaz koruma memurlarının cinsel saldırısına maruz kaldığını belirten Gezer’in Ekim ayında milletvekillerine mektup gönderdiği ortaya çıktı. Ancak sesi AKP’li yetkililer tarafından duyulmayan Gezer, yaşadıklarına dayanamayarak Aralık ayında intihar etti.
Gezer’in çilesi cezaevinde intihar etmesiyle de bitmedi. Mardin’e gönderilen cenazeye kayyum idaresindeki Mardin Belediyesi cenaze aracı vermedi. Cenaze kamyonetle taşındı.
AYŞE MELEŞ: YAŞADIKLARINA DAYANAMADI, PANİK ATAK OLDU
AKP Türkiye’sinde 15 Temmuz sonrası Gülen Hareketi soruşturmalarında binlerce kadın çocuklarıyla birlikte cezaevine konuldu.
Onlardan biri de yaşadıklarına dayanamayarak cezaevinde panik atak olan 3 çocuk annesi, eğitimci Ayşe Meleş.
Ayşe Meleş, kapatılan bir öğrenci yurdunda çalıştığı için 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve yaklaşık 18 ay önce tutuklandı.
Eşi Mehmet Meleş de 6 yıldan fazladır cezaevinde ve 2017’den beri hücrede tutuluyor.
En son yazdığı bir mektupta Ayşe Meleş, “Ciddi bir panik atak rahatsızlığım var. Olumsuz hiçbir şeye dayanamıyorum, kalp atışlarım çok yükseliyor, nefes almakta zorlanıyorum. Doktora çıktım, sabah akşam ilaç kullanıyorum, toparlanmaya çalışıyorum.” demişti.
Psikolojik rahatsızlıkları için sabah akşam ilaç içtiğini söyleyen Meleş, “Toparlanmaya çalışıyorum. Rabbim maddeden manen şifalar versin bizlere. Ne zor bir süreçmiş yaka yaka kora döndürdü.” ifadelerini kullandı.