Yargıtay 16. Ceza Dairesi, MİT’in 9 Eylül 2016’da ByLock verilerinin tamamını savcılığa teslim ettiğini savunurken, MİT’in söz konusu veriler üzerinde aylarca çalıştığı ortaya çıkmıştı.
Ancak son çıkan belge, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bu açıklamasının da doğru olmadığını ortaya koydu. Zira son belgeye göre bu karardan aylar sonra ByLock verilerinin olduğu başka bir bellek savcılığa teslim edilmiş.
Belgeyi yayınlayan İnsan Hakları hukukçusu Dr. Gökhan Güneş, “Bylock’ta delil zincirinin bozulduğu sabittir. CMK’nın 134. maddesine her yönden aykırı ele geçirilen verilerle kişilerin cezalandırılabilmesi mümkün değildir. Sadece 2017’de verilen ikinci imaj alma kararıyla ilgili şaibeli durum bile Bylock’un “çöp” olması yeterlidir.” dedi.
Güneş’in paylaşımları şöyle;
1- Bugün sizlerle, Bylock’la ilgili bomba bir skandalı daha paylaşacağım. Bilindiği üzere, Bylock verileri 2016 başında MİT tarafından hackerlik yoluyla ele geçirilmiştir. MİT ele geçirdiği veriler üzerinde aylarca çalışmış ve
2- bunları Mayıs 2016’da ilgili kurumlarla paylaşmıştır. CMK’nın 134. maddesine açıkça aykırı ele geçirilen Bylock’a kılıf uydurabilmek ve “bu konuda verilmiş bir hakim kararı var” diyebilmek için görseldeki hukuksuz karar dahi aldırılmıştır.
3- Bu karar rejim yargısı için çok önemli ve adeta onlar için “can simididir.” Zira 16. CD, Bylock soruşturmasının bu karar üzerine başladığını ve Bylock verilerinin TAMAMININ kararda yazılı hard disk ve flash bellekte bulunduğunu söylemiştir.
4- Ceza Genel Kurulu da, ortada CMK’nın 134. maddesine uygun verilmiş bir arama kararı olmadığını çok iyi bildiğinden, kopyalamaya (imaj) ilişkin bu kararı “GEÇMİŞE DÖNÜK ARAMA!” olarak kabul etmiştir.
5- Ancak 16. CD, MİT’in 09/12/2016’da Bylock verilerinin tamamını savcılığa teslim ettiğini söylese de, durum hiç de öyle değildir. Çünkü bu karardan aylar sonra Bylock verilerinin olduğu başka bir bellek savcılığa teslim edilmiştir. Bu durum da görseldeki kararla ortaya çıkmıştır.
6- Bu karar, aslında hakim kararı olmadan Bylock verileri üzerinde MİT’in aylarca çalıştığının ve bu verilerin delil olamayacağının tek başına ispatıdır. Karara konu talep yazısında belirtildiği üzere, MİT daha önce teslim ettiği dijital materyalden farklı bir dijital materyali
7- savcılığa göndermiş ve sulh ceza hakimi de noter gibi yine bu talebi kabul etmiştir. O zaman biz de soralım; Karara konu flash bellek içinde ne kadar veri ve daha önemlisi bu verilerin içinde neler vardır ? Bu verilerin imajı, zaman damgası ve hash değerleri nerededir?
8- Bu verilerin 09/12/2016’da teslim edilen verilerle aynı olduğu nasıl anlaşılmıştır? Duymadığımız ya da basına yansımayan daha kaç dijital materyal üzerinde çalışıldıktan sonra savcılığa teslim edilmiştir?
9- 16. CD ve CGK’nın kabulü gibi Bylock verilerinin TAMAMI 09/12/2016’da teslim edildiğine, Bylock sunucusu da Mart 2016’dan sonra kullanılamadığına, yani bu tarihten sonra sunucudan veri çekme ihtimali kalmadığına göre, 24/3/2017’de teslim edilen veriler nereden çıkmıştır?
10- Bu veriler hangi usul ve yetkiye istinaden ele geçirilmiştir? Acaba, MİT verileri neden eksik teslim etmiş ya da saklamıştır? Bu verilerden hangi bilgiler silinmiş ya da eklenmiştir? Bu durumun Bylock kullandığı iddia edilen siyasilerle nasıl bir ilgisi vardır?
11- Eğer Bylock’la ilgili soruşturma 09/12/2016’da başladıysa; 2937 sayılı Kanun’un 4/son maddesi gereğince istihbari görev dışında (adli kolluk gibi) başka bir görev verilmesi yasak olan MİT, hangi yetki ve göreve istinaden 24/3/2017’deki verileri teslim etmiştir.
12- Yine 2937 sayılı Kanun’un Ek-1. Maddesi gereğince, “casusluk” suçları dışında (ör. silahlı örgüt üyeliği gibi) MİT’in elindeki bilgi ve belgelerin adli mercilerce istenmesi yasak olduğuna göre, savcılık bu belgeleri nasıl MİT’ten istemiş ve MİT’de gönderebilmiştir?
13- Teslim edilen veriler Bylock serverindan ele geçirildiyse neden 1 harddisk ya da flash bellekte değil de, 3 ayrı dijital materyalde savcılığa teslim edilmiştir? Veri büyüklüklerine bakılınca tek bir flash belleğe sığabilecek verilerin ayrı ayrı depolanmasının sebebi nedir?
14- Ergenekon kararını usulüne uygun şekilde imaj alınmadı diyerek görseldeki gerekçeyle bozan 16. CD’nin, Bylock’ta bu kriterlerin hiç birisine uyulmamasını görmezden gelmesinin sebebidir?
15- Yine, aşağıdaki gerekçeyle İzmir askeri casusluk dosyasında verilen beraat kararını onayan 16. CD’nin, ekleme/çıkarma yapıldığı çok açık olan Bylock’taki tutum ve uyguladığı düşman ceza hukukunun sebebi nedir? Bu kadar mı insanlıklarını ve vicdanlarını kaybetmişlerdir?
16- Kısaca, Bylock’ta delil zincirinin bozulduğu sabittir. CMK’nın 134. maddesine her yönden aykırı ele geçirilen verilerle kişilerin cezalandırılabilmesi mümkün değildir. Sadece 2017’de verilen ikinci imaj alma kararıyla ilgili şaibeli durum bile Bylock’un “çöp” olması yeterlidir.
17- Konuyla ilgili yazdığımız; “Bir Skandallar Zinciri; Bylock!” isimli makaleye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.( https://hukukpenceresi.com/8051-2/ )
18- İster sivil, ister asker olsun; darbe teşebbüsünden haberi olmayanlar BERAAT EDECEK, bu kişiler TÜM HAKLARINI VE İTİBARLARINI GERİ ALACAK ve verdikleri kararlarla insanların hayatını karartanlar da hukuk önünde HESAP VERECEKLERDİR!