Avustralya’nın en köklü ve en büyük iki siyasi oluşumlarından biri olan İşçi Partisi, beklentilerin tam aksine 2022 Federal Seçimleri’nde başka bir parti ile anlaşmaya yapmaya gerek kalmadan, yeterli sayıda milletvekili çıkararak tek başına iktidara geldi.
Seçimler öncesi yapılan anketlerde iktidardaki Liberal-Ulusal Koalisyon Hükümeti ile muhalefetteki İşçi Partisi’nin yeterli çoğunluğu alamayacağı, hatta hükümetin kurulamayacağı için bağımsızlar veya Yeşiller Partisi’nin desteğini alması gerektiği gibi farklı senaryolar konuşulup, yazılıyordu.
Ancak oy verme işleminin tamamlanmasının ardından sonuçların açıklanmasının başlaması ile iktidardaki Liberal-Ulusal Koalisyon Hükümeti’nin lideri Scott Morrison, yenilgisini kabul etti ve ülkenin siyasi geleneklerini devam ettirerek, aynı akşam parti liderliğinden istifa etti. 2019’daki seçimlerde de aynı durum İşçi Partisi’nde yaşanmıştı. Zaten Antony Albanese’yi Başbakanlığa götüren süreç, tam da o zaman başladı. O yılki seçimlere, büyük bir umutla giren siyasetçi Victoria Eyaleti’nde tanınmış eski sendika lideri Bill Shorten’dı. Ancak seçimi Scott Morrison liderliğindeki Koalisyon Hükümeti kazandı. Shorten istifa etti ve 2019 seçimlerinden bir gün sonra parti liderliği için aday olan Anthony Albanese, rakipsiz bir şekilde İşçi Partisi’nin yeni lideri seçildi.
Avustralya Seçim Komsiyonu’nun (AEC) en son açıkladığı rakamlara göre neredeyse oyların yüzde 90’nı sayıldı. İşçi Partisi, hükümeti kurması için gereken 76 millevekili sayısından bir fazlasını alarak 77 milletvekili ile 9 yıl aradan sonra tekrar iktidar oldu. Liberal-Ulusal Koalisyonu 58, diğer partiler ise 16 milletvekili çıkardılar. 2007’den beri Cook seçim bölgesini elinde bulunduran Scott Morrison ise %55 oy aldı ve tekrar milletvekili seçilmeyi başardı.
Her ne kadar İşçi Partisi kazanan, Liberal de kaybeden olsa da aslında her iki parti için de bu seçimlerden çıkarılacak bir çok ders var. Seçimlerden önce de zaman zaman vurguladığımız gibi Avustralya siyasetinde çokta alışık olmadığımız durumlarla karşılaştık. Hatta seçimin yapıldığı gün bile!
Liberallerin korku politikası, İşçi Partisi’nin paraşüt adayı!
2013 yılında kendisinin Göçmen Bakanı olduğu sırada Morrison, Göçmen ve Sınırları Koruma Departmanı’na, Avustralya sularına yasadışı bir tekne geldiğinde, her defasında bunun medyada haber yapılmasını istemeyerek, yasak getirdi. Ancak kendi koyduğu bu kurala, özellikle seçim günü hemde marjinal seçim bölgelerindeki seçmenlere, Liberal Parti’nin resmi web sitesi kaynaklı gönderilen SMS mesajı ile kendisi ters düştü. Mesajda, Avustralya Sınır Güçleri, ülkemizin sınırlarına ulaşmaya çalışan yasadışı bir tekneyi durdurdu. Bugün Liberal’e oy vererek, sınırlarımızı güvende tutun” ifadeleri yer alıyordu. Fakat bu mesajın zamanlaması ise çok dikkat çekti. Albanese, bunu Scott Morrison tarafından son dakika da seçmenleri korkutma amaçlı yapılmış bir taktik olduğunu ve ‘umutsuz’ olarak nitelendirdi. 23 Mayıs Pazartesi günü yeni seçilen hükümetin, Başbakan Vekili Richard Marles, Avustralya Sınır Güçleri’ne seçim günü yakalanan sığınmacı teknesinin geri döndürülmesi emri verdi.
Diğer tarafdan İşçi Partisi de özellikle NSW Eyaleti’nin Fowler seçim bölgesi ile ilgili gösterdiği adaydan ve uzun yıllardan beri elinde tuttuğu bu bölgeyi kaybetmesinden dolayı büyük eleştirilerle karşı karşıya kaldı. Fowler, 1984’den beri İşçi Partisi tarafından temsil ediliyor. Parti, Chris Hayes’in Fowler koltuğunu bırakarak emekliye ayrılması ve yanında çalışan Avukat Tu Le’yi aday olarak göstermesi teklifini görmezden gelerek, eski Senatör Kristina Keneally’i aday gösterince bedelini ağır ödedi. Labor Party, Bölge ile hiç alakası olmayan, Sydney’in gözde semtlerinden kuzey sahilindeki evinden seçim yatırımı gibi, Liverpool’da bir daireye taşınan Keneally’le seçime gittiği için adeta seçmen tarafından cezalandırıldı. Paraşüt aday olarak nitelendirilen Keneally’e karşı rakibi, bağımsız aday Dai Le, %52 oy alarak Fowler koltuğunu kazandı.
Gerçek şu ki, iktidara gelen İşçi Partisi Hükümeti için önümüzdeki üç yıl, hiçte kolay olmayacak. Hazineden Sorumlu Bakan Jim Chalmers, Avustralya’nın enflasyon sorununun kolaylaşmadan önce daha da zorlaşacağını hatırlattı. Küresel konular, İşçi Partisi için daha büyük bir baş ağrısı olacak gibi görünüyor. Ukrayna’da devam eden savaş, Çin’in Pasifik’te Avustralya’yı tehdit edercesine yürüttüğü politika, dünya çapında giderek zorlaşan bazı gıda ürünlerinin tedariki ile ilgili yaşanan kriz ve Avustralya’da faiz oranları ile ilgili kararlar ciddi endişe konusu.
z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au