Miles Armitage, Türkiye’de yaşamaktan dolayı çok memnun olduğunu, Türkiye’de bulunmanın kendisi için nostaljik bir anlamı olduğunu söyleyerek; “30 yıl sonra yeniden Türkiye’de olmak harika” diye konuştu.Henüz 16 yaşındayken ailesiyle birlikte yaptıkları gemi seyahatindeki duraklardan birinin Türkiye olduğunu belirten Armitage, “Bu ziyaretin ardından 20’li yaşlarımda sırt çantalı bir gezgin olarak Türkiye’ye geldim” dedi.Armitage, o dönem yaptığı bu gezilerden çok güçlü bir izlenimle ayrıldığının altını çizerek, şunları söyledi: “Bu seyahatlerde Türk halkının misafirperverliğine, cömertliğine ve doğadaki muhteşem manzaralara tanıklık ettim. Gezdiğimiz yerlerdeki dükkânlarda çay içtik, insanlarla sohbet ettik. Çok güzel anılardı. Tam 30 yıl sonra yeniden bu muhteşem ülkeyi gezmek için daha uzun bir vakte sahip olmak harika.”diye konuştu.
SAVAŞTAN DOSTLUK KURAN NADİR ÜLKELERİZ
Türkiye’nin değişik kültürlerden insanların oluşturduğu sıra dışı bir ülke olduğunu vurgulayan Armitage, “Buraya savaşçı olarak geldik, ancak ilişkimiz dostlukla neticelendi. Birbirine karşı bir dönem savaşan ülkeler arasındaki ilişkilerin iyi bir dostluğa ve iş birliğine dönüşmesi uluslararası ilişkilerde çok nadir görülen bir durumdur.” diye ifade etti.
Armitage, iki ülke arasında önemli bir bağın olduğunu vurgulayarak, “Birbiriyle savaşan ülkeler arasındaki ilişkilerin bu denli iyi bir dostluğa ve iş birliğine dönüşmesi uluslararası ilişkilerde çok nadir görülen bir durumdur. Bu bağdan gurur duyuyoruz.” dedi.
Armitage, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2 milyar dolar civarında olduğu, ancak G20 düzeyinde ekonomiye sahip iki ülke için bu rakamın daha yüksek olması gerektiği değerlendirmesinde bulundu.Görev süresi boyunca bu rakamı artırmak için çaba göstereceğini belirten Armitage, “Yakın dönemde biri bioteknoloji, diğeri de finans teknolojiisi olmak üzere iki Avustralya firması Türkiye’ye yatırım yapma kararı aldı. Bu alanlar daha fazla iş birliği yapabileceğimiz sektörler. Benim önceliğim bu tür ticari iş birliklerinin ve yatırımların artmasını sağlamak.” dedi.
DİREKT UÇUŞLAR ÇOK FAYDALI OLACAK
İki ülkenin geliştirebileceği bir başka alanın ise; eğitim sektörü olduğuna işaret eden Büyükelçi, Uluslararası öğrenciler için önemli bir eğitim durağı olan Avustralya’nın pandemi döneminde öğrenci kaybettiğini belirtti. Armitage, azalan öğrenci kapasitesini yeniden artırmak istedikleri ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğinin altını çizdi.
Armitage, Türkiye ile Avustralya arasında direkt bir uçuşun olmadığına dikkati çekerek, Avustralya’da yaşayan 100 bin Türkiye asıllı kişi de göz önüne alındığında dünyanın birçok yerine direkt uçan Türkiye Hava Yolları’nın da dahil olacağı bir anlaşmanın iki taraf için de çok faydalı bir iş birliği olacağına inandığını aktardı.
‘ULURU BİLDİRİSİYLE’ YERLİ HALKLA UZLAŞMA ADIMI ATILDI
Avustralya’da nüfusun yüzde 2’sini oluşturan yerli halkla ilgili geçmişten gelen sorunların çözümü için uzun yıllardır hükümet düzeyinde çalışmalar yapıldığı bilgisini veren Armitage, 2017’de yayımlanan “Uluru Bildirisi”yle Avustralya’nın yerli toplumuyla uzlaşma süreci için önemli bir adım atıldığını vurguladı. Armitage, “Avustralya, dünya üzerinde yaşayan en eski kültüre ev sahipliği yapıyor. Tarihimizin bazı bölümlerinin acı verici olduğu doğru. Bu konuyu ele alma sürecimiz devam ediyor. Katedecek çok yolumuz var. Bunlar basit meseleler değil ancak bununla yüzleşiyoruz.” dedi.
Avustralya hükümetinin yerlilerin sesini duyuracak yasa için çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Armitage, meclisin bir referandum planladığını ve ardından tüm tartışmaları ele alarak yerli Halkın sesini yasal bir çerçevenin içine dahil etmek istediklerini ifade etti.
Armitage, tüm bu çabaların Avustralya’da yaşayan yerli halkın varlığını tanımak için çok önemli bir adım olacağının altını çizerek, hem ulusal hem de uluslararası anlamda bu konunun ele alınması için ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı. Evli olduğunu ve çocuklarının dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşadığını belirten yapan Armitage, daha önce Ürdün ve Pakistan’da görev yaptığını sözlerine ekledi.