Beş ay önce tutuklanan KHK’lı öğretmenler Beyza-Ali Yıldırım çiftinin çocukları bir anda hem annesiz-babasız kaldı hem de iki kardeşin yolları ayrıldı. Beş yıldır maruz kaldıkları haksızlıkları milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na gönderdiği mektupta anlattı.
Yaşam hakkı tanınmadığı için eşi ve çocuklarıyla birlikte Türkiye’den ayrılmaya karar veren ve Yunanistan’dan geri itilip 5 Nisan 2022’de tutuklanan KHK’lı öğretmen Beyza Yıldırım, çocuklarına kavuşabilmesi için sesinin duyurulmasını istedi.HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu‘na mektup yazan Yıldırım, “Beni hayatta tutan tek varlığım eşim ve çocuklarım. Küçücük bir dünyam vardı. Şimdi onu elimden aldılar. Ben dayanamıyorum eşimden, çocuklarımdan ayrı kalmaya. Annem kanserden vefat etti. Ben de burada hasta olmaktan korkuyorum. Ne olur sesime ses olun.” dedi.
“ÇOCUKLARIMIN GÜLEN YÜZÜ SOLMASIN”
Dosyasının Yargıtay’da olduğunu belirten Yıldırım, cezası onaylanırsa zaten hapse gireceğini, bu süreci çocuklarının yanında geçirmek istediğini ifade etti.
Yıldırım, “En azından şu an eşim yokken ben çocuklarımın başında olayım onları sarıp sarmalayayım. Eşimi ziyarete gideyim. O kadar zor ki dört duvar arasında herkesin ziyaretçisi gelirken senin hala orada kalman, ziyaretçinin olmaması. Çocuklarımın gülen gözleri solmasın. Onları kendim yetiştirebileyim. Benim yaşadığım annesizliği onlar yaşamasınlar. Çünkü annesizlik yarası yaşınız kaç olursa olsun kapanmıyor. Yüzünüzde, gözünüzde hep bir hüzün, kalbinizde hep bir kırgınlık oluyor. Ne olur Allah rızası için ses olun bana, çocuklarımla konuşmam için vesile olun bana, onaylanma sürecine kadar bari dışarıda olayım.” diye yazdı.
KHK’LI YILDIRIM ÇİFTİNİN HAYATLARI NASIL ALT ÜST EDİLDİ?
7 ve 13 yaşlarında iki çocukları olan felsefe öğretmeni Beyza Yıldırım ile sosyal bilgiler öğretmeni Ali Yıldırım’ın hayatı birçok aile gibi OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile altüst edildi. Kapatılan okullarda görev yapan Ali Yıldırım, ihraç edildikten sonra 2017’de tutuklandı. 6 ay hapis yattıktan sonra 6 yıl 10 hapis cezası verilip serbest bırakıldı.
Beyza Yıldırım ise eşinden bir ay sonra gözaltına alındı, 4 gün sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Mahkemesi iki yıl devam eden Beyza Yıldırım, 9. celsede 6 yıl 3 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
“CEZA ALMAMA SEBEP OLAN İDDİALAR”
Yıldırım bu cezayı almasına neden olan iddiaları mektubunda şöyle anlattı: “Kapatılan kurumlarda 3 yıl öğretmenlik yapmam. Maaşımı Bank Asya’dan almam. Oğlumu yarım dönem koleje göndermem.”
2017’den beri bir yandan mahkemelere gidip gelen bir yandan da iş arayan Yıldırım çifti, bütün kapılar yüzlerine kapandığı ve yeniden çocuklarının annesiz babasız bırakılması korkusu yaşadıkları için 4 Nisan 2022’de Türkiye’de ayrılmaya karar verdiler. Çıktıkları “umuda yolculuk” Beyza Yıldırım’ın ifadesiyle tamamen bir hayal kırıklığı oldu. Yunanistan’dan geri itilen Yıldırım çifti bir gün sonra Edirne’de tutuklandı. 7 yaşındaki kızı halasının, 13 yaşındaki oğlu amcasının yanına gitmek zorunda kaldı.
Beyza Yıldırım mektubunda, eşinin halen Edirne’de tutuklu olduğunu, Tarsus Kadın Kapalı Cezaevine nakledildiğini, ayrı yerlerde kalan çocuklarının babalarına gidemediğini, çocuklarıyla aynı anda konuşamadığını, LGS’ye hazırlanan oğlunun zor günler geçirdiğini söyledi.
Kendisinin diyabet hastası olduğunu anlatan Yıldırım, “Zulüm üstüne zulüm yaşadığını” belirtti. Beyza Yıldırım’ın Gergerlioğlu’na gönderdiği mektubun orijinali:
Sayın Vekilim,
Ben 27 yaşında 2 çocuk sahibi bir anneyim. Çocuklarım 7 ve 13 yaşında. Oğlum bu yıl LGS’ye girecek. Kızım 2. sınıfa geçti. Ben felsefe öğretmeni, eşim sosyal bilgiler öğretmeni. İkimiz de KHK’lar ile hayatı birden değişen, alt üst olan öğretmenleriz. Eşim 2017 yılında tutuklanarak cezaevine girdi. 6 yıl 10 ay ceza ile 6 ay sonra bırakıldı. Bende 1 ay sonra gözaltına alındım. 4 günlük gözaltı sonrası adli kontrol ile serbest bırakıldım. 9 celse-2 yıl davam sürdü, 9. celsede 6 yıl 3 ay 15 gün ceza ile cezalandırıldım.
3 yıl öğretmenlik yapmam (kapatılan kurumlarda), maaşımı Bank Asya’dan almam, oğlumu yarım dönem 1. sınıfta koleje göndermem ceza almama sebep olan iddialar. 2017 yılından bu yana işsizlik, iş bulmada zorluk yaşıyoruz. Başvurduğumuz kurumlar dosyalarımızdan, sigorta geçmişinden dolayı kapıları yüzümüze kapatıyor. Aile düzenimiz ciddi manada sarsıldı. Ailemin gönderdiği para ile idare etmeye çalıştık yıllarca.
Eşim ve ben dışarda olsak bile hep yeniden alınma korkusu yaşadık. Ve eşimin dosyası Yargıtay’da incelemeye geçince korku, endişe ile gitmeye karar verdik. 18 ay para biriktirmeye, para bulmaya çalıştık. 04-04-2022 tarihinde çocuklarımızla beraber zifiri karanlıkta UMUDA YOLCULUK için yola çıktık.
Ancak yakalandık ve çıkarıldığımız mahkemelerimiz tarafından ben de eşimde tutuklandık. Çocuklarımız gecenin korkusu stresi üzerine aynı anda anneden-babadan ayrıldılar.
Ayrılmayalım diye çıktığımız yolda darmadağınık olduk. Eşim 05.04.2022 tarihinden bu yana Edirne Ç Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu. Çocuklarım babalarını ziyarete gidemiyor. Hem yol masrafı, yolun uzun olması, hastalıkların artması çocuklarımı baba şefkatinden uzak bırakıyor.
Eşim Ali Yıldırım her ay sevk dilekçesi yazmasına rağmen talebine olumlu cevap verilmiyor. Bende 06.06.2022 günü RESEN, isteğe bağlı nakil dilekçesi vermeme rağmen Tarsus Kadın Kapalı C.İ.K sevk edildim. Çocuklarım şu an birbirlerinden ayrı yerlerde kalıyorlar. Çünkü 55 yaşında bekar bir amca kız çocuğu ile nasıl ilgilenebilsin. Kızım bir yerde, oğlum bir yerde. Telefon konuşurken bile bazen biri ile konuşamıyorum ayrı yerlerde olmaları nedeniyle zulüm üstüne zulüm yaşıyorum.
Diyabet hastasıyım, tutuklandığım günden bu yana sürekli kilo kaybediyorum ve sürekli rahatsızlanıyorum. Eşimle hala görüşemedim. Buraya sevk olacak mı onu bile bilmiyorum. Çocuklarım sadece açık görüşe gelebiliyorlar. Sınava hazırlanıyor ve ben bu süreçte onun yanında değilim.
Ben 11 yaşında annemi kaybettim, çok zor bir baba ile dayakla büyüdüm. Bu yaşa, bu safhalara kendi çabalarımla, kendimi kaybetmeme çabası ile geldim. Beni hayatta tutan tek varlığım eşim ve çocuklarım. Küçücük bir dünyam vardı. Şimdi onu elimden aldılar. Ben dayanamıyorum eşimden, çocuklarımdan ayrı kalmaya.
Annem kanserden vefat etti. Bende burada hasta olmaktan korkuyorum. Ne olur sesime ses olun. Dosyam İstinaf’ta onaylandı. Yargıtay da onaylanırsa zaten dışarıda olsam da içeri gideceğim. Ama en azından şu an eşim yokken ben çocuklarımın başında olayım onları sarıp sarmalayayım. Eşimi ziyarete gideyim. O kadar zor ki dört duvar arasında herkesin ziyaretçisi gelirken senin hala orada kalman, ziyaretçinin olmaması. Çocuklarımın gülen gözleri solmasın. Onları kendim yetiştirebileyim. Benim yaşadığım annesizliği onlar yaşamasınlar.
Çünkü annesizlik yarası yaşınız kaç olursa olsun kapanmıyor. Yüzünüzde, gözünüzde hep bir hüzün, kalbinizde hep bir kırgınlık oluyor. Ne olur Allah rızası için ses olun bana, çocuklarımla konuşmam için vesile olun bana, onaylanma sürecine kadar bari dışarıda olayım. Nefes olayım.
Evlatlarıma lütfen sahip çıkın. Allah sizden razı olsun. Rabbim emeğinizi, çabanızı boşa çıkarmasın, sizi ve ailenizi korusun, iki cihanda mutlu-huzurlu eylesin. Çaresiz annenin çare vesilesi olun. Sesimi duyurmama yardım edin. Fotoğraftaki gülen yüzümüz solmasın. İki çocuk daha annesiz büyümesin. Evlatlarıma sahip çıkın ne olur.
Beyza Yıldırım
Tarsus Kadın Kapalı C.İ.K A-7
01.08.2022 Tarsus/Mersin