Demans hastası tutuklu HDP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ile aynı koğuşu paylaşan HDP’nin eski Diyarbakır Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak, cezaevi koşulları, Tuğluk’un sağlık durumu ve Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) kararına yönelik değerlendirmelerde bulundu. Kışanak, “Aysel’in gecikmeden dışarıda tedaviye kavuşması gerek” dedi.
Bianet’in sorularını yanıtlayan Kışanak, Tuğluk’un durumu hakkında “24 saat gözümüz kulağımız Aysel’in üzerinde. Çünkü ne zaman neyi unutacağını, karıştıracağını ve ne gibi risklerle karışılacağını tahmin etmek güç. Gece uyku düzeni de giderek bozuluyor. Giyinmesi, banyosuna, kişisel bakımına, beslenmesine, ilaçlarına, hijyen koşullarına kadar gündelik yaşamın zorunlu kıldığı her konuda yanındaki arkadaşlar destek oluyor. Hepimiz cezaevi koşullarının yarattığı zorlukları aşmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) Aysel Tuğluk için “Cezaevinde kalabilir” raporunu değerlendiren Kışanak, şunları söyledi:
“ATK siyasallaşmış bir kurum. Hasta tutuklularla ilgili verdiği raporlarda hep bunu görüyoruz. Aysel’le ilgili verdiği raporda da açık siyasi bir tutumun göstergesi. Ancak son raporda yazılan muhalefet şerhi önemli. Aysel’in sağlığının ciddi derecede bozulduğunu aslında gayet iyi biliyorlar. Siyasi angajmanları, hakikati olduğu gibi yazmalarını engelliyor.
İşin tuhaf bir diğer yanı ise ATK raporlarından da Aysel’in demans olmadığına dair bir ibare yok. Hatta ‘hatırlama, akılda tutma, akıcı konuşma, zamanı bilme, kavramları anlama, kelime bulma vs’ konularında uygulanan birçok testi yapamadığı belirtiliyor. Raporda ‘bilişsel bozukluk’ tespiti de yapıyorlar ama ne hikmetse ‘cezaevinde kalabilir’ ve ‘kısmen savunma yapabilir’ deniliyor. Demans zaten ‘bilişsel bozukluk’ demektir. Hekim kimliği taşıyan hiç kimsenin bu durumdaki bir hastaya “tek başına yaşamını sürdürebilir” diye rapor düzenlemesi gerçekten anlaşılabilir değil. Maalesef ATK bunu yapıyor.”
‘ATK POLİTİK RAPOR DÜZENLEDİ’
En önemli sorunun hasta tutuklular için tek yetkili kurumun ATK olması diyen Kışanak, “ATK kriminal konularda uzmanlaşmış bir kurum olabilir, ama kritik sağlık sorunları başka bir konudur. Farklı hastalar konusunda uzmanlaşmış çok sayıda hastane var. Tam teşekkülü bir hastaneden alınan raporun yeterli olması gerekir. Aysel’le ilgili olarak yaklaşık iki yıl önce Kocaeli Devlet Hastanesi nöroloji servisinin tanısı ile ilaç tedavisi başlandı; daha sonra da Kocaeli Tıp Fakültesi’nden heyet raporu çıktı. Buna rağmen bu raporlar yeterli görülmeyerek ATK’ye sevk ettiler. ATK da bilinen politik raporlarını düzenledi” diye konuştu.
‘DAVA, DOSYALAR AYSEL İÇİN TAM BİR KABUS’
“Dava, yargılama, duruşma, vs konular tam bir kâbus” diyen Tuğluk, şöyle devam etti:
“Demans hastaları için en önemli duygu durumu kendisini güvende hissetmesi. Kaygı, belirsizlik, endişe, gerginlik Aysel’in sağlığını anında olumsuz etkiliyor. Sakin, normal koşullularda yapabildiği, hatırladığı şeyleri de, gerginlik olunca unutuyor, karıştırıyor. Kobane davasında, defalarca Aysel’in durumunu anlatmamıza rağmen, mahkeme heyeti ısrar ettiği için Aysel, SEGBİS’e çıkmak zorunda kaldı. Öncesinde sakinleştirmek için epeyce uğraştık yine de SEGBİS’e bağlanınca başı sonu belli olan bir tek cümle bile Davalar, getirilen evraklar, duruşmalar vs. Aysel için kaygı ve endişe kaynağı olmak dışında hiçbir anlam ifade etmiyor.”