15 Temmuz sonrasında bu eğitim, mahkemede karşısına örgüt üyeliğine delil olarak çıkarıldı. Yıllarca hapis yatan Güngör, “Beraat eden ve takipsizlik alan”ları göreve iade edeceklerini vaat eden muhalefet partilerine tepki gösteriyor. Güngör, “Sen artık defolusun, göreve dönemezsin diyorlar. O defoyu ben niçin kabul edeyim? Ne yaptım ki? Hangi hukuki gerekçeyle görevime dönmemin fiilen imkansız olduğunu söyleyebiliyorsunuz?” dedi.
Gülen Hareketi’ne üyelik iddiasıyla yürütülen soruşturmalar kapsamında 4 yıl 7 ay yıl hapis yattıktan sonra geçen yıl tahliye olan KHK’lı kaymakam Muhammed Emin Güngör, yıllarca özgürlüğünden mahrum edilmesinin nedenlerini şöyle anlatıyor: “Suçum yurt dışına gitmek, mahkemede hiçbir delili sunulmayan ByLock kullandığım iddiası ve tanımadığım bir öğretmenin hakkımda BİMER’e yaptığı ihbar.”
CEZAEVİNDE BİR MÜLKİ İDARE KOĞUŞU
Güngör sırf bu nedenlerle 7 yıl 6 ay (yatarı 55 ay) hapis cezasına çarptırıldı. Afyon, Tarsus ve Kahramanmaraş Türkoğlu cezaevlerinde yattı. Afyon Cezaevinde özel olarak oluşturulan “mülki idare koğuşu”nda 4 vali yardımcısıyla birlikte kaldı. Güngör, kaymakam olabilmek için İçişleri Bakanlığı’nın görevlendirmesiyle Paris Sorbonne Üniversitesi’nde aldığı eğitimin yıllar sonra karşısına suç unsuru olarak çıkarılması karşısında hala şaşkın.
41 yaşındaki Muhammet Emin Güngör, 2010 yılında Afyonkarahisar Sultandağı ilçesinde kaymakamlığa başladı. İlk görev yeri, son görev yeri oldu. Tayin kararnameleri genelde cuma günü çıktığı için Resmi Gazete’nin gece 12’den sonra yayınlanan sayısını bekliyordu. Tam o gece 15 Temmuz gerçekleşti.
O günlerde küçük oğlu daha yeni doğmuştu, bir aylıktı. Anne babası da torun görmeye gelmişlerdi. Hep birlikte evlerinde otururlarken darbe olduğunu öğrendiler. Üç darbe görmüş babasıyla birlikte ülkede neler olup bittiğini anlamaya çalıştılar. Güngör, daha sonra valinin talimatıyla hükümet konağına gidip sabaha kadar görevini yerine getirdi.
BİR ÖĞRETMEN BİMER’E İHBAR ETTİ
15 Temmuz’dan 4 ay sonra ise, 24 Kasım 2016’da açığa alınan Güngör, bir gün sonra gözaltına alınıp tutuklandı. Gerekçe, Sultandağı’nda görev yapan bir öğretmenin beyanları esas alınarak oluşturulan fişleme listesinde adının geçiyor olmasıydı.
İlçenin milli eğitim müdürünü, kaymakamını BİMER’e ihbar eden öğretmenin ifadesinde Güngör ile ilgili geçen tek cümle şöyleydi: “İlçe Milli Eğitim Müdürü 17/25 Aralık öncesi ilçede sohbetler yapıyordu, gazete abonesiydi. Kaymakam da onu destekliyordu.” Nasıl destekliyor, ne yapıyor, suç unsuru olacak ne işlemiş? Hepsi cevapsız sorular. Güngör diyor ki, “Ben bunu mahkemede de söyledim. 5 milli eğitim müdürüyle çalıştım. Hakkında soruşturma başlattığım tek müdür, destelediğimi iddia ettikleri müdürdü.”
SORBONNE ÜNİVERSİTESİ’NDEKİ 1 YILLIK EĞİTİMİ NASIL SUÇ OLDU?
Hapse atıldıktan sonra iddianamesi yazılan Güngör’ün karşısına tanık ifadesi dışında, ByLock kullandığı iddiası ile ABD ve Fransa’ya dil eğitimi ve resmi görevi gereği yaptığı seyahatler çıkarıldı. ByLock delillerini defalarca istemesine rağmen mahkemeye getirilmeyen Güngör, “ByLock delillerini görmek istedim. Dosyada olduğunu söyledi hakim. Bakıyoruz yok. Kendisi de nasıl yok diyor, olmadığının farkında değil. Hakim mahkeme esnasında delil toplamaya çalıştı. Ben Antalya’da mahkemeye çıkmıştım. Katip’e diyor ki, ‘Afyon’u bir arasana orada mıymış?’ Nihayetinde o deliller mahkemeye hiç getirilmedi.” diye konuştu.
KHK’lılar, OHAL döneminde ‘cemaat gezilerine katıldıkları’ iddiasıyla yargılandı ve gerekçeli kararda bunlar mahkumiyet sebebi olarak yazıldı. Muhammet Emin Güngör, Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat bölümünden mezun olduktan sonra Paris Sorbonne Üniversitesi’nde bir yıl eğitim aldı.
İçişleri Bakanlığı, kaymakam adaylarını, bilgi ve görgülerini artırmaları amacıyla yurt dışına eğitime gönderiyor. Güngör de Eylül 2011-Haziran 2012 arasında 5 meslektaşıyla birlikte Fransa’ya gitti. Bakanlık Sorbonne Üniversitesi’yle anlaşma yaptığı için 1 yıl burada Fransızca eğitimi aldı. Ayrıca Fransız İçişleri Bakanlığı’nda başka eğitimlere ve yönetici yetiştiren kurumların gezilerine katıldı. Fransız Valiliği’nde, büyükelçilik ve konsolosluklarda stajlar yaptı. ABD’ye de dil eğitimi için öğrenci vizesiyle gitti.
“AVUKAT TUTMAYA BİLE GEREK DUYMADIM”
15 Temmuz’dan sonra bunlarla da suçlanan Güngör, “Size kaç yıl yatırım yapılıyor. Sonra bunların hepsi çöpe atılıyor. Bir tek ben değil, kaç bin insan. Bir insan kolay yetişmiyor. Mahkemede de söyledim. Ben avukat tutmadım. Eğer hukuku uygularsanız avukata gerek yok. Uygulamazsanız da gerek yok. Hukukun olmadığı yerde dünyanın en iyi avukatı olsa hiçbir işe yaramaz. KHK sorunun çözümü tek kelimede yatıyor. Niyet. Sadece hukuk uygulansa, buna niyetleri olsa bu sorun çözülür.” diye konuştu.
“15 TEMMUZ’DA ALKOL KOMASINA GİREN KADİR’E MÜEBBET VERDİLER”
Muhammet Emin Güngör Tarsus Cezaevinde tutukluyken çok ilginç bir hikayeyle karşılaştığını söylüyor. Bir dönem Özden Örnek gibi isimlerin de şoförlüğünü yapan Kadir Nevzat Yonktan, 15 Temmuz gecesi alkol komasına girecek kadar içkili olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Güngör, koğuş arkadaşı Kadir’in anlattıklarını şöyle aktarıyor:
“Kadir daha önce uzman çavuşmuş. Sonra sivil memurluğa geçmiş. 10 yılda sonra sivile geçme hakları var. Uzman çavuşken de Özden Örnek’lerin makam şoförlüğünü yapmış biri, deniz kuvvetlerinde. En son Mersin’de görevli. Mersin donanma komutanın makam şoförü. Gördüğüm en ilginç hikayelerden biriydi. Komutanı 15 Temmuz’da izinde olduğu için Kadir de o günlerde izinde. 15 Temmuz cuma günü eşiyle birlikte Mersin’de sahilde öğlen vakti rakı-balık yemeye gidiyorlar. Tabi içkiyi biraz fazla kaçırmış. Akşam da bir arkadaşının davetine katılmışlar, biraz da orada içmiş, iyice sarhoş olmuş. 21.30 gibi komutanın emir subayı arayınca birliğe gidiyor. Yürümekte zorlandığını söylemesine rağmen illa donanmaya çağırıyorlar. Hatta arabayı ev sahibi kullanmış, o kadar kafası yerinde değil. Normalde komutan katına silahla çıkılmıyormuş, o gün Kadir’in eline silah da veriyorlar.
Kadir gecenin yarısı alkol komasına giriyor. Ertesi gün tanık olarak savcılığa götürülüyor. Olanları anlattırıyorlar. Daha sonra ise hakkında soruşturma başlatılıyor ve gidip kendisi teslim oluyor. Mersin’in sıcağında, 66 saat aç susuz bekletiyorlar. Kaloriferleri de açıyorlar. Beraat edeceğini düşünürken darbeye teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılıyor. Sivil bir makam memuru yani. En son İstinaf Mahkemesi cezasını 15 yıla indirmişti.
Mahkemede herkes hakkında ‘O gün Kadir çavuş çok alkollüydü’ diye ifade veriyor. Hakim mahkemede ‘Darbeci değilsen o gömlek sallama ne oluyor’ diye sorunca Kadir, ‘Dondum kaldım, güvenlik kameralarını gösterdiler bana, hakikaten komutan katında gömleğimi çıkarmışım, havaya sallıyorum ama hiç hatırlamıyorum.’ diye anlatıyor durumu. Kadir’in komutanı, darbecilerin sıkı yönetim komutanı olduğu iddia edildiği için Kadir de onun koruması diye suçlanıyor. Zavallının başına gelmeyen kalmamış. Çok ilginçti. O kadar şeyler yaşandı ki artık hiçbir şeye şaşıramıyoruz.”
Bazı partilerin KHK açılımlarını bir yandan doğru bulan, diğer yandan da maruz kaldıkları hukuksuzluğun hala anlaşılamamış olmasına tepki gösteren Güngör, Deva Partili Mustafa Yeneroğlu’na Twitter hesabından haklı sorular sordu:
“HANGİ HAKLA ESKİ GÖREVİME ATANMAMI İMKANSIZ GÖRÜYORSUNUZ?”
“Sayın Yeneroğlu, ben KHK ile ihraç olmuş bir kaymakamım. Hani şu sizin ‘kamu düzeni ile ilgili doğrudan görev ifa eden’ şeklinde tanımladığınız mesleklerden biri. Siz hangi hakla, hangi hukuki gerekçe ile benim eski görevime atanmamın fiilen imkansız olduğunu söyleyebiliyor, böyle bir hüküm verebiliyorsunuz? Hayır Mustafa Bey! Siz iktidar olup beni mesleğim haricindeki bir göreve atasanız dahi, o haksızlığa da itiraz edip sizin bu hukuk dışı düşüncelerinizle mücadele edeceğimden hiç şüpheniz olmasın! Anlaşılan bu ülkede değişen hep isimler olacak.”
KHK’lılara bakış açısının değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Güngör, “Yani bu ne demek? Sen artık defolusun, artık göreve dönemezsin. O defoyu ben niçin kabul edeyim? Ne yaptım ki?” dedi.SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD