• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home Manşet

İhraç Yüzbaşı işkenceleri kayıtlara geçirdi; Doktorlar dudaklarını ısırıyordu

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında aralarında eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk başta olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensupları ağır işkencelere maruz kaldı.

Eylül 13, 2022
in Manşet, ZULÜM GÜNLÜĞÜ
0
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

İnsanlık dışı muameleler sonrasında onlarca askere itiraf adı altında sahte ifadeler imzalatıldı. Böylece sivil ve muvazzaf yüzlerce kişi hakkında hukuksuz soruşturmalar açıldı. Ardından bu kişiler tutuklanarak cezaevine gönderildi. İşkenceyle alınan sahte tutanaklar mahkeme safahatında reddedildi, ihraç TSK mensupları yargıçlar önünde ifadelerini geri çekti. Ancak bunlar dikkate alınmadı.

15 Temmuz darbe gecesi komutanlarının talimatıyla Jandarma Genel Komutanlığı’na gelenlerden birisi de ihraç Yüzbaşı Muhammet Ali Akyüz idi. Akyüz, o gece eline silah almadığı, bir masuma zarar vermediği halde darbeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yaklaşık 6 yıldır da tutukluluğu devam ediyor. İhraç Yüzbaşı Akyüz’ün meslektaşı Yüzbaşı Ümit Berber’e gönderdiği, onun da patreon hesabından paylaştığı mektubunda o geceye ve devamındaki sürece ışık tutuyor. Akyüz, mektubunda gördüğü işkenceleri, cezaevinde maruz kaldığı haksızlıkları ve taleplerini dile getiriyor.

OTOBÜSÜN KAPISI AÇILIP, ASKERLER HALKA LİNÇ ETTİRİLDİ

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Napolyon Bonapart’ın kılıcı 4,7 milyon avroya satıldı

AKPM Raportörü Saskia Kluit: İsrail’in Gazze’deki katiamları etnik temizlik ve soykırım

NSW’deki sel felaketinde ölü sayısı 4’e yükseldi

Akyüz, 15 Temmuz gecesi saat 22.00 sularında Jandarma Genel Komutanlığı binasında bulunan kendisinden rütbece kıdemli olan nöbetçi amirin “Terör saldırısı” ihbarı ile göreve çağrılıyor. Ancak göreve gittiği saat dilimden, gözaltına alındığı ana kadar silah kullanmadığını, ateş etmediğini ve hiçbir canlıya zarar vermediğinin altını çiziyor. Ancak gözaltına alındıkları zaman diliminden tutuklanarak cezaevine gönderildiklerine kadar insanlık dışı muamelelere maruz kaldıklarını kaydediyor. İhraç Yüzbaşı Akyüz, mektubunda yaşadığı onur kırıcı dönemi şöyle dile getiriyor: “Polis sabah 9.00 sularında J.Gn.K.lığı’nın güvenlik kameraları önünde tekme-tokat ters kelepçe ile gözaltına alındım. Tüm elbiselerim çıkartılarak, sadece iç çamaşırı kalacak şekilde kelepçelendim. Tekmelerle yere düştüm, gözlüğüm yere düştüğü sırada bir polis memuru tarafından ezilerek kırıldı. Çevremde bulunan mesai arkadaşlarıma dipçik ile kafalarına, burunlarına, yüzlerine vuruluyordu. Herkesin kafasından ve burunlarından kan fışkırmaya başlamıştı. Gözaltı için Ankara Emniyet Müdürlüğü binasına götürmek için bir belediye otobüsü bekliyordu. Otobüse yine tekme-tokat ve küfürler eşliğinde götürüldüm. Otobüs içinde sadece bir ya da 2 polis vardı. Otobüs ilerleyip özellikle Halkın kalabalık olduğu yerde durdular. Burada amaçları vatandaşın ve halkın bizleri taşlamalarını, darp etmelerini sağlamaktı. Nitekim de öyle oldu, inşaat demiri ve kaldırım taşı ile darp edilmeye başladık. Otobüsün içine kaldırım taşı (2-3 kg ağırlığında) fırlatıldı. Otobüste bulunan ben dahil herkesin başı bu taşlarla yarıldı. Otobüsün arka kapısından -şoför özellikle arka kapıyı açmıştı- halk saldırmaya başladı. Kimimiz taşlandı, arka tarafta oturanların ayak ve dizlerine inşaat demiri ile vurmaya başladılar. Kafalarımıza demir ile vuruyorlar, kafalarımız kaldırım taşları ile kırılmıştı. Sonra Emniyet Müdürlüğünün kapısına otobüs yaklaştı. Ancak bizi kapı dışında indirmeye başladı. Önce ne olduğunu anlamadım. Sonra kalabalığı görünce yaklaşık 300-400 metre uzunluğunda bir koridor oluşturmuşlar. Hepsi Ankara Emniyet Müdürlüğünde görevli personelden oluşuyordu. Otobüsten inince yarı çıplak koşmaya başladım. Sadece iç çamaşırı vardı üzerimde. Ayağımda ayakkabı da yoktu. Linç koridorundan bilerek bizi geçirmeye başladılar. Öfke, kin ve nefret dolu bakışlar arasından görevli polis memurları bize yumruk, tekme, küfür ve balgam atmaya başladılar.”

ÜST RÜTBELİ BİR SUBAY KIZINA TECAVÜZ EDİLMEKLE TEHDİT EDİLİYORDU

Akyüz’ün ifadesindeki işkencelerle bununla da sınırlı değildi. Darbe iddiasıyla gözaltına alınan TSK mensupları sonra toplu olarak bir salona toplanıyor. Buraya girişte de işkence ve kötü muameleler devam ediyor. Önce Akyüz’ün de aralarında bulunduğu er, erbaş ve rütbeli askerlerin elleri arkalarından kelepçeleniyor. Sonra da coplarla bedenlerine vurularak salonun ortasına getiriliyor. Yaşanan insanlık dışı muamelelerin devamını Akyüz’ün mektubundan okuyalım: “Adeta patates çuvalına vurur gibi vuruyorlardı. Vurdukları kişiler dizüstü duramıyor, yere yığılıyorlardı. O gün akşama kadar darp devam etti. Susuzluktan bayılanlar oldu. Doktorlar acilen su verilmesi gerektiğini söylüyorlar ancak polis görevlileri su vermiyorlardı. Susuzluktan bayılan bir yüzbaşıyı sonunda apar topar ambulansla hastaneye kaldırmak zorunda kaldılar. Burnu kırılan, çenesi kırılan ve gözleri çıkanları hastaneye taşımaya başladılar. Herkes susuzdu su vermiyorlardı. Kapalı spor salonunda hâkim ve savcıdan önce işkence altında sorgulama başlamıştı. Arada general seviyesinde askerleri getirip gözümüzün önünde 7-8 polis darp ediyor, bildiklerinizi söylemezseniz sizi de böyle yaparız diyorlardı. Erlere de su isteyip istemediklerini soruyorlar, eğer rütbeli askerleri, kendi komutanlarını darp ederlerse suyu verebileceklerini söylüyorlardı. Erlerin bulunduğu kısma rütbeli askerlere tek tek koyup erler tarafından darp edilmeleri sağlanıyordu. ‘Siz bu rütbeliler yüzünden buradasınız, onlar aleyhinde ifade verirseniz kurtulursunuz, yoksa burada sonsuza kadar kalırsınız’ diyorlardı. Komutanlarına darp eden, yumruk atan erlere su vermeye başladılar. Erlerin kelepçeleri açıktı. Artık onları bir işkence makinesi olarak kullanmaya başladılar. Hasta ruhlu bu görevliler herkesi bu erlere dövdürmeye başladılar. Onlara ödül olarak su veriyorlardı. Akşam oldu, yiyecek ve içecek bir şey verilmedi. Herkes susuzdu. Gece oldu insanlar uyumaya çalışıyordu, ancak sürekli spor salonunu projektör ışık getirip yüksek voltajlı ışık vermeye başladılar. Salonun hoparlöründen sürekli ‘Türkiyem’ marşı çalınıyor, hiç susmuyordu. Kimse uyutulmuyor sürekli görevli polisler çök kalk yaptırıyorlardı. Dizüstüne çöktürüyor sonra oturtuyorlardı. Neredeyse dizlerimiz kopacak hale gelmişti. Yine su verilmemişti. Bir ara üst rütbeli Orgeneral Akın Paşa olduğunu söyledikleri yaşlıca birini getirdiler. 8 kişi polis görevlisi, 2 kişi sağ kolunu, 2 kişi sol kolunu tutuyor, 4 kişiden 2’si arkadan 2’si önden yumruklamaya başladılar. Kızı galiba bir askerle evli olan kişiye ağıza alınmayacak küfürler ediyorlar, kızını getirip gözleri önünde tecavüz edeceklerini söylüyorlardı.”

 

POLİSLER DOKTOR VE HEMŞİRELERİ TEHDİT EDİYORLARDI

İhraç Yüzbaşı Muhammet Ali Akyüz, gözaltındaki süreçte günlük doktor kontrolüne çıkarıldıklarını, ancak işkence ve kötü muamelelerin kayıtlara geçirilmediğinin altını çiziyor. Bayan hemşirelerin ve doktorların yapılan içkence ve askerlerin bedenlerindeki yara bere izinden dolayı dudaklarını ısırdığını kaydeden İhraç Yüzbaşı, mektubunun devamında şu bilgileri veriyor: “İşkence izlerini gözleri ile görüyorlardı. Polisler sürekli doktor ve hemşireleri tehdit ediyorlar, gerçekleri yazmamaları konusunda telkinde bulunuyorlardı. ‘Acırsanız, acınacak hale düşersiniz’ telkininde bulunarak raporları yazmamalarını istiyorlardı. Ancak arada işini dürüst yapan birkaç doktor bu işkenceyi raporlara yansıtmıştı. Orada aklıma gelmişken insanlar tuvalete götürülmüyorlardı. Tuvaletlerini bulundukları yere yapmaları zorlanıyor, pet şişelere yapmaları isteniyordu. Kimse banyoya ya da suya götürülmüyordu. İşte bu yüzden Adliye Sarayı’nda insanların neden pisliğe bakar gibi baktıklarını anlamış oldum.”

Tags: 15 temmuzhain darbe girişimihaksızlıkİşkenceOrgeneral Akın Öztürkzulüm
PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Hizmet’in Geleceği (?)

SONRAKİ HABER

Levent Göktaş Türkiye’de işkence edileceği endişesiyle Bulgaristan’a sığınmış!

BENZER HABERLER

Napolyon Bonapart’ın kılıcı 4,7 milyon avroya satıldı
AVRUPA

Napolyon Bonapart’ın kılıcı 4,7 milyon avroya satıldı

Mayıs 24, 2025
AKPM Raportörü Saskia Kluit: İsrail’in Gazze’deki katiamları etnik temizlik ve soykırım
AVRUPA

AKPM Raportörü Saskia Kluit: İsrail’in Gazze’deki katiamları etnik temizlik ve soykırım

Mayıs 24, 2025
NSW’deki sel felaketinde ölü sayısı 4’e yükseldi
Avustralya

NSW’deki sel felaketinde ölü sayısı 4’e yükseldi

Mayıs 23, 2025
Tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Özer’den mesaj: “Biz haklıyız, kazanacağız”
Gündem

Hakim karşısına çıkan Esenyurt Belediye Başkanı Özer: Kürt olduğum için bugün buradayım

Mayıs 23, 2025
Hava Kuvvetleri’nde 82 askere daha ‘ankesörlü arama’ gözaltısı
Manşet

Soykırım operasyonu: Göz altına alınanlar arasında 4 Albay, 8 Yarbay, 12 Binbaşı, 15 Yüzbaşı var

Mayıs 23, 2025
Erdoğan rejiminin ülkeyi getirdiği nota:67 temizlik kadrosu için 10 bini üniversite mezunu, 27 bin başvuru
Gündem

Erdoğan rejiminin ülkeyi getirdiği nota:67 temizlik kadrosu için 10 bini üniversite mezunu, 27 bin başvuru

Mayıs 23, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • All
  • Manşet
Napolyon Bonapart’ın kılıcı 4,7 milyon avroya satıldı
AVRUPA

Napolyon Bonapart’ın kılıcı 4,7 milyon avroya satıldı

by adminzaman
Mayıs 24, 2025
0

Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart’a ait ve kişisel kullanım için özel olarak sipariş ettiği bir kılıç, Paris’te düzenlenen bir müzayedede yaklaşık...

AKPM Raportörü Saskia Kluit: İsrail’in Gazze’deki katiamları etnik temizlik ve soykırım

AKPM Raportörü Saskia Kluit: İsrail’in Gazze’deki katiamları etnik temizlik ve soykırım

Mayıs 24, 2025
NSW’deki sel felaketinde ölü sayısı 4’e yükseldi

NSW’deki sel felaketinde ölü sayısı 4’e yükseldi

Mayıs 23, 2025
Tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Özer’den mesaj: “Biz haklıyız, kazanacağız”

Hakim karşısına çıkan Esenyurt Belediye Başkanı Özer: Kürt olduğum için bugün buradayım

Mayıs 23, 2025
Hava Kuvvetleri’nde 82 askere daha ‘ankesörlü arama’ gözaltısı

Soykırım operasyonu: Göz altına alınanlar arasında 4 Albay, 8 Yarbay, 12 Binbaşı, 15 Yüzbaşı var

Mayıs 23, 2025
Erdoğan rejiminin ülkeyi getirdiği nota:67 temizlik kadrosu için 10 bini üniversite mezunu, 27 bin başvuru

Erdoğan rejiminin ülkeyi getirdiği nota:67 temizlik kadrosu için 10 bini üniversite mezunu, 27 bin başvuru

Mayıs 23, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM