HDP Denizli İl Örgütü 4’üncü Olağan Kongresi’nde konuşan Buldan, ”Şimdi hiç kimse HDP’yle yan yana gelmek istemeyebilir ama yeri ve zamanı geldiğinde kapımızı çalacaklarını biliyoruz” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, kendilerini ‘yok’ sayan siyasi anlayışı kabul etmeyeceklerini söyledi. Millet İttifakı’nı ‘karnından konuşmakla’ suçlayan Buldan, “Bizi inkar eden, yok sayan, görmezden gelen ittifaklara karşı, özellikle Kürtleri inkar eden Cumhur İttifakına, karnından konuşan Millet İttifakına karşı Emek ve Özgürlük İttifakı ile Türkiye halklarına yeni bir tercih olarak ortaya çıktık. HDP’yi yok sayan bir yerden seçimlere yaklaşılırsa o zaman herkesin yolu açık olsun.” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Denizli 4’üncü Olağan İl Kongresine katıldı. Burada konuşan Buldan, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına Amasra’da hayatını kaybeden madencilerin yakınlarına başsağlığı dileyerek başlayan Buldan, “Bir kez daha gördük ki Türkiye’de işçinin canı çok ucuz. Hayat pahalı ama Türkiye’de can ucuz. Dün bir kez daha şahit olduk ki bu yaşanan katliamdır, ihmalkarlıktır. Bu yaşanan cinayettir, bu yaşananlar ihmalkarlık sonucudur ve bu yaşananlar AKP MHP iktidarının işçiye, emekçiye reva gördüğü yaşam biçimidir.” dedi.Pervin Buldan’ın açıkmalarından bazı bölümler şöyle: HDP tüm kuşatmalara, AKP ve MHP’nin tüm saldırılarına ve bütün engellemelere rağmen 3. Yol çizgisinde ısrar ediyor. Bu ülkenin tek çıkış yolu 3. yol çizgisidir. Emek ve Özgürlük bloku bu dönem açısından stratejik olarak önemli bir yere sahiptir.Bizi inkar eden, yok sayan, görmezden gelen ittifaklara karşı, özellikle Kürtleri inkar eden Cumhur İttifakına, karnından konuşan Millet İttifakına karşı Emek ve Özgürlük İttifakı ile Türkiye halklarına yeni bir tercih olarak ortaya çıktık.
Bu ülkede çözüm gücü biziz, Türkiye haklarıdır, Emek ve Özgürlük İttifakıdır. Bunun altını özel olarak çizmek istiyorum. Bu ülkede Kürt sorunu var, bu ülkede Alevi sorunu var, bu ülkede kadın sorunu var, gençlerin sorunu var, adalet sorunu var, bu ülkede her anlamıyla yaşanan sorunların baskıcı, otoriter rejimlerin sonucunda yaşandığını biliyoruz.
ARAMIZA NİFAK SOKAMAZLAR, DEMİRTAŞ BAŞIMIZIN ÜZERİNDE
Cezaevlerinde bile bu mücadele bitmedi. Biz aramıza sokulmak istenen bu kadar spekülasyona, nifak tohumlarına rağmen HDP ile Selahattin Demirtaş arasında anlaşmazlık vardır diyenlere rağmen Selahattin Demirtaş’ı da Figen Yüksekdağ’ı da Gültan Kışanak’ı da yüreğimizin en güzel yerinde taşıyoruz. Biz arkadaşlarımızı başımızın üstünde taşıyoruz. Hiç kimse aramıza bu spekülasyonlarla giremez, girmelerine de izin vermeyeceğiz.
ÇÖZÜM SÜRECİNDE ÖCALAN ÜLKEYE UMUT VERDİ
Çözüm sürecini hiçbirimiz unutmadı. Yaklaşık 3 yıl boyunca bu ülkede süren çözüm sürecinde HDP’nin özellikle içerisinde rol aldığı bu süreçte hiç kimsenin can kaybı yaşamaması, bu ülkede barış havasının esmesi, çözüm havasının esmesi bizlerin ve Sayın Öcalan’ın devrede olduğu bir dönemde bu ülkeye umut verdi, bu ülkeye cesaret verdi. Çözümün de olabileceğini gösterdi.
HİÇ KİMSEYE KAPIMIZI KAPATMADIK
Bizler seçimlere yaklaşan bir dönemdeyiz. Bu seçimler Türkiye’nin kaderini değiştirecektir. Hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçiminde de HDP’nin rolü, misyonu, varlığı oldukça önemli bir yere sahiptir. Şimdi hiç kimse HDP’yle yan yana gelmek istemeyebilir, hiç kimse fotoğraf vermek istemeyebilir ama yeri ve zamanı geldiğinde kapımızı çalacaklarını biliyoruz. Kapımızı hiç kimseye kapatmadık.
Özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde belirlenecek olan adayın HDP’nin kriterlerini, ilkelerini, misyonunu göz önünde bulunduran, bunu kabul eden olursa elbette ki diyalog ve müzakere ile seçimlerde ne yapacağımızı, bütün mekanizmalarımızla karar vereceğimizi ifade etmek isterim. HDP’yi yok sayan bir yerden seçimlere yaklaşılırsa o zaman herkesin yolu açık olsun.
HDP KENDİ ADAYIYLA ÇIKAR
HDP kendi adayıyla ortaya çıkar, gümbür gümbür gelir ve gereken oyu da alır, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Herkesin üzerine büyük bir sorumluluk düştüğünün farkındayız, biz bu sorumluluğu taşıyoruz. Bu ülkede bu rejimin değişmesini isteyen, bu zorbalığın gitmesini isteyen herkesin aynı sorumlulukla yaklaşması gerekir.