Avrupa Birliği, yoğun sığınmacı göçü nedeniyle, üye ülkelere sığınan ancak başvuruları reddedilen göçmenleri, geldikleri ülkelere daha hızlı bir şekilde sınır dışı etmenin yollarını arıyor. Yetkililere göre hali hazırdaki başvuruların çoğunu uluslararası korumaya ihtiyaç duymayan insanlar oluşturuyor. Ve bunların yüzde 60’ının başvurusunun olumsuz sonuçlanması bekleniyor.
Avrupa Birliği (AB), Ukrayna’daki savaştan dolayı artan mülteci yoğunluğunu azaltmak amacıyla, başvurusu reddedilenleri geldikleri ülkelere göndermenin yollarını arıyor.AB ülkelerinin İçişleri Bakanları, AB dönem başkanı İsveç’in başkenti Stockholm’de dün bir toplantı gerçekleştirdi. İlk günün sonunda Avrupa Birliği Komisyonunun içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson ve İsveç Göç Bakanı Maria Malmer Stenegard ortak basın toplantısı düzenledi.
BAŞVURULARIN YÜZDE 60’I OLUMSUZ SONUÇLANACAK
Geçen yıl AB’ye 330 bin kişinin yasa dışı yollarla girdiğinin belirlendiğini vurgulayan Johansson, “2022’de AB’de 924 bin sığınma başvurusu kaydedildi. Bu, AB’ye yasa dışı girişlerin 3 katına denk geliyor.” dedi. Johansson, bunların çoğunun uluslararası korumaya ihtiyaç duymayan insanlar olduğunu ifade ederek yüzde 60’ının başvurusunun olumsuz sonuçlanacağını düşündüğünü söyledi.
AB Komisyonu yetkilisi şöyle devam etti: “Uluslararası korumaya ihtiyaç duymadıkları ülkelerden gelen, ancak sığınma başvurusunda bulunan ve kabul tesislerini kullanan insanlar bu konuda sistemi tıkıyor. Bu, birçok üye devletin şu anda gerçekten baskı altında olduğu anlamına geliyor. 4 milyon Ukraynalı mülteciye de ev sahipliği yapıyoruz.” Menşe ülkelerden geri kabul talebinin düşük olduğuna dikkati çeken Johansson, “Menşe ülkelerin geri kabul talebi, iade kararlarının sadece yüzde 16’sını oluşturuyor. Üye ülkelerin seyahat belgesi düzenleyebileceklerinden veya AB’nin düzenleyeceği seyahat belgesini kabul edeceklerinden emin olmak için menşe ülkeye ulaşmaları önemlidir.” değerlendirmesinde bulundu.
ÜÇÜNCÜ ÜLKELERLE İŞBİRLİĞİ ZAYIF
İsveç Göç Bakanı Maria Malmer Stenegard da geri kabul oranlarının düşük olmasının en önemli nedenlerinden birinin üçüncü ülke işbirliğinin zayıflığı olduğunu vurguladı. Stenegard şöyle konuştu: “Geri kabul konusunda üçüncü ülkelerle işbirliğini geliştirmeye yönelik kilit araçlardan biri 25’inci maddedir. Bu mekanizmaya göre, komisyon üçüncü ülkelerin geri kabul alanındaki işbirliği düzeyini düzenli olarak değerlendirecek ve raporunu parlamentoya sunacak. Buna göre ülkeler istenen sonuçları elde etmek için siyasi ve diplomatik çabalarını yoğunlaştıracak.”
ALMANYA’DAN SERT UYARI
Öte yandan toplantıda Almanya’nın da AB’yi sınır dışı işlemleri ile ilgili çok sert adımlar atılmaması konusunda uyardığı belirtildi. Stockholm’de AB’li mevkidaşlarıyla görüşen Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser sığınma başvuruları onaylanmayan vatandaşlarını geri almak istemeyen ülkelere yönelik vize koşullarının sertleştirilmesi yönündeki girişimlere karşı çıktı.
GERİ GÖNDERME KARARLARININ UYGULANMA ORANI ÇOK DÜŞÜK
Avrupa İstatistik Kurumu’na (Eurostat) göre, 2021 yılında AB’de sığınma başvuruları reddedilen sığınmacıların geri gönderilmesine yönelik 340 bin kararın sadece yüzde 21’i uygulanabildi. İsveç, Ekim ayından bu yana radikal sağcı İsveç Demokratlarının desteğiyle kurulan ve göçü büyük ölçüde kısıtlamak isteyen bir azınlık hükümeti tarafından yönetiliyor. Bu bağlamda İsveç, reddedilen sığınmacıların menşe ülkeleri üzerindeki baskıyı arttırmak amacıyla bu ülkelere yönelik vize kısıtlaması uygulanmasını savunuyor.
DW Türkçe’ye göre Almanya İçişleri Bakanı Faeser ise İsveç’in bu talebine temkinli yaklaşıyor. Sosyal Demokrat Partili Bakan, Almanya’nın söz konusu ülkelerle bir yandan göçü mümkün kılan diğer yandan da başvuruları kabul edilmeyenlerin geri gönderilmelerini düzenleyen anlaşmalar yapılması gerektiğini savundu.AB, 2020’den bu yana sığınma başvurusu reddedilen vatandaşlarını geri almaya yanaşmayan ülkelere baskı aracı olarak vize kısıtlamalarını kullanabiliyor. Ancak bu uygulama şu ana kadar sadece Gambiya’ya yönelik gerçekleştirildi.
FRANSA DA VİZE KISITLAMASININ UYGULANMASINDAN YANA
Fransa da Almanya’nın aksine sınır dışı işlemlerini hızlandırmak için vize kısıtlamalarının bir baskı aracı olarak uygulamasından yana. Fransa Devlet Bakanı Sonia Backes Stockholm’de yaptığı açıklamada, menşe ülkelerle yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması halinde AB’nin “sert önlemler” alması gerekeceğini söyledi. Bu durumda AB’ye en fazla göçün olduğu Eritre, Somali ve Irak’ın etkileneceği belirtiliyor.
BULGARİSTAN-TÜRKİYE ARASINDAKİ SINIR GÜVENLİĞİ İÇİN EK DESTEK TALEBİ
Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner ise AB’nin, “Sığınma konusunda sürekli olarak frene basması” gerektiğini dile getirdi. Avusturya, Balkan rotası üzerinden gelen göçmenlerin ülkeye aşırı yük oluşturduğunu savunuyor ve Bulgaristan ile Türkiye arasındaki sınır güvenliğini artırmak için AB’den iki milyar euro destek vermesini talep ediyor.
2022’DE 330 BİN GÖÇMEN KAYITLARA GEÇTİ, BAŞVURU SAYISI 900 BİNDEN FAZLA
Geçtiğimiz yıl AB’ye düzensiz girişlerin sayısı 2016’dan bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Sınır Koruma Ajansı Frontex verilerine göre, 2022 yılında 2021’e göre yüzde 64’lük artışla yaklaşık 330 bin göçmen kayıtlara geçti. Aynı dönemde iltica başvurularının sayısı da iki katına çıkarak 920 bini aştı. Rakamlar arasındaki fark çok sayıda bildirilmemiş düzensiz sınır geçişi olduğunu ya da göçmenlerin birden fazla AB ülkesinde sığınma başvurusunda bulunduğunu gösteriyor.
ŞUBAT’TAKİ OLAĞANÜSTÜ ZİRVENİN ANA GÜNDEMİ GÖÇMENLER OLACAK
2015’teki mülteci krizinden bu yana AB yeni bir iltica anlaşması üzerinde uzlaşamadı. AB, 9 ve 10 Şubat tarihlerinde Brüksel’de düzenlenecek özel bir zirvede konuyu yeniden gündemine alacak. Bu bağlamda düzensiz göçten en fazla etkilenen Akdeniz kıyısındaki ülkelerin, göçmenlerin Birlik içinde dağıtılmasına ilişkin uygulamanın yeniden değerlendirilmesi için baskı yapması bekleniyor.Brüksel’de 9-10 Şubat’ta göç ana gündemiyle olağanüstü AB Liderler Zirvesi düzenlenecek. Buna hazırlık niteliğinde, AB Komisyonu sığınma başvurusu reddedilenlerin menşe ülkelerine geri gönderilmelerini sağlayacak operasyonel stratejiyi 24 Ocak’ta AB Konseyine sunmuştu. Strateji, hızlandırılmış iade prosedürleri ve bu prosedürlerin yönetiminin dijitalleştirilmesi gibi önlemleri içeriyor.