Prof.Dr. Henri Barkey; “Darbeyi Amerika, CIA, benimle organize edildiği ileri sürüldü. Türkiye Gazetesinden Fuat Uğur olaydan 3 gün sonra pasaport detaylarıma kadar bazı şeyleri yazınca, MİT’in bu suçlamayı yaptığını anlamış oldum. İddianameyi okuyunca ülkenin ne kadar çürümüş olduğunu gördüm.”dedi.
Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Henri Barkey, önemli açıklamalarda bulundu. Aynı zamanda Council on Foreign Relations’da uzman araştırmacı olan Prof. Dr. Barkey, 15 Temmuz Planlı Darbe girişimi başta olmak üzere seçim sürecine giren Türkiye’nin iç ve dış politikası, seçimleri, muhtemel adayları ve ülkedeki adalet sistemiyle ilgili Dr. Ali Yurtsever’in kişisel Youtube Kanalında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Barkey, AKP’li Cumhurbaşkanı için ise; “Kılıçdaroğlu iyi bir aday değil, Erdoğan’ın yeniden kazanma şansı yüksek.Erdoğan kaybederse gitmemek için direnecektir.” dedi.
ERDOĞAN REJİMİ, EŞİMLE AYNI OTULDE KALMAYI BİLE SUÇ SAYDILAR
Darbe girişimini perde arkasından yönetmekle suçlanan Amerikalı Türkiye uzmanı ve Akademisyen Henri Barkey, AKP iktidarının, 2016’da kendisini sahte delillerle suçladığını, o tarihten itibaren hayatının alt üst olduğunu söyledi. Barkey, aralarında yıllardır tutuklu bulunan Osman Kavala’nın ve kendisinin de olduğu 15 Temmuz darbesi ile ilgili yorumunda, isnat edilen suçların hiçbirinin ispat edilemediği, zaten otoriter rejimlerde bu tür ispatlara gerek duyulmadığının altını çizdi. Prof.Dr. Barkey; “ 15 Temmuz günü Büyükada’da konferans vardı. İki gün sonra Karaköy’de yemekte ayaküstü Osman Kavala ile görüştük. Sonra hayatım altüst oldu. En yakın dostlarım bile iktidarın korkusundan dolayı benimle görüşmüyorlar.
Darbeyi Amerika, CIA, benimle organize edildiği ileri sürüldü. Türkiye Gazetesinden Fuat Uğur olaydan 3 gün sonra pasaport detaylarıma kadar bazı şeyleri yazınca, MİT’in bu suçlamayı yaptığını anlamış oldum. İddianameyi okuyunca ülkenin ne kadar çürümüş olduğunu gördüm.”dedi.
ABD TÜRK ADALET SİSTEMİN CİDDİYE ALMIYOR:
Darbe girişimini kışkırtmakla suçlayarak aleyhinde dava açılarak, tutuklanması için bir mahkeme emri çıkarıldığının altını çizen Henri Barkey, Türk adalet sisteminin geldiği hazin duruma dikkat çekti. Barkey; “Erdoğan tüm kötülükleri dış güçlere bağlıyor, darbeyi de Amerika’ya fatura etmek istediği için beni kurban seçti. Fakat saçma sapan, boş bir iddianame ile beni suçlayıp mahkum etmek istiyorlar. Darbe ile ilgili delil diye gönderdikleri belgelerin delil niteliği yok.Eşimle aynı hotelde kalmaktan bile suçlandım, bu derece gayr-i ciddiler.”diye konuştu.
GÜLEN’İN İADE EDİLMEMESİNİN SEBEBİ DELİL NİTELİĞİ OLMAYAN DÖKÜMANLAR
15 Temmuz’la adalet sisteminin çöktüğünü hatırlatan Barkey; “Amerika Türk adalet sistemini ciddiye almıyor. Mesela Isveç’ten de şimdi insanları istiyorlar.Delil vermezseniz size kimse iade etmez. İddeanameleri görünce devletin ne kadar çürüdüğünü görüyorsunuz. Bu Türkiye için son derece kötü bir şey. Fethullah Gülen’i de iade etmemesinin sebebi, delil niteliği olmayan dokümanlar” dedi.ABD Başkanı Biden’in Erdoğan ile arasına mesafe koyduğunu kaydederek;”Türkiye’nin Rusya ile flörtüne Amerika bilerek göz yumuyor, çünkü Türkiye’nin zorluğunun farkında.
SIRADAN İNSANLARI ŞÜPHELİ VE MASUMLARI SUÇLU GÖSTERMENİN YOLLARI…
Öte yandan 15 Temmuz darbe girişimini perde arkasından yönetmekle suçladığı Amerikalı Türkiye uzmanı ve akademisyen Henri Barkey, iddialara The Atlantic dergisinde kaleme aldığı yazısında ise; özet olarak şunları söylemişti:“
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, beni hiçbir delil olmaksızın 15 Temmuz darbe girişimini kışkırtmakla suçlayarak aleyhime dava açtı. Tutuklanmam için bir mahkeme emri çıkarıldı. Gelinen noktada, ben de Türkiye’nin en önde gelen sivil toplum liderlerinden biri olan Osman Kavala’nın aralarında en bilinen kişi olduğu, işlemediği suçlardan ötürü komplocu oldukları iddiasıyla hapse atılmış olan ve her geçen gün büyüyen bir grubun parçası oldum. Türk yetkililerin elindeki kanıtlar tamamen uydurma ve akıl yürütmeleri açıkça kendilerine hizmet ediyor. Ancak otoriter bir rejim bağlamında bakıldığında bunlar bir anlam taşımıyor: Basın, mahkemeler ve kamuoyu onların kontrolü altında.Suçlamalar hayatımı alt üst etti. Yaşananlar yüzünden arkadaşlarımı, profesyonel bağlantılarımı ve memleketime dönme şansımı yitirdim. Ancak bütün bunlar bana komploculuğun usulüne uygun biçimde nasıl yürüdüğünü öğretti: Nasıl başladığını, nasıl yayıldığını, sıradan insanları şüpheli ve masumları suçlu göstermenin yollarını…
Maryland’deki evimden okuduğuma göre, darbenin baş organizatörü olduğu iddia edilen din adamı Fethullah Gülen’le işbirliğinde bulunmakla suçlanıyordum. Washington, Türkiye’nin Gülen’in iadesi için defalarca tekrarladığı taleplerini delil yetersizliği gerekçesiyle reddetti. ZAMAN Avustralya