Almanya’nın Hannover şehrinde Forum Dialog Niedersachen e.V.’nin organize ettiği programda alanında önde gelen Almanların dilinden Hizmet Hareketi anlatıldı. Erfurt Üniversitesi’nden Prof Dr. Christoph Bultmann ve Dr. Gabor Lengyel, Hizmet Hareketi’yle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Samanyoluhaber’den Nurallah Kaya’nın haberine göre Hizmet Hareketi’ne ve Fethullah Gülen Hocaefendi’nin yazdıklarına eleştirel bakış açıları da ortaya koyan Bultmann, Gülen’in medeniyetin ahlak üzerine inşa edilmiş olması gerektiği tezine dikkat çekti.
GÜLEN SEVGİ, SAYGI, DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI ÜZERİNDE DURUYOR
‘Fethullah Gülen üzerinden bilgiye erişim’ başlığı altında konuşan Erfurt Üniversitesi’nden Prof Dr. Christoph Bultmann, Hocaefendi’nin kitaplarından çok fazla alıntılar yaptı. Hizmet Hareketi hakkında birçok akademik çalışma yapıldığına işaret eden ve örnekler veren Bultmann, şu değerlendirmelerde bulundu:
- Gülen’in yazılarının ekseni saygı, sevgi, demokrasi, insan hakları ve dinler arası diyalogdur. Gülen, yazılarında entelektüelite ve bilinçli medeniyeti işliyor. Saygı, sevgi, demokrasi ve insan hakları üzerinde duruyor…
- Konuşmaları tek bir insana değil diğer insanların da kabul ettiği konular. Gülen, bilginin medeniyeti oluşturduğunu, medeniyeti besleyenin de entelektüel bir bilinç olduğunu belirtiyor. Medeniyetin ahlak üzerine inşa edilmiş olması gerektiğini ifade ediyor. Bu belirli bir dinin değil insanlığın ahlaki değerleri.
- Evrensel, bütün insanlara hitap eden değerler ortaya koyuyor… Gülen bir gruba değil tüm dünyaya hitap eden biri. Takva ifadesi başka dinde olmayan bir kavram. Muhasebe eden ve açık olan bir Müslüman anlayışı var…
- Şunu söyleyebilirim; Gülen, yalnız değil. Bu vaazlarıyla bu dünyaya hitap ediyor. Gülen yazılarında ve sohbetlerinde sık sık insanlara ideallerini hatırlatıyor ve moral veriyor. Ayrıca ahlak, emniyet, doğruluk, bilinç ve şuur konularının üzerinde duruyor. Türk kültürüne başka kültürlerin karışmaması gerektiği görüşününse sıkıntılı olabileceğini düşünüyorum.
HİZMET’İN ‘KORUNMUŞ’ HAKLARA SAYGISINI TAKTİR ETTİM
Mültecileri çok iyi anladığını belirten Dr. Gabor Lengyel ise şunları söylüyor:
- Ben Budapeşte doğumluyum. 1956 yılında ben de mülteci olarak Budapeşte’den buralara geldim. Budapeşte’den toplama kamplarından kurtularak hayatta kaldım. Holokost’u yaşamış bir çocuk olarak İsrail’e iltica ettim. Bu sebepten dolayı Balkanları şahsen biliyorum. 2009 yılında Hannover’da haham olarak göreve başladım.
- Hizmet ve hizmet gönüllüleri ile tanışma fırsatı yakaladım. 2016’dan bu yana mevcut tanışıklığım devam ediyor. İftar programlarına katıldım. Derneklerle tanıştım. Dernekle 2018 yılında okullarda bir proje başlattık. Pandemiye kadar okullarda İslamiyet ve Musevilik hakkında Workshoplar vererek, ön yargılara ve düşmanlığa karşı çalıştık. Din özgürlük üzerine kurulmuştur. Hizmetin, korunmuş haklara saygısını takdir ediyorum.
DİNLER ARASI DİYALOĞU HİZMET GÖNÜLLÜLERİNDE GÖRÜYORUM
Konferansta söz alan Prof. Dr. Ursula Rudnick ise şöyle konuştu:
- Hizmetle tanışmama vesile olan öğretmenlik okuyan bir kız öğrenciydi. Açık ve meraklıydı. Yahudilik, yaşayan gelenek ve Hristiyanlıkla ilgileniyordu. Onda herhangi bir çekince hissetmedim, sadece açık bir merak.
- Hannover Eyalet Kilisesi’nin Kilise ve Yahudilik Temsilcisi olarak çalışmalarım hakkında konuşmam için beni Hizmet’in kadın sohbetine davet etti ve bu daveti memnuniyetle kabul ettim. Bu davet üzerine bugüne kadar Hizmet gönülleriyle beraber üç sema dinle ilgili ortak konular üzerinde durduk.
- Noel döneminde ve Ramazan ayında birlikte programlar yaptık. Fethullah Gülen’in Hıristiyanlık ve Museviliğin değerlerine saygı duyulması için dinler arası diyalog taahhütlerine ilişkin alıntılarını duyuyorum, okuyorum ve bunu burada, Hannover’de yapmış olduğumuz programlarda, Hizmet gönüllerinde görüyorum ve yaşıyorum. Hıristiyanlığın ve aynı zamanda Yahudi geleneğinin ve gerekirse diğer dinlerde saygı, sevgi ve hoşgörü ile beraber yaşanabileceğini söylüyor.
HİZMET DİNAMİK BİR YAPI
Verband für Gesellschaftliches Engagement e.V. (VGE) Federasyonu Başkan Yardımcısı İrfan Kumru ise şöyle konuştu: “Hizmet 1980 yıllarında Almanya’ya adıma attı. İnsan hakları, demokrasi, kadının rolü üzerine durdu, kültürel olarak insanların bu konuları konuştukları sohbetler oluşturdu. Çalışma grupları yaptı. Sohbetler oluşturdu. Özellikle çocukların ders ihtiyaçları için kurumsallaşma gerekti. Onlar farklı bir ortamda oldukları için kendi dinleri olan İslamiyet’in öğrenilmesi için kültür merkezlerini oluşturuldu. Bugün federasyonlar ve derneklerimiz var… Hizmet dinamik bir yapı, az personeli var ve çok iş yapmaya çalışıyor, bundan kaynaklanan problemler var…”