ADİL ÖMER ERDEM/ ANALİZ
Haluk Levent’in Ahbap derneğine deprem için yardım yapmayı düşünüyordum ki, iktidarın medyadaki sözü kurşun gibi söyleyen sözcülerinin ve iktidarın vurucu gücü.
MHP yetkililerinin Haluk Levent’e gözdağı vermeye çalıştıklarına şahit oldum.
Yani?
Yanisi acaba böyle tavır aldıklarına göre yarın Haluk Levent’in Ahbap’ına para yardımında bulunanlar daha önce Kimse Yok mu derneğine bulunlarlara yapıldığı gibi
Terörist; ilan edilebilirler mi?
Evet, var böyle bir ihtimal. Çünkü bir benzerini bu millete yaşattılar.
Kimse Yokmu adlı yardım kuruluşuna telefon ile üç lira beş lira yardımda bulunan herkesi terörist ilan ettiler ve yargıladıkları yardımseverlere alt sınırı 6 yıl 3 ay olan terörist cezası verdiler.
Yaptılar bunu. Onun için bu gibi kuruluşlara yardım ederken artık yoğurdu üfleyerek yemek lazım.
Bu arada Haluk Levent’in cesaretine de şapka çıkartıyorum.
Vatandaş bunun farkında ama yine de yardımını Ahbap’a yapıyor. Çünkü biliyorki
hükümet tarafından işletilen kurumlara yapılan yardımların çoğu yerine gereğine ihtiyaç sahibine kullanılmıyor.
İktidar her şeyin tek elden kendi elinden olmasını istiyor. Kendisi dışında yardım organizasyonlarına bile tahammül edemiyor. Bu konuda ipi gerçekten sıkı tutuyor.
Bir acayip korku içinde. Sanki ipin ucunu bir kere bırakırsa arkası gelecekmiş korkusunu yaşıyor.
Tek adam iktidarı son yaşanılan depreme müdahele konusunda kesinlikle sınıfta kaldı.
Depremin şiddeti, etkilediği alan geniş ama Türkiye de büyük kardeşim. Büyük Türkiye, ne olursa olsun vatandaşın başına gelen bir felaketten sonra ona yardıma koşmak için neyi bekledi?
Söyleyim, tek adamın durumu anlayıp kavrayıp;talima; vermesini bekledi. Bu da biraz zaman aldı tabii olarak. Bu yüzden ilk etapta kurtarılabilecek canlar kurtarılamadı.
Müdahale geç kalınca da dondurucu derecede soğuk hava şartları sebebiyle enkaz altındaki binlerce can donarak vefat etti. Onlar donarak demiyor, vatandaş anlamasın
diye;Hipotermiquot; diyorlar, rahmetli Demirel’in faize; riba; demesi gibi.
Başkanımız lütfetti, depremden zarar görenlere 10 bin lira verileceğini söyledi. Bir gün sonra bu rakamı 15 bin liraya çıkarttı.
Çok lütufkar adam canım. Baktı 10 bin lira vatandaşın dişinin kovuğunu doldurmuyor, o halde yüzde 50 artırarark ne kadar vatandaşından yana olduğunu gösterdi. Her zaman böyle yapıyor. Emekli maaşlarını da böyle artırmıştı. Önce yüzde 25 demiş, sonra 30’a çıkarmıştı. Oysa enflasyon rakamlarını olduğunun çok altında açıklatarak emeklinin parasını daha kaynağında kurutan da kendisiydi.
Sonra…
Daha millet enkez altındayken, deprem bölgelerinde hayatta kalanların tuvalet ve su ihtiyacı bile karşılanamamışken, depremde yıkılan evleri yeniden yapacaklarını açıklayıverdi.
Durumu bir inşaat meselesi olarak gördüğünden, yeni inşaatlar için ortaya çıkan fırsatı hemen değerlendirmek ister.
İnşaat yapma ve inşaattan rant çıkarma konusunda üstüne yok kendisinin. İnşaat rant denildiğinde gözleri parlıyor. Yandaşlara, kendi iktidarının devamını sağlamak için kullandığı kişi ve kitlelere yeni kaynaklar bulduğunu düşünüyor.
Önemli olan inşaat. İnsan faktörü daha sonra geliyor öncelikleri arasında. İnsanı, kim olursa olsun sadece bir seçmen, oy kaynağı olarak görüyor. Kendisine oy verenler dışındakileri de insandan saymıyor ha. Böyle de bir alicenaplığı var kendi seçmenine karşı.
Çok ilginç adam şu Reis.
Deprem bölgesinde depremde vefat edenlerin sayılarını açıklarken fonda hükümetinin yetkilileri varken, kürsüsünün yanına yöresine önüne de depremde ailesini kaybetmiş çocukları dizmiş. Sinekten yağ çıkartmayı iyi biliyor Usta.
Herşeyi siyaset olarak görüyor.
Sanki hayatta herşey siyasetten ibaretmiş gibi…
O çocuklar yerine, enkazdan çıkarılan cesetleri dizse ve bu fonda yapsa açıklamasını daha etkili olurdu oysa.
Depreme müdahele konusunda, enkazdan can kurtarma konusunda kendisini eleştirenlere yine yumruğunu gösterdi. Açtı ağzını, yumdu gözünü, bastı küfrü. Oysa kendileri 1999 Marmara depremi hakkında o zamanki iktidara neler söylemiş, neler neler yazmışlardı. Şimdi kimseye ne yazdırıyor ne söyletiyorlar.
Anamuhalefeti bile her durumda kendi yanlarında hizalanması gereken bir iktidar aparatı olarak görüyor. 20 yıllık icraat ortada. İnşaattan ibaret bir icraata imza atmayı tercih etti. Çünkü en yüksek rant inşaattaydı.
Ama Cumhuriyetin 100 yılında, garip bir ironimidir artık, nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum, hep atıfta bulunduğu 100 yıl, 100 yılın felaketi denilen bir felaketle yüzyüze geldi, babasının tapulu malı olarak gördüğü ülkede.
Depremin elbette herkese bir mesajı var.
Reise verdiği mesaj ise;Artık bırak bu inşaat işlerini, rant işlerini; mesajı olmalı.