• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home Gündem

Orhan Pamuk: Halkın bu kadar öfkeli olduğunu daha önce hiç görmedim

Şubat 12, 2023
in Gündem, Manşet
0
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

Nobel ödülü yazar Orhan Pamuk, New York Times için yazdığı yazıda 6 Şubat Maraş depremlerinden etkilenen depremzedeler için “Halkın bu kadar öfkeli olduğunu daha önce hiç görmemiştim” ifadesini kullandı.

Yazar Orhan Pamuk’un Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depremler hakkında New York Times için bir yazı kaleme aldı.

T24’ün Türkçe çevirisini yayınladığı yazıda Pamuk şu ifadeleri kullandı:

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CHP’den YÖK’e ve Hakan Fidan’a lisans diploması sorusu

Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeli kararı!

47 ilde nefret opresyonu: Gaziantep Emniyet’te gözaltına alınan öğrenci sayısı 320 oldu

“Kederli bakışlı kız on-on iki yaşlarında olmalı. Cep telefonunun kamerasına bakarken yerinden çok az kıpırdıyor… Kıpırdadıgında ağır hareket ediyor. Kızı videoya çeken erkek onu görünce sevinç ve hayretle bağırıyor!

“Burada birisi var! Burada birisi vaaar!”

Ama telefonu kameralı erkeğin haykırışına cevap veren kimse yok… Etrafta bir kar sessizliği ve kurşuni bir ışık var yalnızca. Burası 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki depremin yerle bir ettiği Güneydoğu Türkiye’de bir yer.Kameralı erkek şimdi göğsünden aşağısı betona sıkışmış olan kıza yaklaşıyor. Belli ki birbirlerini tanımıyorlar.

“Kıpırdayabiliyor musun?”

“Hayır!” diyor kız güçsüz bir sesle. Ama gözlerinde bir umut var. Çünkü gittikçe zayıflayan sesini en sonunda birisine duyurabilmeyi başarmış. Gece saat 04’17de vuran ilk depremin üzerinden yarım gün geçmiş. Yakında gene akşam olur.

“Ayaklarını kıpırdatabiliyor musun?”

Kız buna tam bir cevap vermiyor. Yüzünde bir şey saklıyormuş ya da bir suçundan, eksikliğinden utanıyormuş gibi bir ifade beliriyor.

Cep telefonlu adam da sorusunu tekrarlamıyor.

“Susadın mı?”

“Üşüyorum…” diyor kız ve susuyor.

Gece ve sabah ara ara yağan kar üç beş saniyede yıkılan on beş on altı katlı binaları ve iki üç katlı binaların molozlarını, depremin bütün acısını, ölenlerle ölmekte olanları yavaş yavaş örtüyor.Sessizlikte cep telefonuyla video çeken adamın kararsız kaldığını anlıyoruz. O dar, korkutucu beton yığını içerisindeki kederli gözlü kederli bakışlı kızı sıkıştığı yerden tek başına çıkaramaz. Ama ikisi de şimdi yalnızca susuyorlar.Kızın bakışları donuklaşıyor, yorgunluğunu, acısını yüzünden okuyoruz.“Sen şimdi orada dur, ben şimdi hemen gidip sana yardım getireceğim. Seni oradan çıkaracağız.”

Ama cep telefonlu adamın sesi kendinden emin değil. Büyük ihtimal burası bir şehrin tamamen yıkılmış bir arka mahallesi… Yollar, köprüler yıkıldığı için hiçbir yardım gelmemiş. Büyük ihtimalle de yakın zamanda bir yardım da gelmeyecek.Burada yaşayanlar, gece karlı karanlıkta yıkılan evlerinden sağ çıkanlar ve hayatta kalan diğer talihliler, soğukta sığınacak başka bir yerlere gitmiş olmalılar. Bir ihtimal bu evden bu kız hariç kimse sağ çıkmadığı için arayan soran kimse de yok.“Gitme!” diyor en sonunda betona sıkışmış kız.

“Gideceğim, ama geri geleceğim!” diyor telefonlu adam. “Seni unutmam, yardım getireceğim.”

Tek başına sıkıştığı yerde yarım günden fazla zaman geçirmiş olan kızın kendini ölüme hazırladığını, zaten itiraz edecek hâli olmadığını anlıyoruz.Ama gene de fısıldar gib bir kere daha: “Gitme!” diyor.“Gideceğim ve sana yardım getireceğim!” diyor adam bu sefer daha güçlü ve ama nedense inanamadığımız bir sesle.Sonra cep telefonunun çektiği görüntü bitiyor. Adamın yardım getirip getirmediğini bilmiyoruz. Ama görüntüleri hiçbir yorum yapmadan dürüstçe Twitter’a koymuş.

‘YARDIM GETİRMEK KOLAY DEĞİL’

Yardım getirmek cep telefonlu adamın hissettiği gibi kolay değil. Devletin duyurduğu rakamlara göre bölgede yedi bin civarında yapı yıkılmış ya da hasar görmüş! Ölü sayısı çok düşük gösterildiği gibi, yıkılan bina sayısı da saklanıyor. Zaten elektrikler kesildiği, aşırı kullanımdan cep telefonları çalışmadığı, yollar kapandığı için ilçelerde, küçük şehirlerde ne olduğu konusunda hiçbir bilgi yok. Twitter ve sosyal medyada bazı küçük şehirlerin tamamen yıkıldığını okuyoruz.

Pek çok moloz ve beton yığını içinde kederli gözlü kız gibi sıkışmış olan yaralılar ve soğukta can çekişenler var. Yıkılan her binada az ötede ezilip ölmüş yakınlarının yasını tutarken kendisini kurtaracak birilerini bekleyen üç kişi olsa yirmi bine yakın kişinin, üzerine kar yağan beton yığınlarının içinde ve altında yardım beklediğini çıkarabiliriz. Onlara yetişecek bilgili, eğitimli kişiler havaalanlarında, yollarda ulaşım yetersizliğinden yakınıyorlar.

Havaalanları yıkıldığı, yollar kapandığı için depremden cehennem yerine dönmüş olan büyük şehirlere En büyük medya-basın-TV kuruluşları bile ancak yarım gün sonra ulaşabildiler. Felaketten yarım gün sonra karlı, yağmurlu, rüzgârlı sokaklarda korkular içinde, öfkeli ve yardım bekleyen milyonlarca insanla karşılaştılar. Devletin verdiği rakamlara göre deprem 13,5 milyonu etkiledi.

‘BİNALAR İSKAMBİLDEN KULELER GİBİ YIKILDI’

Felaketi kıyamet misali yapan şey gece karanlığında gelen 7.8 ölçüdeki birincisinden dokuz saat sonra vuran 7.7 şiddetindeki ikinci deprem. Merkez üssü ilkinden yüzelli dört yüz kilometre uzakta olan bu ikinci deprem, birinci depremin artçı depremleri yüzünden zaten sokaklarda olan milyonlarca kişiye görsel dehşet sahneleri yaşattı. Sokaklarda bir yardım veya ekmek arayan, moloz tepelerine dönüşmüş on altı katlı binaların yıkıntılarını elleriyle taş taş ayıklamaya çalışan ya da sığınacak ısıtılmış kapalı bir mekân arayan kalabalıklar ikinci depremin iskambilden kuleler gibi hızla ve toz yığınları çıkartarak yıktığı binaları “Allah!, Allahım!” nidaları arasında cep telefonlarıyla videoya çektiler. Pek çok kişi bir yorum, bir cümle, birkaç kelime bile yazmadan bu grotesk dehşet görüntülerini sosyal medyada yaydı. Kıyametten çıkma deprem sahnelerinin, insanlarda hem göz yaşartıcı bir dayanışma ve yardımlaşma duygusunu ortaya çıkardığını hem de paylaşma, başka tanık arama, iz bırakma, duyurma içgüdülerini canlandırdığını gördüm. Büyük şehirlerin mezbelelerle dolu merkezlerinde mikrofon uzatılan herkes, “Çek, çek, yardım istiyoruz, ekmek istiyoruz, hükümet nerede, yardım ekipleri nerede!” diye bağırıyor.

Yardımlar yollanmış ama malzemeyle yüklü kamyonlar deprem bölgelerine yüzlerce kilometre uzakta, tıkanmış yollarda kar altında saatlerce bekliyorlar. Evlerini, ailelerini, sevdiklerini, her şeylerini kaybedenler, şehirlerinde çıkan yangınlara kimsenin müdahale etmediğini görüp gözlerine kestirdikleri hükümet aracını, polisi, memuru durdurup bağıra bağıra şikâyet ediyor. Halkın bu kadar öfkeli olduğunu daha önce hiç görmemiştim.Defalarca seyrettiğim bir başka videoda “vatandaşlar” başka bir şehire gitmekte olan polis arabasını durdurdular ve yarı hesap sorar, yarı yardım dilenir bir havayla memurları arabadan çıkardılar.

‘ÖFKE, ŞİKAYET, HAZIRLIKSIZ OLMANIN ÇARESİZLİĞİ BİTMİYOR’

Depremden sağ salim ama evsiz çıkan ve sokaklarda gezinen talihliler büyük apartmanların yıkıntıları ve molozları arasında yaşayan insanların olduğunu seslerden anlıyorlar. Ama tek başlarına onları kurtaracak güçleri, bilgileri, aletleri yok. Hemen gelen, yetişen de yok. İkinci günün akşamı çökerken beton yığıntılarının ve molozların içinden gelen sesler azalıyor, sokaklardaki insanlar dehşet manzaralarına alışıyor, ekmek, yiyecek dağıtan araçların önünde kalabalıklar birikiyor. Ama öfke, şikâyet, hazırlıksız olmanın çaresizliği dinmiyor.

Bu Türkiye’de son seksen yılda olmuş en büyük deprem. Benim çocukluğumdan beri uzaktan yakından yaşadığım büyük depremlerin ise dördüncüsü. 1999 Marmara Depremi’nde, yerle bir olmuş şehirlerden biri olan Yalova’ya gitmiş, bir sorumluluk ve suçluluk duygusuyla, belki bir taş kaldırabilirim diyerek beton molozları arasında saatlerce yürümüş, kimseye yardım edemeden geri dönmüştüm. Sosyal medyaya konan mesajlardan depremin yıktığı en büyük şehirlerde yardım etmeye çalışan uzaklardan kendiliğinden gelmiş doktorlar olduğunu, ama onları yönlendirecek bir otorite, bir yönetici olmadığını da öğreniyorum. Halkın kabul edemediği bir başka şey devlet hastahanelerinin bazılarının da yıkılmış olması.

‘KIYAMETİMSİ FELAKET SAHNELERİ’

Kıyametimsi felaket sahnelerini ve evlerinin içinde yaşadıkları deprem dehşetini videoya çekip hiçbir yorum yapmadan sosyal medyaya bırakanların verdikleri iki mesaj var. Birincisi hayret ve Allah’a seslenişleri ile ifade edilen şey: Felaketin şaşırtıcı, sarsıcı büyüklüğü. Bu dehşet karşısında insanın soğukkanlılığını koruyabilmesi, her zamanki günlük duygularını yaşayabilmesi ve bir mantıkla hareket edebilmesi çok zor. Bu yüzden kendiliğinden gelişen dayanışma, yardımlaşma duygusu çok etkileyici. Ama ikinci mesaj yani bütün ülkenin hissettiği sahipsizlik, çaresizlik ve hazırlıksızlık deprem kadar dehşet verici. İlk yetişen yardım takımlarına halk “Neredeydiniz!” diye çıkışıyor. Ama pek çok bölgeye henüz yetişen bir yardım yok.İkinci günün sonunda büyük şehirlerin merkezlerine biraz yardım geliyor ama çok yetersiz ve çok da geç kalmış bir yardım bu.”

Tags: DepremlerMaraşNew York TimesOrhan Pamuk
PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Akın İpek, AKP rejminin gasp ettiği Maraş’taki evi için: Keşke o da yıkılsaydı diye geçti içimden

SONRAKİ HABER

AKP’li İlçe Başkanı Şahin Avşaroğlu’nun yaptığı tüm binalar çöktü

BENZER HABERLER

MİT’teki işkence, kaçırma ve kayıplara ödül: “Hizmetleri”den dolayı Hakan Fidan’a Devlet Üstün Hizmet Madalyası
Gündem

CHP’den YÖK’e ve Hakan Fidan’a lisans diploması sorusu

Mayıs 8, 2025
Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeli kararı!
Gündem

Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeli kararı!

Mayıs 8, 2025
47 ilde nefret opresyonu: Gaziantep Emniyet’te gözaltına alınan öğrenci sayısı 320 oldu
Gündem

47 ilde nefret opresyonu: Gaziantep Emniyet’te gözaltına alınan öğrenci sayısı 320 oldu

Mayıs 8, 2025
Erdoğan rejiminin aparatı: Anadolu Ajansı, 15 Temmuz Kurgu darbesiyle yapılan gasp, talan ve hırsızlığı övdü
Manşet

TMSF, 15 Temmuz sonrası AKP rejiminin çöktüğü dev şirketi bayilere sattı

Mayıs 8, 2025
İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeline tepki:‘Gerçekler ve vicdanlar susturulmaya çalışılıyor’
Manşet

İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeline tepki:‘Gerçekler ve vicdanlar susturulmaya çalışılıyor’

Mayıs 8, 2025
320 öğrenciyi gözaltına aldıran Başsavcı İsmail Karataş, ‘MİT’çi gazeteci’ ağırlamış
Gündem

320 öğrenciyi gözaltına aldıran Başsavcı İsmail Karataş, ‘MİT’çi gazeteci’ ağırlamış

Mayıs 8, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • All
  • Manşet
MİT’teki işkence, kaçırma ve kayıplara ödül: “Hizmetleri”den dolayı Hakan Fidan’a Devlet Üstün Hizmet Madalyası
Gündem

CHP’den YÖK’e ve Hakan Fidan’a lisans diploması sorusu

by zmnaus
Mayıs 8, 2025
0

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Hakan Fidan'ın Maryland Üniversitesi'nden aldığı lisans diplomasının şüpheli olduğunu ifade ederek YÖK'ün bu üniversiteyi tanıyıp...

Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeli kararı!

Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeli kararı!

Mayıs 8, 2025
47 ilde nefret opresyonu: Gaziantep Emniyet’te gözaltına alınan öğrenci sayısı 320 oldu

47 ilde nefret opresyonu: Gaziantep Emniyet’te gözaltına alınan öğrenci sayısı 320 oldu

Mayıs 8, 2025
Erdoğan rejiminin aparatı: Anadolu Ajansı, 15 Temmuz Kurgu darbesiyle yapılan gasp, talan ve hırsızlığı övdü

TMSF, 15 Temmuz sonrası AKP rejiminin çöktüğü dev şirketi bayilere sattı

Mayıs 8, 2025
İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeline tepki:‘Gerçekler ve vicdanlar susturulmaya çalışılıyor’

İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeline tepki:‘Gerçekler ve vicdanlar susturulmaya çalışılıyor’

Mayıs 8, 2025
320 öğrenciyi gözaltına aldıran Başsavcı İsmail Karataş, ‘MİT’çi gazeteci’ ağırlamış

320 öğrenciyi gözaltına aldıran Başsavcı İsmail Karataş, ‘MİT’çi gazeteci’ ağırlamış

Mayıs 8, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM