BÜLENT KENEZ-TR724.COM
Dünkü rezaleti yorumlamadan önce şöyle kısa bir giriş yapalım.
23 Şubat’ta Körfez’in iki düşman kardeşi Kocaelispor ile Sakaryaspor geliri depremzedelere bağışlanmak üzere dostluk maçına çıktılar. Statta 20 bine yakın seyirci vardı ki bir yardım maçı için hiç de küçümsenmeyecek bir rakamdı. Takımların ortak pankartla çıktığı ve maç boyunca depremde zarar görmüş illere destek verilen maçın 87. dakikasında Sakaryasporlu bir taraftar sahaya atladı ve Sakarya atkısı ile Kocaeli tribünlerine koştu. Sonrasını tahmin etmek zor değil. İki takım taraftarları birbirine tekme tokat girdi. Yine kan aktı. Ve çok anlamlı bir maç rezaletle sona erdi.
27 Kasım’da ülkenin en medeni insanlarının şehri olarak bilinen İzmir’de Altay-Göztepe maçında Altay seyircisi Göztepe tribünlerine işaret fişeği ateşledi ve bir taraftar çok ağır yaralandı. Göztepe tribünlerinden atlayan bir adam da korner direğini alarak Altay kalecisini resmen öldürmeye teşebbüs etti. 15 yıl hapis cezası ile yargılanıyor. Maçtan sonra 19 kişi tutuklandı. İki takım da hükmen mağlup sayıldı.
Düne geleceğiz. Ama bir olayı daha hatırlamamız gerekiyor.
Malum Bursa ile Beşiktaş tribünleri de kanlı bıçaklı. Yıllarca süren deplasman yasağının kalktığı ilk maçta Beşiktaş seyircisi sözde misafir seyirciyi koruma amaçlı Emniyet kordonunu yarıp Bursa seyircisine saldırmış ve 4’ünü bıçaklamıştı. Emniyet’in yüzden fazla kalkanı kullanılmaz hale gelmişti. E tabi bu maçın bir de Bursa rövanşı olacaktı. İlk maçtaki olayların altında kalmak yakışmazdı tabii ki Teksas’a. Daha maç başlamadan büyük olaylar çıktı. Ortada rakip seyirci yoktu, çünkü yasak gelmişti ama polisle çatışan Bursa seyircisi şehri birbirine katmıştı. Tabii konuk Beşiktaş olunca Amedspor’dan esirgenen tedbirler devreye sokuldu. Ve Beşiktaş kağıt üzerindeki en zor deplasmanda stada dahi gitmeden maç iptal edildi, Bursaspor hak ettiği gibi hükmen mağlup sayıldı.
Düne gelirsek… Bu maçta bu çapta olayların çıkacağı ve bu görüntülerin yaşanacağını herhalde Bursa’da 10 yaşında bir çocuk bile biliyordu. Bir kere Bursa ile Diyarbakır seyircisi arasında Amed’den çok önce devlet destekli Diyarbakırspor varken başlayan husumet var. Bursasporluların çevik kuvvet kaskları ile stadı terk ettikleri günden beri devam eden. Ben olaysız maç hatırlamıyorum.
En son, 25 Eylül 2022 tarihinde Diyarbakır’da oynanan maçta dünkü görüntülerin karbon kopya benzerleri yaşanmış, sahaya atılmadık şey kalmamış, Bursa kalecisine bıçak dahi fırlatılmıştı. O olaylar dün Amed’e destek verenlerin pek dikkatini çekmemiş olmalı. Bu kişilerin Diyarbakır’daki maçlarda -ki bunlara kadın futbol ligi maçları da de dahil- neler yaşandığından da pek haberi yok.
Dünkü rövanş maçı ne zaman, nerede oynansa olay çıkacağını bilmemek diye bir şey olamaz. Türkiye’de hangi maçlarda olay çıkacağı bellidir.
Haftalardır Bursa şehrinin bu maça hazırlandığını görmek için 1-2 tribün grubunu sosyal medyada takip etmek yeterli.
“Hükümet istifa” diye bağırdı diye Fenerbahçelileri Kayseriye sokmayan devlet aklı acaba Bursa’da neredeydi?
Bu iki takım 2. Lig’de aynı gruba düşer düşmez, federasyon bir karar almalıydı. Alınabilecek en kötü ve sorunu çözemediğinin itirafı olan bir şey ama işe yarayan bir önlem vardı. Bu iki takım arasındaki iki maç da güvenlik gereği seyircisiz oynanmalıydı. İki şehrin seyircisinin bu kadar kötü niyetli olduğu bir yerde olması gereken de en kötü çözümdü.
Bu en baştan görülmeyip yapılmamış. O vakit ilk maçta çıkacak olayların önüne geçecektiniz. Bunu da yapmadınız. Ve geliyorum diyen kabusu da dün seyrettiler.
Önemli maçlar öncesi misafir takımın kaldığı otelin önünde gürültü yapmak, davul-zurnalar çalmak, havai fişekler atmak Türkiye’de bir klasiktir. Bunun en alası Trabzon’da yapılır. Ama Amedspor kafilesinin kaldığı otelin önüne gelenler uyutmamaktan ziyade yarın olacakların habercisi olarak oradaydılar. Haşmetliler geçecek diye bütün yolları kapatan polis otel çevresinde istese işe yarayan önlemler alır, kuş uçurtmayabilirdi. Görüntülerde polis aracı kaynıyor ama herhalde Bursalıları korumak için gelmişler.
Diyelim ki maçtan önceki gece yaşananlar dahi yetkilileri uyandırmamış. Amed stada geldiğinde adet olduğu üzere ortamı görmek için soyunma odasından sahaya çıktığında yaşananlardan sonra bu maçın oynanmasına izin verenler bu skandalın baş sorumlusudur. Aynen Diyarbakır’daki maçtan önce yaşananları görüp o maçı oynatanlar gibi.
Şöyle bir fark elbette var; Diyarbakır’daki maçta Bursalıları koruyan polis ile dünkü maçta Amedlileri sözde koruyan polis davranışları yetkililerin olaylara nasıl baktığını ortaya koyar.
Statta milleti gaza getirmek için çalınan marşları, tribünlere sokulan pankartları, sahaya atılan cisimleri görünce bu işin bir diğer azmettiricisinin de kulüp yönetimi olduğundan kimse şüphe etmesin. Zaten düşmeye oynamayan bir takımın isteyeceği en son şey sahasının haftalarca kapalı olması olur ki zaten bir akılla hareket edilmediği ortada.
Amedspor’un gittiği her yerde ırkçılığa ve nefret suçuna maruz kalması yıllardır çözülemeyen bir sorun. İşin trajikomik yanı bu futbolcuların bazıları daha geçen sene o şehirlerin sevilen oyuncularıydı. Mesela, Amed’in hocası Türkiye’de herkesin sevdiği Ahmet Yıldırım.
Amed’e yapılan ayrımcılıkların devlet destekli olduğu da su götürmez. Ama bilinmesi gereken bir şey de Amed’in ligde lider olduğudur. Bütün Türkiye bize karşı söyleminde de biraz insaflı olmak lazım, bu ülkede futbolu biraz bilenler çok iyi bilir ki Türkiye’de herkese rağmen lider olamazsınız.
Velhasıl dün Emniyet destekli, federasyon onaylı, ırkçıların şov yaptığı bir rezalet yaşanmıştır ki Bursaspor pek de yalnız kalmamıştır.
Bakalım dünkü beyaz torosların gerçek sahiplerini öğrenebilecek miyiz!