CHP’li Murat Bakan: “15 Temmuz’dan sonra devlette şöyle bir anlayış oldu. Birisinin ‘F.TÖ’cü olup olmadığına neyle karar vereceksin, yargı kararıyla değil, biri şahit olursa. Biri kefil olursa bu kişi ‘F.TÖ’cü değil Menzilci’dir, derse onu serbest bıraktılar. Ben bunu yaşadım.”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Murat Bakan, 15 Temmuz’dan sonra Hizmet Harketi cemaatine mensup kişilerle ilgili yargı kararlarına ihtiyaç duymadan başka kişilerin şahitlikleri ile karar verildiğini söyledi. Bakan, “Devlette şöyle bir anlayış oldu; kefalet anlayışı. Biz bu işi kefaletle çözeceğiz, biz bu işi şahitlikle çözeceğiz… Birisinin ‘FeTÖ’cü olup olmadığına neyle karar vereceksin, yargı kararıyla değil, biri şahit olursa…” dedi.
Halk TV’de İpek Özbey’in sunduğu Sansürsüz programına konuk olan CHP’li Murat Bakan, “Birisi kefil olursa bu kişi ‘F.TÖ’cü değil Menzilcidir, onu serbest bıraktılar. Ben bunu yaşadım. O zaman İzmir Valisi ‘Vekilim, biz bu işi nasıl çözeceğiz; kefaletle, şehadetle çözeceğiz, yargı kararıyla değil’ dedi” şeklinde konuştu.Menzil cemaatinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP’yi destekleyeceğini açıklamasını hatırltan Bakan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devletteki bakış açısı, kurumsal devlet dilinden bahsetmiyorum, iktidarın bakış açısı, dedi ki, ‘biz yanlış yaptık. Bütün devlet organlarını bir cemaate teslim ettik. Ne yapmalıydık, birden çok cemaate paylaştırmalıydık’ dediler. Bunu da şöyle açıkladılar. Millet dediğiniz şey bunlardan oluşuyor. Bunlar da bu milletin parçası. Dolayısıyla bunlar olursa millet temsil edilmiş olur denilerek bu marjinal yapılara devlet organizasyonunda ciddi bir güç verdiler. Bugünkü jandarmada, İçişleri Bakanlığında bu kadar çok cemaatin, tarikatın, grubun… İşte İçişleri Bakanlığı’nda Erzincan grubu var. O da bir dinsel yapı ve birbirleriyle dayanışma içinde liyakati bırakarak yukarı çıkıyorlar. Devlet organizasyonunu tamamen yozlaştırıyorlar.”
CHP İzmir Milletvekili Bakan, yargıya intikal eden bir olayı da anlatarak şunları söyledi:
“Bir duyum, iddia, bir yargılama olduğunu da biliyorum. Dört tane öğrenci jandarma ve sahil güvenlik akademisinde bir başka öğrencinin kantinden ücretsiz bir şeyler aldığını görüyorlar ve şikayet ediyorlar. O şikayet ettikleri çocuğun menzil imamı olduğu söyleniyor. Süre geçiriliyor, kamera kayıtları silininceye kadar herhangi biri soruşturma açılmıyor. Kamera kayıtları ortadan kalktıktan sonra iftiradan dolayı çocuklara ceza veriliyor. Bu çocuklar mezuniyetleri geldiğinde bu okulda üstün başarı gösteriyorlar. Mezuniyet sınavı diye bir sınava sokulup oradan iki tane sözlü soruyla okuldan atılıyorlar. “
CHP’li Murat Bakan: “15 Temmuz’dan sonra devlette şöyle bir anlayış oldu. Birisinin ‘F.TÖ’cü olup olmadığına neyle karar vereceksin, yargı kararıyla değil, biri şahit olursa. Biri kefil olursa bu kişi ‘F.TÖ’cü değil Menzilci’dir, derse onu serbest bıraktılar. Ben bunu yaşadım.”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Murat Bakan, 15 Temmuz’dan sonra Gülen cemaatine mensup kişilerle ilgili yargı kararlarına ihtiyaç duymadan başka kişilerin şahitlikleri ile karar verildiğini söyledi. Bakan, “Devlette şöyle bir anlayış oldu; kefalet anlayışı. Biz bu işi kefaletle çözeceğiz, biz bu işi şahitlikle çözeceğiz… Birisinin ‘F.TÖ’cü olup olmadığına neyle karar vereceksin, yargı kararıyla değil, biri şahit olursa…” dedi.Halk TV’de İpek Özbey’in sunduğu Sansürsüz programına konuk olan CHP’li Murat Bakan, “Birisi kefil olursa bu kişi ‘FTÖ’cü değil Menzilcidir, onu serbest bıraktılar. Ben bunu yaşadım. O zaman İzmir Valisi ‘Vekilim, biz bu işi nasıl çözeceğiz; kefaletle, şehadetle çözeceğiz, yargı kararıyla değil’ dedi” şeklinde konuştu.Menzil cemaatinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP’yi destekleyeceğini açıklamasını hatırltan Bakan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devletteki bakış açısı, kurumsal devlet dilinden bahsetmiyorum, iktidarın bakış açısı, dedi ki, ‘biz yanlış yaptık. Bütün devlet organlarını bir cemaate teslim ettik. Ne yapmalıydık, birden çok cemaate paylaştırmalıydık’ dediler. Bunu da şöyle açıkladılar. Millet dediğiniz şey bunlardan oluşuyor. Bunlar da bu milletin parçası. Dolayısıyla bunlar olursa millet temsil edilmiş olur denilerek bu marjinal yapılara devlet organizasyonunda ciddi bir güç verdiler. Bugünkü jandarmada, İçişleri Bakanlığında bu kadar çok cemaatin, tarikatın, grubun… İşte İçişleri Bakanlığı’nda Erzincan grubu var. O da bir dinsel yapı ve birbirleriyle dayanışma içinde liyakati bırakarak yukarı çıkıyorlar. Devlet organizasyonunu tamamen yozlaştırıyorlar.”
CHP İzmir Milletvekili Bakan, yargıya intikal eden bir olayı da anlatarak şunları söyledi:
“Bir duyum, iddia, bir yargılama olduğunu da biliyorum. Dört tane öğrenci jandarma ve sahil güvenlik akademisinde bir başka öğrencinin kantinden ücretsiz bir şeyler aldığını görüyorlar ve şikayet ediyorlar. O şikayet ettikleri çocuğun menzil imamı olduğu söyleniyor. Süre geçiriliyor, kamera kayıtları silininceye kadar herhangi biri soruşturma açılmıyor. Kamera kayıtları ortadan kalktıktan sonra iftiradan dolayı çocuklara ceza veriliyor. Bu çocuklar mezuniyetleri geldiğinde bu okulda üstün başarı gösteriyorlar. Mezuniyet sınavı diye bir sınava sokulup oradan iki tane sözlü soruyla okuldan atılıyorlar. “