“O bakan olmuş, şu bakan olmuş ne önemi var zaten bütün kararları Erdoğan vermiyor mu?” demek doğru olmakla beraber her şeyi anlatmıyor.
Öyle olsaydı, örneğin Soylu ya da Akar devam etseydi bambaşka yorumlar yapılacaktı. Şimdi yoklar, başka çıkarımlar yapılıyor. Nebati yerine Şimşek’in gelmesinin bir politika değişikliği işaret etmesi gibi.Evet, yeni dönemde “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla” repliğini sürdürecek yeni isimler açıklandı. Görünen o ki Erdoğan herkes gibi sezon finaline girdiğinin ve eski enerjisinin olmadığının farkında ve ailesinin rahat çalışacağı bir ekip tercih etmiş. Rant ve ihale dağıtan bakanlıklara kimin atandığının önemi yok zaten bakanların da haberi olmuyor olan bitenden.
Kritik bakanlıklara geçmeden beni tek şaşırtan tercih sağlık ve turizm bakanları oldu. Eski kabineden devam eden tek iki isim. Fahrettin Koca’nın milletvekili olmak istemediği kulislere yansıyınca yeni dönemde yer almayacağı zannedilmişti. Demek ki aile, ticari olarak işin içinde oldukları sağlık sektöründe Koca’nın devam etmesini daha uygun bulmuş.
Turizm bakanını, eşinden vuran partideki İslamcılara Erdoğan ters köşe yaptı. Turizm önemli, çünkü ülkenin dövize sıkıştığı bu günlerde oradan ne kadar gelirse gelmeli diye bakılan bir sektör. Kendi otelinden gelen kabarık teşvik talebine yine kendisi onay vererek, ayrı dünyaların insanı da olsa, Ersoy rüştünü ispat etmişti. Bakanlığına dezenfektan satmak gibi köylü işlerle uğraşıp bunu da yüzüne gözüne bulaştıran benzer bakandan farkını ortaya koymuştu.
Soylu ve Akar’ın olmaması kritik. İkisi de önemli bakanlıktı. Bir tanesi polis ve jandarma ile kolluk kuvvetleri. Emniyet’in istihbarat yetenekleri düşünüldüğünde insan gücüne, bilgiye ve güce erişim demekti. Erdoğan daha önce MHP dengesinden dolayı dokunmadığı Soylu’ya “Buraya kadar” dedi. Görevden alamaz iddialarına karşılık güç kimde göstermiş oldu.Akar, 15 Temmuz ile başlayan Erdoğan’a mevcut rejimi hediye eden zincirin ortaklarındandı. Erdoğan bir süre bakanlık yaptırıp okşadı ve bu esnada muhaliflerini de tasfiye ettirerek Akar’ı kullanıp attı.
Böylece elinde silah olan bu iki bakanlıkta karizma kasan artist kalmadı. Yerlerine gelen iki bakan da tak-şak ekolünden silik isimler. Bilal ile Selçuk’un seveceği isimler.Erdoğan, Soylu ve Akar’ı tasfiye ederken burası “Ortadoğu neme lazım” demiş olacak ki yeni dönemde bu bakanlıkların başındaki isimlerin öyle çok da ön plana çıkmasını istemiyor.
Dışişleri’ne Hakan Fidan’ın atanması, Fidan’ın nihayet çok istediği siyaset kulvarına girmesi demek. Trump’ın CIA’in ardından dışişleri bakanlığına getirdiği Pompeo başına bela olmuştu, bakalım Fidan ne yapacak. Ama Hakan Fidan’ın sahneye çıkması güzel. Parası cebimizden çıkan trollerin ilmek ilmek ördüğü imajın yaldızlarının dökülme vakti geldi.
Erdoğan’ın Dışişleri’nin başında güçlü bir isme ihtiyacı yok. Tam tersine Çavuşoğlu gibi tek amacı kendisine hizmet etmek olan ve her cümlesinde “Sayın cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi” diyecek biri yeterliydi. Hatta Erdoğan’ın tornistan dış politikasına, hiçbir omurgası olmayan, ağzı bol laf yapan Çavuşoğlu daha fazla uyuyordu.
Dışişleri bakanlığı prestijli bir koltuk. Ülkeyi temsil, uluslararası zirvelerde boy gösterme ve tanınırlık, iç politikanın polemiklerinden uzak kalma, ülkenin milli çıkarlarını savunuyor görünme gibi avantajları var. O sebeple her hükümet zamanında kabinenin en çok arzu edilen koltuğudur. Hatırlarsanız koalisyon dönemlerinde parti liderleri başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanlığı koltuğuna otururdu. Abdullah Gül de Erdoğan başbakan olunca böyle bir tercih de bulunmuştu. Gül’den sonra o dönemin genç yıldızı Babacan bu koltuğa oturmuştu. Davutoğlu da başbakanlığa Dışişleri’nden geçmişti.
Başbakan ve meclis artık ortada olmadığı için Fidan’ın bu göreve gelmesi MİT hizmetlerinin ardından prestijli bir veda makamı. Kalın ya da kim atanırsa atansın ailenin daha güvendiği bir isim MİT’e gelecek demektir.
Bu tür Ortadoğu rejimlerinde bakanlıklardan ziyade istihbarat şefleri, polis şefleri önemlidir.
Erdoğan böylelikle MİT, Emniyet ve Ordu’nun başında sivrilen isimleri budamış oldu. Erdoğan’ın şahsi kirli işlerinde yer aldığı için Fidan’ın durumu biraz daha farklı. Erdoğan silmek istese, kendisinden habersiz Davutoğlu zamanında istifa edip vekil olmak için başvurduğu zaman bunu yapardı.
Fidan demişken, devlet devlet olsa asla herhangi bir güvenlik soruşturmasını aşamayacak adam yıllarca bu ülkede askerlik yaptı, istihbaratı yönetti şimdi de dışişleri bakanı. Neyse bunların şimdilik bir önemi kalmadı.