Türkiye’de çoğunluğu Hizmet Hareketi mensubu onbinlerce insanın 15 Temmuz sonrası yaşadıkları mağduriyetler hâlâ taze.
Murat Akçabay nefret söylemine maruz kaldığı için Türkiye’yi terk etmeye karar verdi. Ancak eşini ve 3 evladını Meriç’te kaybetti. Büyük oğlu hala bulunamadı. Kendisiyle birçok kez görüştük, metanetine hayranım.
NefretSöylemine Hayırpic.twitter.com/QScQCTCzQv
— Sevinç Özarslan (@sevincozarslan) July 12, 2023
Erdoğan Rejimi’nin baskısından kaçarak Almanya’ya gelen sürgündeki gazetecilerin de arasında olduğu KHK’lı isimler tarafından kurulan Tenkil Müzesi, yaşanan hak ihlallerini tüm dünyaya duyurmaya çalışıyor. Tenkil Müzesi, süreçte hak ihlaline uğrayan mağdurların yaşadıklarını Frankfurt’taki tarihi Klapperfeld Hapishanesi’nde sergiliyor.
Sergiye ev sahipliği yapan Klapperfeld Hapishanesi, Nazi döneminde Alman Gizli Polis Teşkilatı Gestapo tarafından kullanılmış tarihi bir bina. 1886’da inşa edilen ve Nazi döneminde de Alman gizli polis teşkilatının insanları toplama kamplarına göndermeden önce tuttuğu ve hücrelerinde işkence çığlıklarının yankılandığı hapishane, 2002’de tamamen kapatılmış.
Tenkil’in düşman kimseleri topluca ortadan kaldırma, imha etme gibi anlamları var. 15 Temmuz sonrası da Hizmet Hareketi’ne AKP iktidarı tarafından adeta ‘düşman hukuku’ uygulandı. Mensupları büyük hukuksuzlar yaşadı. Nazi döneminin tarihi Gestapo Hapishanesi’nde bu mağduriyetlerin sergilenmesi bu açıdan daha da anlamlı. Maalesef burada mağdurların çok azının hikayesi anlatılıyor. Tenkil Müzesi’nin bu yıl ki başlığı, ‘Hatırlamak, Yüzleşmek, İyileşmek’.
Meriç’ten geçerken eşi Hatice Akçabay ile evlatları Ahmet Esat, Mesut ve Bekir Aras’ı kaybeden Murat Akçabay.
Böyle bir sergiyi yazmak gerçekten zor. Çünkü bu bir resim sergisi değil. Tenkil Müzesi’nde insan hakkı ihlaline uğrayan, cezaevlerinde, emniyet nezarethanelerinde gördüğü işkenceler nedeniyle hayatını kaybedenlerin hatıraları gösteriliyor. Bu hatıraları da nakletmek zor ama bir kaç cümle ile anlatmak gerekiyor. Tenkil’de tedavisi engellendiği için hücresindeki beyaz sandalyede yaşamını yitiren komiser Mustafa Kabakçıoğlu’nun, emniyet binasında ilaçları verilmeyen ve işkence gören KHK’lı öğretmen Gökhan Açıkkollu’nun, Türkiye’deki baskıdan kaçarken Meriç’te boğulan Hatice Akçabay ve çocukları Ahmet Esat, Mesut ve Bekir Aras’ın, Mersin Tarsus Cezaevinde tutukluyken ilaçları verilmediği için hayatını kaybeden KHK’lı İngilizce Öğretmeni Halime Gülsu’nun, Ege Denizi’nde Gonca-Ebubekir Kara’nın iki evladının, anne-babası tutuklandıktan sonra kansere yakalanan ve tedavisi engellenen 8 yaşındaki Ahmet Burhan Ataç’ın eşyaları sergileniyor.
Tenkil’i gezerken Ahmet Burhan’ın annesi Zekiye Ataç ile karşılaştım. Ataç, oğlunu kaybetmenin üzüntüsünü hissediyor. Panelde yaptığı konuşmada 8 yaşındaki Ahmet Burhan’ın yaşadıklarını gözyaşları içerisinde anlattı. Zekiye Hanım, Ahmet Burhan’ın eşyalarının bulunduğu müzeyi, “Keşke bu müzeye ihtiyaç duyulmasaydı. Ama böyle bir zulüm oldu, insanların burayı ziyaret edip görmelerini istiyorum.” sözleriyle anlattı.
Sürecin mağdurlarından 80 yaşındaki Ali Doğan ve eşi Raziye Hanım, Tenkil Müzesi’ni ziyaret edenler arasında yer aldı.
Frankfurt’taki Klapperfeld Hapishanes’ndeki Tenkil Müzesi için önceki gün bir panel düzenlendi. Panele Eski Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, yazar aktivist Kazım Gündoğan, sanatçı Hozan Cane ve Alman eğitimci Dr. Helmut Dinse katıldı. Kanser tedaevisi nedeniyle vefat eden Ahmet Burhan Ataç’ın annesi Zekiye Ataç’ta panelde bir konuşma yaptı. Hozan Cane de Türkiye’de cezaevinde gördüğü işkence ve kötü muameleleri anlatırken gözyaşlarını tutamadı.ORHAN KAYA | BOLD