Buca Kırıklar Cezaevi’nde tutuklu olan babası, KHK’lı astsubay İ.D. ile açık görüşten sonra İzmir metrosunda canına kıyan 18 yaşındaki Ayşe D.’nin babasıyla son konuşmanın ayrıntıları ortaya çıktı.
#zulümrejimin'nde her birinin dramı ayrı CAN yakıcı. #KHK’lı babası İ.D. ile Cezaevi’ndeki son açık görüşten çıkan ve canına kıyan @yitenCanlar'dan Ayşe D'nin (18) ailesine son mektubu:“Kimsenin suçu değildi ama iktidara ve bir kez olsun bunlara oy veren herkese hakkım haramdır." pic.twitter.com/UzwkwnR1x6
— www.yitencanlar.com (@YitenCanlar) July 28, 2023
Ayşe ardında bıraktığı mektubunda, “Kimsenin suçu değildi ama iktidara ve bir kez olsun bunlara oy veren herkese hakkım haramdır. Hoş ben cennete, cehenneme inanmıyorum, inanmak istemiyorum. Ölünce bari bitsin. Bilimcimin ve ruhumun veyahut herhangi bir 4. boyutumun varlığını sürdürmesini istemiyorum.” diye yazdı.6 Temmuz 2023’te annesi ve kardeşiyle birlikte babasını ziyaret eden Ayşe D. eve döndükten sonra odasındaki çalışma masasına bir mektup bırakarak Nergis İstasyonu’na giderek hayatına son verdi.Ayşe D.’nin annesi S.D. son görüşmede neler konuştuklarını ve Ayşe’nin bıraktığı mektupta neler yazdığını Kronos’tan Sevinç Özarslan’a anlattı.
SİYASİLERİ KAPSAYAN GENEL AFFIN ÇIKMAYACAĞI İHTİMALİ KIZIMI ETKİLEDİ
15 Temmuz’dan sonra yaşadıkları ihraç süreçleri ve maddi sıkıntılardan sonra babasının hapiste olmasının Ayşe’de ağır bunalıma neden olduğunu belirten S.D. kızının sonunda canına kıydığını söyledi. Ailece yaptıkları son görüşle ilgili önemli bir detaya da dikkat çeken S. D. eşiyle genel affı ve affın siyasi tutukluları kapsayıp kapsamayacağını üzerine konuştuklarını ve Ayşe’nin babasının “Genel af çıkar, herkesi çıkarırlar ama bizi çıkarmazlar” sözünden etkilenmiş olabileceğini vurguladı.
“İKTİDARA BİR KEZ OLSUN OY VEREN HERKESE HAKKIM HARAMDIR”
Ayşe’nin bıraktığı mektubu da paylaşan S.D. “Mektupta ‘Kimsenin suçu değildi ama iktidara ve bir kez olsun bunlara oy veren herkese hakkım haramdır. Hoş ben cennete, cehenneme inanmıyorum, inanmak istemiyorum. Ölünce bari bitsin. Bilincimin ve ruhumun veyahut herhangi bir 4. boyutumun varlığını sürdürmesini istemiyorum’ diye yazmış’ dedi.S.D., Ayşe’nin Japon çizgi (anime) dizilerinin de çok etkilendiğini ve bunun da olayı tetiklemiş olabileceğini kaydetti.
Anne S. D.’nin açıklamaları şöyle:
KHK’LI BABA ÇİĞLİ HAVA ÜSSÜNDE GÖREV YAPIYORDU
“Eşim İ.D. İzmir Çiğli Hava Üssü’ndeki arama kurtarma ekibinde çalışan bir astsubaydı. 10 yıldır orada görev yapıyordu, tayin bekliyorduk. 15 Temmuz günü ben çocuklarımla Ankara’da kayınvalidemin evindeydik, tatile gitmiştik. Eşim de İzmir’deki evimizdeydi. Akşam 19.00-20.00 gibi eşimi görev var diye çağırıyorlar, her zaman tatbikata gidiyorlardı, işyerine gidiyor, oraya vardığında farklı bir şeyler olduğunu görüyor ve sabah kadar kimseye zarar vermeden bekliyor.
EŞİM İKİ KEZ GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI, SONRA İHRAÇ EDİLDİ
Eşim daha sonra on gün gözaltında kaldı, bırakıldıktan iki gün sonra görevinden uzaklaştırıldı. 4-5 ay sonra ise geri alındı. Hatta bir belge verildi eline, ‘fetö’yle hiçbir bağlantısı yoktur, işinin devamına ve hiçbir zorluk çıkartılmamasına’ diye bir yazıyla eşim göreve başladı. Başladıktan bir hafta sonra başka bir bölüme geçti. Orada bir ay 20 gün çalıştıktan sonra tekrar uzaklaştırma kararı çıkarttılar ve 15 Temmuz’un 1. yıldönümü yaklaşırken bu kez ihraç ettiler.
“EŞİM İHRAÇ EDİLDİKTEN SONRA MADDİ OLARAK SARSILDIK”
Eşim ihraç edildikten sonra maddi olarak sarsıldık, eşime hiç kimse iş vermedi. Ben optisyendim, ara vermiştim, çalışmaya başladım, evin geçimi bendeydi, tabi asgari ücretin bir tık üstünde çalışıyorsunuz, üç çocuk, Karşıyaka gibi bir yerde kıt kanaat geçindik desek yeridir.
“GÜNLÜĞÜNE ‘FETÖ’CÜ DİYE SÖZLÜ TACİZE MARUZ KALDIĞINI YAZMIŞTI”
Ayşe seçim zamanında çok sinirleniyordu, öfkeleniyordu, yapılan zamlar, getirilen yasaklar, sürekli kafası bunlarla meşguldü. Ben hep ‘Boşver kızım, bunlar bizi ilgilendirmiyor’ diyordum. Ben iki ay öncesine kadar emekli oldum, eşim de EYT’den sonra emekli olduğu için artık maddi sıkıntımızın kalmadığını sürekli dile getiriyordum ama o kafasında kurmuş ve çok büyütmüş. Kızın ortaokuldayken de günlük tutuyordu. “fetöcü” gibi sözlü tacizlere maruz kaldığını ama takmadığını yazmıştı.
“SOSYAL BİR ÇOCUKTU, İÇİNE KAPANIK DEĞİLDİ”
Ayşe sosyal bir çocuktu, içine kapanık değildi, psikolog olacağım diyordu. Herkesle diyalog halindeydi, akıl veren bir çocuktu. Arkadaşları çevresi herkes ‘Psikolog olmak sana çok yakışır’ diyorlardı. Bize hep güler yüzünü gösterdi, üzgün tarafını bir gram bile hissettirmedi. Benim üç evladım var, Ayşe’den beklemezdim. Olayın olduğu gün açık görüşümüz vardı. Babasının yanından döndükten sonra böyle bir karar veriyor. Akşama kadar zaten birlikteydik. Görüşe gittik, yol vs derken ben bir saatliğine kardeşini yüzme kursuna götürdüğüm zaman bu olayı gerçekleştirmiş.
“BABASI CENAZEYE 30 JANDARMAYLA GELDİ”
Ayşe tüm bunları içinde yaşamış. Maddi sıkıntılar yaşadığımız için psikolojik destek almadık. Emekli olduktan sonra parasal hiçbir sıkıntımız kalmadı artık diye hep konuşuyorduk ama demek ki o babasına çok üzülüyormuş. Eşim cenazeye geldi, 20 jandarma ve 4 de sivil vardı. Nereden baksanız yaklaşık 30 kişi vardı.
“SEBEP OLAN KİM VARSA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”
Kızım mektubunda cennet ve cehenneme inanmadığını -ki her zaman oruç tutan bir çocuk söylüyor bunu-, cenaze, gömülmek istemediğini, üzgün olmadığını, hiç kimsenin de arkasından üzülmemesi gerektiğini yazıp imzasını atmış. Diyecek bir şey bulamıyorum. Sebep olan kim varsa hiçbirine hakkımı helal etmiyorum.
“ANİMELERİN YASAKLANMASINI İSTİYORUM”
Bir de bunalım dönemi içinde sürekli anime (japon çizgi sanatı filmleri) izlemeye başlamış. Onun içeriğini iyice incelemeye başlayınca ne kadar zararlı olduğunu gördüm. Herkes birbirini, kesiyor, öldürüyor, parçalanarak ölmek ve sonrasında başka bir boyutta daha mutlu bir hayat yaşamak gibi şeyler var. Ayşe de mektubunda da dördüncü boyuttan bahsetmiş, ‘Bilincimin, ruhumun veyahut herhangi bir 4. boyutumun varlığını sürdürmesini istemiyorum’ diye bir ifadesi var.
“BUNLARI YAZIN, DUYULSUN, BAŞKA ÇOCUKLAR GİTMESİN”
Hem yaşadığımız bu olaylar hem anime izlemek olayı tetiklemiş oldu. Anime gibi şeylerin yasaklanmasını, çocukları etkilememesi için ne gerekiyorsa yapılmasını istiyoruz, biz de her türlü girişimde bulunacağız. Animelerin zararlarını daha önceden duysaydım izletmezdim. Bunları yazın, her yerde duyulsun. Benim kızım gitti, başka çocuklar gitmesin. Başka anneler, ciğerler yanmasın.”
18 yaşındaki Ayşe D.’nin cenazesi Karşıyaka Doğançay Mezarlığına defnedildi.