Müge Anlı ile Tatlı Sert programına katılan Adem Durur’u hatırlıyor musunuz? Hani şu 24 yıl hapis cezası aldığını, iki ayrı infaz yasasından ve kovid izninden yararlandığını anlatarak yandaş televizyoncuyu bile şaşırtan genç.
“Sen adam mı öldürdün, neden bu kadar ceza aldın ve nasıl çıktın?” sorusuna “oraları karıştırma abla, çıktık bi şekilde” cevabını verirken annesinin sesi duyuluyordu: 20 dosyası daha var! 24 yıl ceza alıp 2017’de cezaevine girmiş ve 2020’de televizyonda boy göstermeye başlamıştı. Şaşırılmayacak gibi değildi.
Dün itibariyle yeni Adem Durur’lar özgürlüğün tadını çıkarıyor. Evet, yeni Meclis’in ilk icraatı buydu; bir torbanın içine diş tedavisi mevzuatından yeni vergilere kadar pek çok şeyi doldurup oyladılar. Noel Baba’nın değil Tayyip Baba’nın torbasından 200 binden fazla ‘adi suçlu’ için örtülü af çıktı. 2016’dan beri üçüncü kez yaşanıyor aynı senaryo; siyasi suçlulara yer açılsın diye katile, hırsıza, tecavüzcüye piyango vuruyor.
Düzenlemeyle 31 Temmuz’a kadar cezaevinde bulunan ve hükmü kesinleşmiş olanlar, açık cezaevine buyur edilecek ve buradan da salıverilecek. Yasadan; insan öldürme, yaralama, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, rüşvet ve uyuşturucu suçlarından hüküm giyenler başta olmak üzere onlarca suçtan mahkûm olanlar yararlanıyor. Dosyası istinaf ya da Yargıtayda bekleyenler kapsam dışı tutulduğu için apar topar dosyalar geri çekilerek hükmün kesinleşmesi sağlandı. Ancak bunu yapamayanlar eski kanuna göre yatacağı için onların lehine Anayasa Mahkemesinden bir genişleme çıkabilir.
Toplam cezası 10 yıldan az olanlar bir ayını, 10 yıl ve daha fazla olanlar ise üç ayını kapalı cezaevlerinde geçirip açık ceza infaz kurumlarına ayrılacak. Üç yıl veya daha az süre kalanlar doğrudan açığa çıkıp tahliyeye yelken açacak. Şöyle somut örnekle anlatayım; Adem Durur’un 24 yıllık cezası 30 Temmuz’da onandı varsayalım, üç ay kapalı cezaevinde kalacak, sonra açığa buyur edilecek. Yatması gerekenden üç yıl daha az yatarak denetimli serbestlikten yararlanıp tahliye olacak. Tabii bu arada Erdoğan yeni bir örtülü af çıkarmazsa… İkide bir açık cezaevine buyur edilecek diye boşuna söylemiyorum. Neredeyse pansiyon olarak anlayın. Dışarıda iş bulup çalışabilir, serbest telefon hakkından yararlanabilir, senede üç kez 7’şer günlük ev iznine çıkabilir.
Kanunun kapsadığı suçları tekrar edeyim: insan öldürme, yaralama, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, rüşvet ve uyuşturucu ticareti. Devlete karşı işlenmiş suçlar yine affa layık bulunmamış! Afiş asan Kürt ile Maklube yiyen Hizmet Hareketi mensubu yatmaya devam edecek. Örgüt üyeliğinden 6 yıl 3 ay alan Hacı Amca, kapalı cezaevinde en az 44 ay kalacak. Şu anda cezası onanmış bir katil ise kapalıda sadece 3 ay geçirdikten sonra açık cezaevine gönderilecek; üç yıl da erken tahliye alacak.
Katile, hırsıza. tecavüzcüye pozitif ayrımcılık, örtülü-açık aflarla sınırlı da değil. Bu şanslı kitle yargılanırken de kıyaklara boğuluyor. En son ve acı örneği dün Halk Tv’de Seyhan Avşar’ın özel haberinde karşımıza çıktı. Hatay’da bir köy okulunda Murat Sağıroğlu isimli öğretmen ilkokul çağındaki 10 öğrenciye taciz, istismar, tecavüz, darp gibi her türlü alçaklığı yapmış. Görüntülerini aldığı çocukları aileleriyle tehdit edip 5 öğretmene pazarlamış. Şantaj görüntülerin bulunduğu SD kart ele geçmiş. Sonunda mahkeme 158 yıl hapis cezası vermiş. Ama ceza infaz edilemiyor! Bilin bakalım niye? Çünkü bu alçak tutuksuz yargılanmış.
Adem Durur’la başladık, başka bir gençle bitirelim: İzmir’de tutuklu babasını ziyaretten döndükten sonra metro istasyonunda canına kıyan 18 yaşındaki Ayşe’nin bıraktığı mektup ve babasıyla son konuşması vicdan sahiplerini dalga dalga sarsmaya devam ediyor. Ailenin son buluşmasındaki konu, doğal olarak af söylentileri olmuş. Babanın dilinden söker gibi aldıkları “Genel af çıkar, herkesi çıkarırlar ama bizi çıkarmazlar” cümlesi bardağı taşıran son damla olmuş.
Ortaokuldayken maruz kaldığı ‘FETÖCÜ’ hakaretini günlüğüne yazan Ayşe, mektubunda sadece siyasiler ve yargıçlara değil, onların suç ortağı bütün topluma sitem etmiş. Bu karanlık döneme destek veren ve hatta bitmesi için yeterince çabalamayan herkese, hepimize hakkını haram etmiş. Son umudu babasına sarılıp eve götüreceği bir afmış. Ne yazık ki babası, 30 jandarmanın arasında cenazeye gelip gözbebeğini uğurlayabilmiş.
Bu toplum tercihini Ayşelerden değil Ademlerden yana kullandı; bedeli ne olacak şimdiden yaşayıp görüyoruz. Ülkenin her yanından ölüm ve çatışma haberleri geliyor. Takviye mafya birlikleri de yola çıktı, bu gidişle cenaze saymaya yetişemeyeceğiz herhalde…