Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Genel Kurulu’nun altı hakimin Yargıtay üyeliğine seçimiyle ilgili kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Listede yer alan isimler tartışmaları da beraberinde getirdi.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) Daire Başkanı Yeşim Garipoğlu Özen, Ankara Hakimi Yakup Moğul, Ankara Hakimi Yılmaz Çiftçi, İstanbul BAM Daire Başkanı Hakan Türkön, İstanbul Ticaret Mahkemesi Başkanı Okan Albayrak ile Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreteri Seyfi Han’ın Yargıtay Üyeliğine seçilmelerine karar verildi.
Peki kim bu isimler ve yargı camiasında nasıl tanınıyorlar?
Yakup Moğol, yargı çevresinde ‘Hakyolcu’ olarak bilinen bir isim. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yardımcısıydı. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan ve Hakan Fidan’ın avukatı Hüseyin Aydın’ın da yakın arkadaşı!
Okan Albayrak da tetikçilik konusunda Hakan Türkön’den geri kalmaz. Kararlarında ‘adalet’i değil, menfaati gözetirdi. İstanbul’a gelmeden önce başkasının mahkemesine geçici yetkili çıktığı bir duruşmada, eşinin de avukatlık yaptığı hukuk bürosunun taraf olduğu dosyalarda lehlerine kararlar verdi. Normalde soruşturma geçirmesi gerekirken İstanbul’a tayin edildi. Orada da önce Ticaret sonra Sulh Ceza Hakimliği, ardından da tekrar Ticaret Mahkemesi Başkanlığı ve son olarak da İstanbul Adli Yargı Komisyonu Başkanlığı yaptı.
AVUKAT EŞİYLE BİRLİKTE ‘VURGUN’ YAPTILAR
Okan Albayrak’ın eşi Nuray Albayrak Hazine avukatıydı. 2011 yılında Silivri’de kamulaştırma dosyalarında bedel tespiti davalarına girerdi. O dönemde Kanal İstanbul’un Silivri’den geçeceği söyleniyordu ve bu yüzden arazi fiyatları uçmuştu.
Bu dosyaların bedel artırım davalarında çok para olduğunu bildikleri için Hazine avukatlığından istifa etti, serbest avukatlığa başladı ancak hakim olan eşiyle sürekli dirsek temasındaydı. Aynı dosyalarda davalıları ikna ederek vekâletlerini aldı. Bu sefer bu kişiler adına bedel artırım davaları açtı.
O dönem Okan Albayrak, Asliye Hukuk hakimiydi ve bu davalara bakıyordu. Kamulaştırma bedellerinin çok fazla olacağı konusunda garanti veriyordu. Dosyaları diğer Asliye hukuk hakimi izinde iken seri halde esasa kaydettiler. Yıl 2012 olmalı. Tüm dava dilekçelerini Okan Albayrak adliyede odasında, katibinin yardımıyla hazırladı. Eşi zaten hukuktan bihaberdir. Bunların hepsi Uyapta kayıtlı olan dosyalarda var. O dönem bu kişi hakkında soruşturma açılsaydı o dava dilekçelerinin çıktılarının dahi mahkeme kaleminden alındığı tespit edilirdi ama yapılamadı.
İBRAHİM OKUR’UN KORUMASINDAYDI
Okan Albayrak’ın o dönem koruyanı İbrahim Okur idi. Samimiyetlerini yargı camiasında bilmeyen yoktu. Tayin, yetki vs. Okan HSYK’daki işlerini ona yaptırıyordu. Albayrak ailesinin yaptığı hukuksuzluklar İbrahim Okur’a bildirildi halde Okur “Siz kendi arkadaşlarınıza bakın.” diyerek tepki göstermişti.
Okan Albayrak’ın eşi Nuray Albayrak daha sonra Silivri AKP Kadın kolları yöneticisi oldu. En iyi yaptıkları iş belediyelerin fen işleri müdürlüklerinden İstanbul’un değerli yerlerindeki (özellikle Üsküdar-Kartal tarafından bahsederdi) kamulaştırmasız el atılan arazileri tespit edip, mülk sahibine durumu bildirip vekalet alır ve dava açarlardı.
KAMULAŞTIRMA ADIYLA MİLYON TL’LER KAZANDILAR
Belediyeler çoğu yerde park, kaldırım vs yaparken mecbur kalıp vatandaşların arazisinden de biraz alıyor. Bazı yerlerde arazilerin metrekare fiyatları çok uçuk rakamlardı. Çoğunlukla arsa sahiplerinin haberi bile olmuyor ama belediyelerin fen işleri bu yerleri biliyor ve para karşılığı avukatlara söylüyorlardı. Okan Albayrak ve eşi de bu işlerden çok büyük paralar kazandı.
EVİNİN İNŞAAT MALZEMELERİNİ BEDAVAYA GETİRDİ
İsmail Saymaz’ın yazısında adı geçen Hakan Türkön, 9 Eylül mezunu. 15 Temmuz’dan hemen önce Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığına atandı. Göreve başladığı hafta, 15 Temmuz’ dan hemen sonra Selam Tevhid soruşturmasında görevli bütün yargı mensupları hakkında yakalama kararı çıkarttı.
Binlerce sayfalık dosya ve dijital verileri o kadar sürede okuması mümkün değildi ancak ‘okumuş’ gibi yapıp ‘yakalama’ kararı verdi. Yargı çevresinde at yarışına düşkünlüğü ile tanınıyordu. Stajdayken bile borç para bulup at yarışı oynadığı konuşulurdu. Maalesef o da tıpkı diğerleri gibi iktidarın tetikçiliğini yaptı.
Hakan Türkön’ün borsa hastalığını da bilmeyen yoktur. Gün boyu borsa ile ilgilenir, dava dosyalarını vs. okumazdı bile… Silivri’ de Asliye Ceza hakimiyken kaçak elektrik dosyalarında sürekli tek bir bilirkişi ile giderdi. Yüzlerce dosyadan bahsediyorum. Bu bilirkişi için çok ciddi rant idi. O bilirkişinin inşaat malzemeleri satan bir de dükkanı vardı. Hakan Türkön de o dönem bir ev yaptırıyordu. O evin elektrik tesisatı vs her şeyini o tesisatçı/bilirkişiye yaptırdığı konuşuluyordu. Zira hakimlik maaşıyla o evin yaptırılması mümkün değildi.
MAKLUBE YEMEĞİNDEN ÖRGÜT ÇIKARMIŞTI
Yargıtay’a seçilen bir diğer isim de Seyfi Han. Skandal kararlarıyla biliniyor. 30 yıl önce çekilmiş bir ‘maklube’ fotoğrafından ‘örgüt’ çıkarmış ve 8 yıl 9 ay hapis cezasına hükmetmişti. Kararında, “Her ne kadar bir fotoğraf karesinden hareketle sanığın örgüt üyesi olduğu kanaatine erişilmesinin mümkün olmadığı söylenebilecek ise de, maklube isimli yemeğin sıradan bir mutfak ürünü olmaması, fotoğrafta büyükçe bir sini içinde servis edildiğinin anlaşılması karşısında özel bir davet ya da kutlama için yapıldığının anlaşılması… ” ifadelerini kullanılmıştı.
Şimdi bu isimler Yargıtay’a atandı. Dün verdikleri hukuksuz kararları yine kendileri ‘onayacak’. tr724.com