Avustralya’nın önemli finans gazetesi Financial Review, AKP iktidarının sözde “terör listeleri” nedeniyle Avustralya vatandaşı bazı Hizmet Hareketi mensuplarının banka hesaplarını dondurması nedeniyle konuyu sayfalarına taşıdı. Sözkonusu bankalar, hesaplarını dondurduğu Mehmet Saral ve Mesut Lelik’ten özür dileyerek, hesaplarını açarken, konuyla ilgili Avustralya İçişleri Bakanı Clare O’Neil ise ‘’Yabancı bir hükümetin, bireylerin Avustralya’da temel hak ve özgürlüklerini kullanmalarını engellemesi kabul edilemez,’’ dedi.
İşte Financial Review ‘ün önemli gazetecilerinden Max Mason (Senior Reporter)’un makalesi:
Sydneyli Mehmet Saral, Türkiye’nin terörist olarak etiketlediği bir grup arasında ve ANZ, CBA ve Westpac tarafından hesapları donduruldu. Westpac, Avustralya Commonwealth Bankası ve ANZ Banking Group, Türk hükümetinin terörist olduklarına dair doğrulanmamış iddialar temelinde Avustralyalı vatandaşların banka hesapların donduruldu.
Türk hükümeti tarafından hedef alınan, Recep Tayyip Erdoğan ile bir zamanlar müttefik olan ancak daha sonra ihtilafa düşen Gülen Hareketi’nin bir parçası olan vatandaşlar ve burada koruma vizesiyle bulunan diğer kişiler de bu durumdan etkilendi.
Erdoğan, ABD merkezli Sünni din adamı Fethullah Gülen’in adını taşıyan liberal bir İslam cemaatine ait muhalif grubun üyelerinin, 2016’da gerçekleşen darbe girişiminden sorumlu olduğunu iddia ediyor. Gülen bu suçlamayı reddediyor ve Batı hükümetleri de büyük oranda bu iddiayı kabul etmiyor. Yine de Erdoğan hükümeti, onları Fethullahçı Terör Örgütü (F.TÖ) olarak nitelendirmiştir.
Gülen Cemaati mensuplarının, terörist olarak listelenmesi, riskli krediyi en aza indirmek için tasarlanmış “müşterinizi tanıma” gereksinimlerinde bankalara yardımcı olmak için kullandıkları Refinitiv isimli finansal veri firmasına kadar uzandı.
Sonuç olarak, ANZ, CBA’nın bir iştiraki olan Bankwest, Westpac ve onun bir iştiraki olan Melbourne Bankası, Gülen Hareketiyle bağlantılı bazı Türkiye asıllı Avustralyalıların hesaplarını kapattı. Bu duruma “debanking” denmektedir.Mehmet Saral da bunlardan biri.
Sydney man Mehmet Saral is among a dozen people in Australia who have been cut off by ANZ, CBA and Westpac after being falsely labelled by Turkey as a terrorist. https://t.co/en5jlyIXo4
— Financial Review (@FinancialReview) August 30, 2023
NE ABD VE AVRUPA NE DE AVUSTRALYA ‘F.TÖ’YÜ TERÖRİST OLARAK KABUL ETMİYOR
Sydney’de yaşayan bu şahıs, 8 yaşından beri Avustralya’da hayat sürdürüyor. 2021’in Ekim ayında, başına konulan 500 bin Türk Lirası (28,646 Avustralya Doları ) ödülle, Türkiye İçişleri Bakanlığı’nın en çok arananlar listesinde olduğunu öğrendi. Refinitiv’in Dünya Kontrol listesi, 2021 Aralık ayında Saral’ı, Türk hükümetinin Resmi Gazetesi’nde F.TÖ’nün bir parçası olduğu iddia edilen bir kişi olarak etiketledi.
Saral, Gülen Hareketinin bir üyesi ve Auburn’da bulunan bir İnsan Hakları Savunucunun grubu olan ” (AFD)Advocates For Dignity”nin aynı zamanda başkanı. Ne ABD, Avrupa Birliği veya İngiltere, ne de Avustralya’da, Adalet Bakanlığı’nın doğruladığı üzere FETÖ bir terör örgütü olarak kabul ekmiyor.
Refinitiv’in The Australian Financial Review tarafından elde edilen belgeleri, bazı kişilerin raporlarını “mahkum olunmamış terör” kategorisinde listeliyor. Dünya Kontrol (The World Check )raporları, Saral’ın ve bir başka isim olan Mesut Lelik’in iddia edildiği gibi terörist olduklarına karar vermek için sadece Türk hükümeti gazetelerine ve başka kaynaklara dayanıyordu.
“YAPTIRIMLARA ‘HİÇBİR AĞIRLIK’ VERİLMEDİ”
Dört ay sonra, Saral, bir terörist olmadığı konusunda Londra Borsası’na ait olan Refinitiv kurumunu ikna etti. Böylece statüsü, Türk hükümeti tarafından mal varlığı dondurulmuş bir ‘birey’ olarak değiştirildi. Dünya Kontrol raporuna, Türk otoriteleri tarafından ‘terörist olarak etiketlenme’ konusunda ciddi ‘süreç ihlalleri’ olduğu noktasında Birleşmiş Milletlerden bilgi eklendi.
‘’Banka hesaplarımın kapanmış olması benim üzerimde büyük bir olumsuz etki oluşturdu” diyor Mehmet Saral. Avustralya’nın büyük bir telekünimikasyon şirketinde telekomünikasyon mühendisliği yöneticisi olarak yeni işe başlamışken, Saral, maaş ödeme hesabını sürekli değiştirdiği için işvereninin kendisini para aklamakla suçlayabileceğinden endişeliydi. İşini kaybettikten sonra, Bankwest’in kompanse hesabında parasını görebiliyordu, ancak sinir bozucu bir şekilde erişim sağlayamıyordu.
Financial Review’un yaptığı bir aylık bir soruşturmanın ardından, CBA, Saral üzerindeki kararını gözden geçirip geçen Cuma akşamı tersine çevirdi. Çarşamba sabahı Westpac ve ANZ da aynı yolu izledi.CBA sözcüsü, “Detaylı bir incelemenin ardından, ortaya çıkan daha fazla bilgi ışığında, önceki kararın geri çekildiğini ve şimdi CBA ve Bankwest tarafından sunulan ürün ve hizmetlere başvurabileceğini müşterimize bildirdik” dedi ve Saral’dan özür diledi.
Finans sektörü kaynakları, hesapları hiçbir gerçek açıklama olmaksızın kapatılan müşterilerin duyduğu hayal kırıklığını anladıklarını söylüyorlar. Ancak, sert olan finansal suç yasaları göz önüne alındığında, bankaların gerçek teröristlere hizmet sağlaması halinde sivil ve cezai işlemler ile önemli para cezaları ve faaliyetlerinde kısıtlamalarla karşılaşacaklardı.Ayrıca, mevcut Avustralya yasaları uyarınca, bankalar onlara hesaplarının neden kapandığı hakkında bile bilgi verememektedirler, ancak bu muhtemelen değişecektir.
BANKALAR DAHA ŞEFFAF OLMALI
Haziran ayında, hükümet, Avustralya’nın ana finansal düzenleyici kurumları APRA, ASIC, RBA ve Hazine için koordinasyon sağlayan Finansal Regülatörler Konseyi (CFR)’nin debanking için belgeleri hazırlamaları ve nedenlerini sağlamaları gerektiği yönündeki bir öneriyi ‘prensip olarak’ desteklediğini söyledi. Avustralya Bankacılık Derneği, bu zorlu kamusal politika meselesine çözüm bulmak için Hazine ile “yakından çalıştığını” söylüyor.
MAĞDURLAR, TÜRKİYE’DEKİ AİLELERİNE ZARAR VERİLİR DİYE İSMİNİ AÇIKLAYAMIYORLAR:
Bu arada, Financial Review, en az birkaç kişinin daha debanking’e tabi tutulduğunu öğrendi. Türk hükümetinin, ailelerinden intikam alacakları korkusuyla isimlerini vermeyi reddedenler var. Türk hükümeti, Malezya ve Kosova gibi ülkelerde, Gülen Hareketi ile ilişkilendirilen kişileri kaçırmakla suçlanmıştır.
Hesapları geri açılan kişilerden biri de Mesut Lelik’tir. Türk hükümeti tarafından, Avustralya ve Türkmenistan’da Gülen okulları ve organizasyonları ile uzun süreli ilişkileri nedeniyle hedef alınmıştır.
World Check’te terörist olarak etiketlendiği için Westpac’in Bank of Melbourne ve Citibank Lelik’in banka hesaplarını kapattı ve CBA ona yeni bir ev inşa etmek için kredi bile vermeyi reddetti.
Lelik, olağanüstü bir adım atarak Avustralya Federal Polisi ve Türkiye Adalet Bakanlığından sabıka kaydı kontrolü yapılmasını istedi. Her iki kontrol de, Finansal Rerview tarafından da incelendi. Anack Türkiye’nin onu terörist olarak listelemesine rağmen açıklanabilir bir mahkeme sonucu getirmedi.
Bir arkadaşından kredi alarak, Lelik evinin inşaatını tamamlayabildi. Sonrasında NAB, bir banka hesabı ve konut kredisini onayladı. Böylece arkadaşına ve CBA’ya olan borcunu ödeyebilecek ve yeni evine taşınabilecekti. Lelik”Şikayetlerim ve mağdur olduğuma dair kanıtlarım ile Bank of Melbourne’dan özür mektubu aldım ve şimdi onlarla bir hesap açabileceğim konusunda beni bilgilendirdiler,” diyor.
KONU FEDERAL HÜKÜMETE KADAR ULAŞTI:
Avustralya hükümeti, yerel yetkililere yapılan ricalara rağmen müdahale etmekte büyük ölçüde güçsüzdür. Hükümet, bir bankanın kararını tersine çevirmeye zorla hakkına sahip değil.
Etkilenen vatandaşların durumu, Avustralya hükümetinin en üst seviyelerine, kabine bakanları Clare O’Neil ve Yardımcı Hazine Bakanı Stephen Jones’a kadar ulaştırıldı. İçişleri Bakanı Clare O’Neil, ‘’Yabancı bir hükümetin, bireylerin Avustralya’da temel hak ve özgürlüklerini kullanmalarını engellemesi kabul edilemez,’’ dedi.
Jones, debanking konusunda politika yanıtları geliştirilirken iki şahsın (Saral ve Lelik) durumunun dikkate alındığını belirtmiştir.Bu yüzden, hükümet bankaların kararını tersine çevirmeye zorlayamaz, ancak etkilenen vatandaşlar için yasal düzenlemeler ve daha fazla şeffaflık getirme çabaları devam etmektedir.
Londra Borsası sözcüsü, World Check’in hükümet haber ajansları tarafından belirlenen risk yönetmeliklerine uyum sağlamak için organizasyonlara yardımcı olmak amacıyla tasarlandığını söylüyor. “Kamuoyunda erişilebilir bilgiler ve saygın medya kaynaklarından veri topluyoruz ancak bir birey hakkında herhangi bir sonuca varmıyoruz veya herhangi bir finansal karar almıyoruz,” diyor.
GÜLEN HAREKETİ TÜRKİYE’DE ‘YOK EDİLDİ’
Melbourne Üniversitesi Asya Enstitüsü’nde İslam çalışmaları üst düzey Öğretim Üyesi Dr. David Tittensor, F.TÖ’nün Türk hükümeti tarafından bir tanımlama olduğunu ve 2016’dan önce var olmadığını belirtiyor. “2013 yılında yolsuzluk soruşturması sonucunda Gülen Hareketinin peşine düştüler, yargıdan, polisten vb. çıkarmaya başladılar. Birkaç yıl içinde organizasyonlarını yavaş yavaş yok etmeye başladılar,” diyor Tittensor.”Darbe girişimi olduğunda, Erdoğan suçlamayı sadece Gülen hareketine yaptı. Bu ona hız kazandırdı ve Türkiye’de onları tamamen yok etti.”
Tittensor, Gülen Hareketi’nin bir terörist grup olmaktan çok uzak olduğunu belirtiyor ve daha önce Erdoğan ile ittifak halinde olduklarına dikkat çekiyor. Kendi başlarına bir darbe girişimi düzenleyebilecekleri fikrini reddediyor. Tittensor’a göre, Türk ordusu uzun zamandır Türkiye’deki laik devletin koruyucusu olmuş, kadrolarından dini eğilimli insanları elemiş ve devletin laik yapısının tehlikede olduğunu hissettiğinde darbeler düzenlemiştir.
Not: Haberin orijinaline buradan ulaşabilirsiniz: