AKP’li yamyam Erdoğanistler sadece ülkeyi yiyip bitirmekle kalmadılar esas en büyük zararı “inşallah, maşallah” ile her nevi rezaleti yaparak dinin içini boşaltarak İslam’a verdiler…
Türkiye’de dindarlık her geçen gün irtifa kaybediyor.
31Mart 2023’te yapılan “Sayılarla Türkiye’de İnanç ve Dindarlık” araştırmasına göre;
– Türkiye’nin yüzde 94,3’ü Allah’a inandığını,
– Yüzde 62’si çok dindar olduğunu,
– Yüzde 39’u düzenli namaz kıldığını,
– Yüzde 75’i ise düzenli Ramazan orucu tuttuğunu beyan ediyor.
Düşünebiliyor musunuz? Türkiye’de namaz kılmayan ama çok dindar olduğunu söyleyen insanlar var…
Konda’nın yaptığı bir diğer araştırmaya göre ise yine Türkiye’de;
– Allah inancı olmayanların toplam nüfusa oranının yüzde 5,7 olduğu görüldü.
– Bunun yüzde 1,5’i ateistleri içerirken
– Yüzde 2,5’si ise agnostiklerden oluşuyor.
– Geriye kalanların (yüzde 1,7) ise deizme yakın olduğu varsayılıyor.
Benim gelmek istediğim nokta işte tam da burası Deizm, Türkiye genelinde deizmin yaygınlık oranının yüzde 2’den daha az olduğu (!?) gözlenmiş.
Acaba öyle mi?
Bence Türkiye’de deistçe arzular içerisinde, deistçe yaşayan insanlar var ve bu insanlar deist yahut deistimsi olduklarını dahi bilmiyorlar…
Maalesef ülkemizde küfür ve nifak şöyle dursun, agnostisizm, ateizm, deizm gibi kaygan zeminlere öyle meyiller var ki, insanlar neyin ne olduğunu bilmediklerinden ne olduklarının ve ne yaşadıklarının farkında bile değiller…
Cehalet toplumu çepeçevre sarmış, kuşatmış durumda.
Allah var ama din, peygamber, kitap, ahiret yok, biz aklımızla bu işleri çözeriz diyen insanları “Deist” olarak tarif ediyoruz…
Yani deistler lisan-ı halleri ile şöyle diyorlar; Evet Allah var inkar edemiyoruz ama varsa var, ne yapalım? Bize karışmasın, haram-helal, sınırlar belirlemesin ahirette hesap sormasın, biz dilediğimiz gibi keyfe mayeşâ yaşayalım…
Buradan bakınca toplumda bu şekilde yaşamak isteyen insan sayısı o kadar çok ki araştırmalar bu işi tesbit edip, çözemez…
Savrulmak için o kadar sebep var ki insanların nefisleri adedince sebep bulabilirsiniz.
Herkes yaşamak istediği dünyayı bir şekilde din ve dinin emirlerinden kurtarıp, kendine adapte etmeye gayret ediyor…
Kimileri namazı bırakıyor, kimileri dilediğini yiyip içiyor, sosyal ilişkilerinde, ticaretinde sınır tanımıyor, faizi kafasına göre alıp veriyor ya da örtüsünü bir kenara atıyor ve bunu yaparken dîni kendi nefsiyle kafasına, arzu ve isteğine göre yorumlayarak yapıyor.
Ne kadar kötü fakat dindar olup/görünüp de sonra değişen insanlarda da oturaklaşmamış iman ve amel fiiliyatının tekrar başa, aslına döndüğünü acı acı izliyoruz…
Nefisperest kimseler bu hususta söz söyleyen abuk subuk zatlar, kitaplar ve benzerlerini hüccet-delil olarak ortaya koyup, aslı astarı olmayan şeyleri keyfince savunuyor.
Bence Deizm’i şöyle de tanımlayabiliriz, Deizm; İnsan nefis ve enesinin Allah’ı inkar edemediği halde kendi arzularını önceleyerek Rabbinin emir ve yasaklarına baş kaldırmasıdır…
Mesela insanların sosyal medyada üç beş takipçisi olunca abidik-gubidik sebeplerle ayakları yerden kesiliyor, uçuşa başlıyorlar, egoları kabarıyor…
Ah ah savrulma o kadar çok ki…
Geçenlerde birini gördüm sosyal medyada birkaç bin takipçi sahibi, örtülüyken örtüsünü kenara atmış ve “İslam’ı temsil etmekten yoruldum” diyor dinimi bu şekilde de yaşayabilirim…
Enteresan! Be bilader senin İslam’ı temsil ettiğini kim söyledi ki? Örtünle ilgili ne yaptığın seni ilgilendirir fakat bari “bugüne kadar irşat ve tebliğ, temsil yaptım” deme…
Diğer tarafta başka biri kendisinin hasta olduğunu göremeyip “Bu İslam hasta” Arap adetlerini bize din diye dayatıyorlar, ben Hanifçe yaşayacağım” diyebiliyor.
Pes dogrusu, vâ esefâ!
İnsanlar hem savruluyor hem de savrulurken deistçe, nefsani yorumlarla dini emirleri kendince nefsani, ego merkezli arzularına dinmiş gibi uygun hale getiriyor!?
Bir nevi kendi sapık dinini uyduruyor…
Ne diyeyim Allah akıl fikir versin!
Bütün bunlar din, İslam noktasındaki cehaletin, Edille-i Erba ve temel donelerden ayrı kalmanın neticesi.
Yaşanılan fırtına sonrasında cemaatimize şöyle bir bakıyorum maalesef dinin temel donelerine dönüp bakan, Nurlar ve Pırlantalarla hemdem olan insan sayısı günden güne azalıyor…
Allah korusun birileri dünya ve aldatıcı hayatına mağlup olmuş durumda.
Allah korusun birileri yanlış bir şeyleri kanıksamış o şekilde yaşıyor…
Her alanda nefsinin mırmırlarını dini yorumlamak için kullanan insan sayısı artıyor, bir de bunu yaparken sanki dini çok iyi biliyorlarmış edasıyla yapıyorlar ki insan hayret ediyor.
Bu çamur herkese bulaşmış, hepimiz hastayız, herkes zükkam geziyor…
Açıkçası diyecek bir şey yok, insan kendi imtihanını yaşıyor.
Rabbimiz yardım etsin!
Peki deisçe arzular ile kaçışlar çözüm mü? Bu durum doğru bir gidişat mı?
Tabii ki hayır!
Dini emir ve yasaklarda nefsinize dayanarak açtığınız minicik bir gedik sizi ve imanınızı yutacak dev bir anafora dönebilir, nitekim dönüyor da!
Allah korusun yarın imandan İslam’dan nasibimiz kalmaz!
Sadece dünyada değil ahirette de kaybederiz!
Hesap var, ahiret var, Allah’ın emir ve yasaklarını, peygamberleri, kitapları, helal ve haram dengesini yok sayınca hiçbir şey yok olmuyor…
Kafanızı dilediğiniz kadar kuma sokabilirsiniz fakat bu şekilde nefsi rahatlatmak asla çözüm değil…
Yaptığınızı ne ile ifade ederseniz edin netice sadece hüsran olur!
Tekrar ifade edeyim, tabii ki insanlar hür, öz iradeleriyle dilediklerini yapabilirler.
Gönlüyle zarara girene yapabileceğimiz hiçbir şey yok!
Sadece dilimiz döndüğünce anlatırız, gözümüz yaşarır, kalbimiz hüzünlenir…
Dua ile destek verir fakat kendi haline bırakırız…
Allah hepimize istikamet versin!
Rabbimiz ayaklarımızı kaydırmasın! İstikamet üzere tutsun, kaldıramayacağımız şeyle bizi imtihan etmesin!
İmtihanlarımız da bize yardım etsin, âmiin!
Bütün bu durumların küfür mü, nifak mı? Ya da ne olduğunu belirlemek tabii ki fıkıhçılara ait, hükmü ben veremem, işim de değil, sadece dikkat edilmesini tavsiye ederim yakın bir arkadaşımın söylediği gibi “Kardeşim biz kafirci başı değiliz! Bize ne?”
Evet ama ben yine de özür dileyerek, acizane hatırlatmak istedim çünkü günümüzde emr-i bilmaruf vazifesi her müslümana farz…
Sevgili okuyucular; Dikkat! Bütün bunlar deistçe arzular ve sizi nereye götüreceğini bilemezsiniz…
@MansurTurgut