Avrupa Birliği Komisyonu’nun Türkiye raporunda demokratik gerilemeye dikkat çekildi. Uygulanmayan AİHM kararlarına işaret edilen raporda, “Endişe verici” denildi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye Raporu’nu yayınladı. Rapora göre Türkiye’de demokratik gerileme devam ediyor.Raporda, KHK’lı Yüksel Yalçınkaya, iş insanı Osman Kavala ve Kürt siyasetçi Selahattin Demirtaş hakkında verilen AİHM kararlarının uygulanmaması nedeniyle duyulan endişe de yer aldı.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2023 Türkiye Raporu’nda Türkiye’nin demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi sorunlar olduğu ve demokratik gerilemenin devam ettiği belirtildi.Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ve bugün yayımlanan raporda bir kez daha Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin gücü Cumhurbaşkanlığı makamında topladığı ve bu sebeple yasama-yürütme-yargı arasında etkili bir kuvvetler ayrılığı bulunmadığı ifade edildi.
“TÜRKİYE’DE KUVVETLER AYRILIĞI YOK”
Siyasi partilerin ve milletvekillerinin çeşitli gerekçelerle hedef alınmasının siyasi çoğulluğu baltalamaya devam ettiği belirtilen raporda, muhalefet partilerinin belediye başkanlarına yapılan baskının da yerel demokrasiye zarar verdiği vurgulandı.14-28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Genel Seçimler’de seçmenlere siyasi alternatifler sunulduğu ve katılımın yüksek olduğu belirtilen raporda, “taraflı medya ve şartların eşit olmaması görevdeki isme avantaj sağladı” denildi.
“YARGIDA YÜRÜTME ETKİN”
Türkiye’nin bir süredir rüşvet çarkıyla konuştuğu yargının durumuna ilişkin de raporda tespitlere yer verildi. Yargıdaki yapısal eksikliklerin giderilemediği belirtilen raporda, “Yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını ve kalitesini olumsuz yönde etkileyen yürütmenin hakim ve savcılar üzerindeki aşırı etki ve baskılarının ortadan kaldırılması konusunda ilerleme kaydedilmemiştir” değerlendirmesinde bulunuldu.
“AİHM KARARLARININ UYGULANMAMASI ENDİŞE VERİCİ”
Avrupa Komisyonu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği bazı kararların da uygulanmamasını endişe verici bulduklarını bildirdi. AİHM kararlarının uygulanmamasının “Türkiye’de yargının uluslararası ve Avrupa standartlarına bağlılığı konusunda endişe kaynağı” olduğu belirtildi.İfade özgürlüğü alanında ciddi gerilemenin sürdüğü ifade edilen raporda, “Gazetecilerin, yazarların, avukatların, akademisyenlerin, insan hakları savunucularının ve eleştirel seslerin faaliyetlerine yönelik geniş kısıtlamalar, onların özgürlüklerini kullanmaları üzerinde olumsuz etki yaratmaya devam etti” denildi.Komisyon, “Barışçıl gösterilere defalarca yasaklamalar, orantısız güç kullanımı ve müdahaleler yaşandı. Göstericiler soruşturmaya tabi tutuldu” ifadelerini kullandı.
“KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE İLİŞKİN İLERLEME KAYDEDİLEMEDİ”
Raporda, Kürt sorununa ilişkin ise şu ifadeler yer aldı:
“Türk hükümeti, Irak ve Suriye’de güvenlik ve askeri operasyonlar gerçekleştirdi. AB’nin terör örgütü listesinde yer alan Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) terör saldırıları nedeniyle sınır bölgeleri güvenlik riskiyle karşı karşıya kaldı. Hükümetin terörle mücadele konusunda meşru hakkı ve sorumluluğu vardır, ancak bunu hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükler ilkelerine tam uyum içinde yapması esastır. Terörle mücadele tedbirlerinin orantılı olması gerekiyor. Kürt sorununun çözümüne yönelik inandırıcı bir siyasi barış sürecinin yeniden başlatılması konusunda ilerleme kaydedilmedi. Depremlerin ardından Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK), Haziran ayında sona eren Mayıs seçimleri öncesinde tek taraflı ateşkes ilan etti. Türk yetkililer Kasım 2022’de İstanbul’da düzenlenen saldırıyla PKK bağlantılı Halk Koruma Birlikleri’ni (YPG) ilişkilendirdi, ancak PKK olayla ilgisi olduğunu reddetti. AB, PKK’nın saldırılarını açıkça kınadı ve mağdur aileleriyle dayanışma içinde olduğunu ifade etti. Türkiye, Kuzey Suriye ve Irak’ta PKK ve bağlantılı gruplara yönelik hava saldırılarını sürdürdü.”