KHK ile kapatılan Şifa Üniversitesi’nin rektörü ve kurucu mütevelli heyeti başkanı Prof. Dr. Mehmet Ateş, ‘Tutunanlar’ YouTube kanalının ilk bölümünün konuğu oldu.
Türkiye’nin hatta dünyanın en önemli kalp cerrahlarından biri olan Mehmet Ateş, 15 Temmuz öncesi ve sonrasında yaşadıklarını, Yunanistan’daki meslek hayatını anlattı. “Üniversiteyi kapatmak için fırsat kolluyorlardı. Bunun için beni tutuklamanın en kolay yol olduğunu düşündüler. Çünkü hiçbir şey bulamadılar.” diyen Mehmet Ateş, “Ben yazışmalarımı hala Şifa Üniversitesi Rektörü olarak yapıyorum. Çünkü benim düşündüğüm manada ben hala o görevden alınmadım.” ifadelerini kullandı.Mehmet Ateş’in hayatı gerçek bir başarı hikayesi. Mehmet Ateş, cezaevinden tahliye olduktan sonra ‘memleketinde yiyecek ekmeği, içecek suyu kalmadığını’ düşünerek Yunanistan’a geçti ve 55 yaşından sonra Yunanca’yı C1 seviyesinde öğrendi.
Dil sorunu aştıktan sonra ‘denklik’ sınavlarını vererek Komşu’da mesleğini yapmaya başladı. Mehmet Ateş, şu anda C2 seviyesinde öğrendiğini, bunun için bir profesörden ders aldığını anlatıyor:
- 55 yaşından sonra kadim bir kültür, kadim bir dil bizi kuşattı. Süreç biraz öyle başladı. Yunanca tıp sınavlarını verdik. Hamd olsun şu anda Yunanca ders verme dersleri (C2) alıyorum. Üniversitede hocalık yapmak istiyorum burada. Burada bir özel hastanede gönüllü olarak çalışıyorum. Haftanın üç günü hastaneye gidiyorum.
- Bulunduğunuz yerde ‘oturaklaşmalısınız’. Bilmek… İngilizce bilmeyen doktor arkadaşım yok burada. Konuşurken sorunumuz yok ama bir gram yol alamadık burada. Ne zaman Yunanca konuşmaya başladık, herşey değişti. Bir insanın bildiği dille konuşursanız beynine hitap edersiniz; ana diliyle konuşmaya başlarsınız kalbine hitap edersiniz. Dostlarıma, arkadaşlarıma hep söylüyorum; ne olur bulunduğunuz ülkelerde şu dili önemseyin. Yoksa ‘oturaklaşmak’ mümkün değil.
- Hz. Zülkarneyn’i hatırlayın… Sebeplere tabi oldu der Kur’an… Sebeplere riayet etti. Hz. Yusuf gibi… Demek ki ‘mekanlaşmanın’ başka bir gereği de sıkıntı çekme, problem yaşama.