Gazeteci Hrant Dink suikastı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı’nda Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, hakkında açılan yeni davanın 5. duruşmasında savunma yaptı.
Doğruluğu asla ispatlanamayan ve kendisiyle hiç alakası olmayan iki kişi arasında geçen bir konuşma gerekçe gösterilerek mahkum edilmek istendiğini Yılmazer, iddianamede yer alan Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast arasında geçtiği iddia edilen konuşmanın şaibeli olduğunu belirtti. Yılmazer, “Bu cinayetin azmettiricileri ilk iddianameyle beraat ettirildi. İlk görev kusuru İstanbul’un. Doğrudan Hrant Dink’i koruma altına almaları gerekirdi.” dedi.
Ali Fuat Yılmazer, Ogün Samast’ın verdiği ifadede aleyhine olan beyanın bir vaat karşılığında verdirildiğini, bu vaadin de “salıverilme vaadi” olduğunu anlattı. Samast, 25 Kasım’da tahliye edilmişti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Dink cinayetine ilişkin kararını 26 Mart 2021’de açıklamıştı. Bazı sanıklara değişen oranlarda hapis cezası veren heyet, bazı sanıklar hakkında başkaca suçlardan işlem yapılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına hükmetmişti. Mahkemenin suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, 15 sayfalık yeni bir iddianame hazırlanmıştı.
İddianamede, Hrant Dink’in, azmettiriciler Yasin Hayal ve grubunca tasarlanıp tetikçi Ogün Samast tarafından öldürüleceğinden sanıklar Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Faruk Sarı, Yahya Öztürk ve Adem Sağlam’ın önceden haberdar oldukları; görev, yetki ve konumları gereği cinayeti önleme yükümlülükleri bulunduğu halde bunu yapmadıkları öne sürülüyordu. Özetli, sanıkların kasıtlı olarak ihmalli davrandıkları ve cinayetin işlenmesini sağladıkları savunuluyor.
Tetikçi, SEGBİS’le katıldı
İşte bu davanın duruşmasına dün Ogün Samast da Trabzon Akçaabat Adliyesi’nden SEGBİS’le katıldı. Tetikçi, ‘yatarını’ tamamlayarak 25 Kasım’da tahliye edilmiş, tepkiler üzerine hakkında yeni bir iddianame hazırlanmış ve bu dava dosyasına dahil edilmişti. Hakimden süre istedi. Talebi uygun görüldü ve Samast’a savunması için süre verildi. Samast, gazetecilerin sorularına cevap vermeden adliyeden ayrıldı.
Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek’in de aralarında bulunduğu bazı sanıklar bulundukları cezaevlerinden duruşmaya SEGBİS’le bağlandı. Savunma yapan Ali Fuat Yılmazer, iddianamede de yer alan Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast arasında geçtiği iddia edilen konuşmanın tutuklanmasına neden olduğunu ancak bu beyanların şaibeli olduğunu belirtti:
İnsanlar, cezaevi sürecinde bu tip beyanlarda bulunabilir. Ancak bunlar tek başına delil kabul edilemezler. Diyelim ki, Erhan Tuncel gerçekten böyle bir şey dedi, adımı telaffuz etti. Bu da bir şey ifade etmez ki, sadece bir kişinin bu beyanda bulunması beni bağlar mı? Benim Erhan Tuncel ile bir bağlantım olmuş mu, olmamış mı? Bunlar araştırılmış mı? Sadece bununla cinayetin azmettiricisi olmuşum.
Ben hayatımda Trabzon’a gitmedim. Engin Dinç ve Faruk Sarı dışında kimseyle irtibatım olmadı. Savcılık makamının suçu bize yıkma gayreti görülüyor. Hrant Dink’e o dönem İstanbul Valiliğinin koruma vermemesinin sebebi var, o günkü konjonktüre bağlı olarak.
Dink uzun süre tehditler alıyor, böyle bir eylem sürecine giriliyor. Bu cinayetin azmettiricileri belli. Bu cinayetin azmettiricileri ilk iddianameyle beraat ettirildi. İlk görev kusuru İstanbul’un. Doğrudan Hrant Dink’i koruma altına almaları gerekir.
Bilmeyenler için konuyu biraz açmakta fayda var. Savcılığın iddiasına göre Yasin Hayal ile Erhan Tuncel arasında geçen bir konuşmada Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek’in adı geçiyor. Emniyetin yardımcı istihbarat elemanı olduğu ileri sürülen Tuncel, Yasin Hayal’e, “Ali Fuat ve Ramazan müdür arkamızda!” demiş.
Bunu kim duymuş; tetikçi Ogün Samast!
İşte sadece tetikçinin bu beyanı üzerinden Dink cinayeti Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer üzerinden Hizmet Hareketi’ne yıkılmaya çalışılıyor! Ali Fuat Yılmazer’in tepki göstermesinin sebebi bu! Hiçbir araştırma yapılmadan, konu teyit edilmeden; tetikçinin cinayetten yıllar sonra ‘değiştirerek’ verdiği beyanı esas alınarak insanlar hakkında hüküm kuruluyor! Kaldı ki Erhan Tuncel de böyle bir beyanı olduğunu reddediyor.
Ramazan Akyürek ya da Ali Fuat Yılmazer ile tetikçi ya da azmettiriciler arasında bir bağlantı olduğuna dair dosyada tek bir somut delil bile yok!
Neden koruma verilmedi?
Hrant Dink cinayetinin iki temel ayağı var. Bunlardan ilki Trabzon… İlk istihbarat buraya geliyor. Emniyet İstihbarat ve Jandarma İstihbarat, Dink’in öldürüleceğine dair istihbarat alıyor. Trabzon Jandarma İstihbarat Müdürü, gereğinin yapılması için İstanbul İstihbarat Şubeye yazı gönderiyor. Ayrıca ‘bilgi’ aynı yazı Ramazan Akyürek’in başında olduğu İstihbarat Daire’ye gönderiyor. Zira İstihbarat Daire istihbaratların toplandığı merkez… Ali Fuat Yılmazer’de burada ‘C’ şubesi müdürü…
Trabzon İstihbarat’ın başında o dönemde kim var? Engin Dinç… Bugün Ankara Emniyet Müdürü… İstanbul’da ise Ahmet İlhan Güler, İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapıyor. Ahmet Güler, bu yazı kendisine ulaştıktan sonra hemen bu bilgiyi alıp çalışma yapması gerekirdi ama yapmıyor. Adli birimlerle irtibata geçerek tedbir alınmasını da sağlamıyro.
Engin Dinç de konunun takibini yapmıyor.
Bu arada MİT de Hrant Dink’in öldürüleceği istihbaratını alıyor. Azınlıklardan sorumlu Vali Yardımcısı Ergün Güngör, Hrant Dink için koruma vereceğine, iki MİT elemanıyla birlikte Dink’i valiliğe çağırıp ‘Seninle ilgili böyle bir ihbar var’ diyor, üstü kapalı tehdit ediyor.
İstanbul Valiliği ya da İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün neden Dink’e koruma vermediğini kimse sorgulamıyor.TR724