Mevcut siyasi tablo yanıltmasın, Türkiye son sancılı süreçte daha yıllarca konuşacağı iki lider çıkardı: Selahattin Demirtaş ve Ekrem İmamoğlu.
Birinin içeride, diğerinin “siyaset yasağı tehdidiyle” dışarıda olması pozisyonlarını değiştirmiyor.
Genel seçimlerden sonra siyasete ara veren Demirtaş, tekrar sahalara döndü. Eşi Başak Demirtaş’ın İstanbul adaylığı konuşuluyor. DEM Parti aday gösterse de (CHP ile kimi ilçelerde anlaşıp) aday göstermese de Başak Demirtaş faktörü şimdiden seçime damgasını vurdu. Ona rağmen karar alma imkânı kalmadı.
***
Mevcut başkan ve en güçlü aday Ekrem İmamoğlu’nun ise avantajı ve dezavantajı var.
Avantajı, 5 yıldır İstanbul’u yönetmesi, 2019’da iki kere Erdoğan’ı mağlup etmesi ve yıpranmadan 2028’e yürümesi.
Dezavantajı ise bu defa yalnız olması. Daha önce açık desteğini aldığı tüm muhalefet partileri alternatif aday çıkardı, çıkarıyor. Esasen, bu dezavantaj gibi olmakla birlikte bir avantaj.
Karşısında devlet, iktidar, muhalefet birleşmişken alacağı galibiyet 2019’a göre çok daha kıymetli olacak. Tek başına şahsi zafer olarak kayda geçecek ve 2028’in açık ara en güçlü adayı olacak.
***
Ekrem İmamoğlu kaybederse Erdoğan “görece” bir taşla iki kuş vurmuş olacak; hem İstanbul’u kazanacak hem de 2028’deki rakibini ekarte etmiş olacak.
Hoş, siyasi çevreler biyolojik nedenlerle bunu beklemiyor. Açıkçası ben de beklemiyorum. Bir farkla, siyasal hesapları buna göre değerlendiriyor değilim. Erdoğan sonrası ülke dikensiz gül bahçesi olmayacak.
***
İmamoğlu kaybederse siyasi hikâyesi büyük yara alacak. Burada Kürt seçmene ve DEM Parti’nin tutumuna bir parantez açmalıyım…
28 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu kazansaydı, ırkçı Zafer Partisi’ne içişleri dahil 3 bakanlık vermeyi vaad etmişti. Ümit Özdağ ıslak imzalı protokolü ortaya koydu ve karşı taraf yalanlamadı.
Kürt seçmenin bundan haberi yoktu ve oyunu “jandarma ve polisi Kürt düşmanı bir odağa bağlamaya” söz vermiş birine verdi. ‘Alavere dalavere Kürt Memed nöbete’ durumlarına bu defa “Tamam” demedi, hepsi bu.
***
İstanbul seçimlerinde Ekrem İmamoğlu için en büyük handikap, sandık güvenliği olacak. Muhalefet güçleri, 2019’daki çifte seçimden yüzde yüz alnının akıyla çıktı. Bu defa olur mu, şüpheli.
Ankara’da sandık güvenliği problemliydi, Mansur Yavaş kayıp kaçağa rağmen rakibine fark attığı için kazandı.
Kampanya bir yere kadar, seçmen kime neden oy vereceğini veya vermeyeceğini biliyor. Kazanmak için şu iki şeyi yapmak zorundalar:
-Küskün seçmeni sandığa çekmeliler.
-Oy pusulalarına ve ıslak imzalı tutanaklara sahip çıkmalılar.
***
İki yalnız lider ilk defa başa baş ringe çıkıyor ve bu üçüncü maç. Diyebilirsiniz ki, Erdoğan neden yalnız olsun:
-MHP ve başka küçük partilerin desteği var.
-Devlet imkanları İstanbul için seferber edilmiş durumda.
-TRT, AA ve tüm bağlı medya AKP adayını köpürtürken İmamoğlu’na kamera bile yollamıyor.
Seçenekleri çoğaltabilirsiniz. Lakin Erdoğan için İstanbul ‘çantada keklik’ değil. Bundan emin değil.
Olmadığı için de partilerin seçim pusulasındaki yerlerini belirlemek üzere yapılan kura çekiminde AKP, 35 parti arasında birinci sırayı çekti. Erdoğan, 2023 cumhurbaşkanlığı pusulasında da ilk sıradaydı. Bu iki olasılığın birlikte gerçekleşme ihtimalini hesaplamak çok basittir: 140’ta 1’dir.
Seçim bıçak sırtıdır ve Erdoğan’ın pusulada ilk sıraya bile ihtiyacı vardır.
Birileri gibi “AKP çok ballı” da diyebilirsiniz, size kalmış.