İliç’teki maden alanına giden TBB Başkanı Erinç Sağkan, tüm sorumluların yargı önünde hesap verebilmesi için şeffaf bir soruşturma yapılmasını beklediklerini söyledi. Sağkan, “TBB olarak takipçisi olacağız” dedi.
Barolar Birliği (TBB) Başkanı Avukat Erinç Sağkan, siyanür faciasının yaşandığı Erzincan’ın İliç ilçesinde, siyanürlü liç dağının çöktüğü madene dair kurulan kriz masasını ziyaret ederek yetkililerden durum hakkında bilgi aldı.Daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Sağkan, şöyle konuştu:
“Biz bir hukuk kurumuyuz. Önceliğimiz hukukun işlemesini sağlayabilmek. Bunun için çaba gösteriyoruz. Ancak bugün itibariyle önceliğimiz ise hepimizin olduğu gibi 9 canımızın sevdiklerine bir an önce kavuşabilmesini temenni ediyoruz. Buna ilişkin çalışmaların bize devam ettiği söylendi. Ayrıca, bu kimyasal atık dolu yığının yeraltı sularına karışarak daha büyük bir alana zarar vermemesi bakımından da çalışmalar yürütüldüğü ifade edildi.”
‘BİZ KAZA DİYEMEYİZ’
Maden ocağı için yapılan uyarıların yok sayıldığını söyleyen Sağkan, şöyle devam etti:
“İliç’teki bu maden kazasına biz kaza diyemeyiz. Göz göre göre gelen bir olaya biz kaza diyemeyiz. Maalesef bugüne kadarki bütün uyarıların yok sayıldığı TBB’nin bizzat 14 Nisan’da kamuoyuyla paylaştığı açıklamaların yok sayılmasının bugün çok acı bir sonucunu yaşıyoruz. Biz burayla ilgili olarak kapsamlı bir açıklama yaptık. Özellikle ikinci kapasite artışına ilişkin olumlu ÇED raporunun emsal gerçekliklerle bağdaşmadığı, burada su havzasına çok yakın bir noktaya kurulan madenin aynı zamanda yeraltı sularıyla birlikte bilimsel gerçekliklerle değerlendirildiğinde buna ÇED olumlu raporunun verilmemesi gerektiği ifade ettik. Bunun çok büyük felaketlere sebebiyet vereceğinin özellikle altını çizdik. Aynı zamanda bu uyarımızdan yaklaşık 2 ay sonra ise bir siyanür sızıntısı gerçekleşti. O zaman da tekrar bu bölgeye dikkat çektik. TBB olarak burada devam etmekte olan yargılamalara müdahil olduk. İdarenin yaptığı hukuksuzluğa yargının ‘dur’ demesi gerektiğini söyledik. Ancak ne kamuoyuna derdimizi anlatabildik ne de yargıya derdimizi anlatabildik. Gelinen süreçte maalesef ki bütün bu uyarıların göz ardı edilmesi neticesinde bugün bu facia ile karşı karşıyayız.”