İmamoğlu: “Bakın bu 200 lira, 130 dolar alıyordu açıklandığı zaman. Milattan önce anlatmıyorum size. 200 lira, 130 dolar alıyordu. Şu an, 6 dolar alıyor. Bu, çöküş demektir.”
Elindeki 200 TL’yi gösteren İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, AKP dönemindeki ekonomik çöküşü anlattı. İmamoğlu, “Bakın bu 200 lira, 130 dolar alıyordu açıklandığı zaman. 14 sene… Milattan önce anlatmıyorum size. 200 lira, 130 dolar alıyordu. Şu an, 6 dolar alıyor. Bu, çöküş demektir” ifadelerini kullandı.İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Bahçelievler Belediye Başkan adayı Emine Gülizar Emecan ile birlikte toplumun farklı kesimlerinden kanaat önderleriyle buluştu.
200 LİRAYI GÖSTERİP ANLATTI
Konuşmasında, Eğer güçlü milletsen, devletsen senin açta açıkta insanın kalmaması lazım. Peki nasıl bir anlayış var? ‘Biz milleti yardımla ikna edelim, millet bizi oy versin.’ Biz aslında bu ülke olarak, bu millet olarak yoksulluğu değil, zenginliği konuşursak, o hükümet başarılıdır. Biz yoksulluğu konuşuyoruz kardeşim.” diyen İmamoğlu şunları söyledi:
“14 yıl önce, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en büyük parası, banknotu diye 200 lira açıklandı ve aldık cebimize koyduk. Bir tane aldım yanıma. 200 lira. Bakın bu 200 lira, 130 dolar alıyordu açıklandığı zaman. 14 sene…Milattan önce anlatmıyorum size. 200 lira, 130 dolar alıyordu. Şu an, 6 dolar alıyor. Bu, çökmüşlük demektir. Bakın sevgili dostlar siyaset yapmıyorum. Gerçekleri anlatıyorum. Ve şu para düşüşü, parasının değeri, yüksek enflasyon, 3 haneli enflasyon ya 2 haneli enflasyon sayısı bile, dünyada iki elin parmaklarını geçmez iken; enflasyonu aşağı çekmiş bir dünya ülkeleri seviyesi varken, biz, üç haneli enflasyon yaşıyoruz.
‘SAVAŞTAKİ ÜLKELERDE ENFLASYON TEK HANELİ ‘
Savaşın içinde olan ülkeler bile, tek haneli enflasyonla ülke yönetiyor. Bizim kadar yoksulluk konuşmuyorlar. Allah savaşı kapımıza yanaştırmasın. Allah korusun bu ülkeyi, bu milleti. Barışı, hep daim kılsın. Ama biz, savaştaki ülkeler kadar ekonomisini iyi yönetemeyen bir devletiz, bir hükümetiz. O bakımdan başarısız bir hükümetle karşı karşıyayız.Bu hükümet; ekonomide başarısız, kucaklamada başarısız, parti devleti üretme çabası var. Bir kişi her şeyi biliyor. Bir kişinin gözünün içine bakıyoruz. ‘Otur’ diyecek, oturacaklar. ‘Kalk’ diyecek, kalkacaklar. ‘Tensipleriyle’ göreve gidecek, girecekler ya da ‘emirleriyle’ iş yapacaklar. ‘Buyruklarıyla’ koşacaklar.Ya da ya da ‘aflarıyla’ görevden ayrılacaklar, aflarıyla. Böyle bir şey olur mu ya? Bu millet, 100 sene önce Cumhuriyet kurdu. Bu millet, herkesin özgür iradeye sahip olduğu bir devlet, bir millet olduğunu Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti’yle yaşadı.
‘FİLİSTİNLİ YUSUF, FİLOZOF GİBİ LAF ETTİ’
Bugün ben çok duygulandım. Çünkü Gazze’ye yardımlarımızı organize etmiştik. Bugün yola çıktı. İnanın hiç haberim yok. Hatta törene 100 metre kala koruma müdürüm camı açtı, dedi ki, ‘Başkanım, Filistinli bir öğrenci buraya gelmiş. Size bir hediye verecek ve birkaç cümle etmek istiyor.’ Tanımıyorum. Yusuf diye bir delikanlı. O kadar güzel şeyler söyledi ki; çok şaşırdım. Hatta konuşmamı bitirdim, ona mikrofonu uzattım. Çocuğun bilgilerini orada ayaküstü almışlar. Bu açılışı duymuş, kalkmış gelmiş. Çocuk dedi ki, ‘Topla, tüfekle, silahla savaş çıkarıyorlar ama biz barışı, topla tüfekle, savaşla kazanmayacağız; bilimle, akılla kazanacağız’ dedi.Filozof gibi laf etti. Gencecik delikanlı. Türkiye’de öğrenci, üniversite öğrencisi. Gözlerim doldu. Hala içimi dağlıyor.
“ONLARIN 25 YILDA YAPTIĞINI, BEN 5 YILDA YAPTIM”
Şunu söyleyeyim. Proje mi? Vallahi onların 25 yılda yaptığını, ben iddia ediyorum, 5 yılda yaptım. Bunu paradigmalarını, değişimlerini, parametrelerini tek tek anlatacak seviyedeyim. Bu kadar iddialıyım. 10 yılda, göreceksiniz bu kardeşiniz, onların 50 yılda yapamayacağını yapacak.Şöyle düşünün: Biz bir yandan başarıyoruz, onlar hiçbir şey mi yapmadı? Hayır, yaptı. Şöyle ama; bir şeyler yapıyorlar ama yani yaptıkları şu seviyede artarken, öyle kötüleştirdikleri şey var ki; geri gelmiyor. Ataköy’ün sahilleri bir daha geri gelmeyecek mesela. Yok oluyor. Allah muhafaza, karşı çıkmasak, direnmesek, Kanal İstanbul denen baş belasını yapsalar, şehir bitti. Şehrin geleceği bitti.
‘BUGÜN AĞZINA ALAMIYORSUN, NİYE?’
O kadar riyakar bir tavır ki; ‘Şehrin gündeminde olmayan, bizim de gündemimizde olmaz.’ Yani dolambaçlı lafları utanç verici biliyor musunuz? Mertçe yapın işinizi. Niye 2 sene önce ‘ya-pa-ca-ğız’ diye heceliyorsun? Bugün ağzına alamıyorsun Niye?
Milleti kandırıp, oy alacaksın. Bu millet, aldatanı sevmez. Aldananı, hiç sevmez. Dolayısıyla biz, bunlar değişsin istiyoruz. Bunlar bitsin, tarihe gömülsün. İnşallah bir daha bu tavırlar olmaz.Efendim, hemen sıkıştılar mı geçen seçimde ‘Esenyurt düşerse, Mekke düşüyordu!’ Şimdi, ‘31 Mart’tan sonra Gazze kurtulacakmış!’ Allah’tan korkun yahu! Ağzınızı açamadınız yahu! Lahey’e Uluslararası Adalet Divan’na, Afrika’nın ta dibindeki Güney Afrika Cumhuriyeti dava açtı. Sen ağzını açamadın.Ondan sonra, ‘Efendim Gazze kurtulacakmış!’ Sıkıştılar mı biz Yaradan’a sığınıyoruz, onlar Yaradan’ın bize emanet ettiği inancımızı, dinimizi her yerde kullanmaya çalışıyorlar. Ayıptır. Ayıptır. Hadi oradan. Hadi oradan. Ben sizin nelerinizi gördüm? Ben bu anlatıyorum, şaka yapıyorum zannediyorlar.
‘YAPTIĞIM CAMİLERE İMAM VERMEDİNİZ YA HU’
Yaptığım camilere imam vermediniz siz yahu!. Ne zaman ki kaymakamı arayıp, ‘Sayın Kaymakam, siz ne yapıyorsunuz’ dedim ya. ‘Bir bakayım, sorayım’ dedi. ‘Bak’ dedim, ‘Seni müezzinliğe davet ediyorum, oraya imam gelmezse. Ben imamlık yapacağım. Bu akşam geleceksin oraya’ dedim.O gün oraya, iman yolladı. İnancımıza hakaret yahu! Burada din görevlileri var. Allah’la kul arasına biri girebilir mi? Böyle bir şey var mı? Bana biri desin ki, ‘Girebilir.’ Ben, duymadım. Ben öyle bir şey öğrenmedim yani. Ben inancımı onun için seviyorum.”