İBB Başkanlığı görevine ikinci kez seçilen Ekrem İmamoğlu, seçimde “Bir Cumhurbaşkanı, 17 bakan, medyanın yüzde 95’i, seçimi kazanmak için her yolu mübah gören, anlamsız siyaset anlayışı bu seçim ile birlikte mahkûm olmuştur. Rakiplerini düşmanmış gibi gösteren o anlayış mağlup olduğunu” söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bir Cumhurbaşkanı, 17 bakan, medyanın yüzde 95’i, seçimi kazanmak için her yolu mübah gören, anlamsız siyaset anlayışı bu seçim ile birlikte mahkûm olmuştur. Rakiplerini düşmanmış gibi gösteren o anlayış mağlup olmuştur.”dedi.
İmamoğlu, Saraçhane’de mazbata töreninde konuştu. Kendisine oy veren vermeyen bütün İstanbullulara teşekkür ederek sözlerin başlayan İmamoğlu, “Bu seçim Türkiye siyasi tarihinin en önemli kırılmalarından birisidir. Ve artık geriye dönüş olmaz. Demokrasi bir ker uyandı mı, özgürlük bir kere hayat buldu mu ondan kimse kaçamaz. Geri dönüş çabaları nafile çabalar olur. Hatırlayın 31 Mart 2019 gecesi AA’nın veri akışını kesmesiyle başlayan süreçte ne yazık ki bir anlayışla mücadelemiz vardı. O anlayış makamları ya da bir seçim bölgesini, İstanbul’u kendi mülkü gibi gören bir anlayış Tabi bu anlayışın neler yaptığını birlikte gördük. Millet iradesini hiçe sayan o anlayış 23 Haziran 2019’da aslında esaslı bir demokrasi dersi aldı. Ama maalesef buradan yeterince ders çıkartmadı.
‘ENGELLEMEK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPTILAR’
2019’da başlayan o süreç bugüne kadar farklı boyutlarıyla birlikte aralıksız bir şekilde devam etti. 5 yıl boyunca bizleri engellemek, başarısız kılmak için ellerinden geleni yaptılar. Dönem dönem fazlasıyla gerçek dışı suçlamalar ve iftiralarla bizi halkın gözünde küçük düşürmeye çalıştılar. Siyasi maksatlı mesnetsiz davalarla her gün ayrı bir teftiş ve soruşturmayla bizi yıldırmaya uğraştılar. Tabi 5 yıl boyunca onlar bizimle uğraşırken biz ise gerçek hayata, milletin bize yüklediği sorumluluğa yani İstanbul’un sorunlarıyla mücadele ettik.
Pazar günü yapılan seçimde yalnızca bizim 5 yıllık performansımız oylanmadı. Aynı zamanda hukuk ve demokrasi dışı yöntemlerle siyaseti dizayn etmeye çalışan, kendini milletin üzerinde gören anlayışın meşruiyeti de oylandı. Oylamanın sonucu ortadadır. Milletin iradesini beğenmeyip kendi isteklerini dayatanların halkın seçilmiş temsilcilerini yok sayıp engellemeye çalışanların, devletin, hukukun, yargının ve demokrasinin ayarlarıyla oynayanların milletin vicdanında yeri olmadığını milletimizin asil tavrı sandıkta tescil etmiştir.
‘KANAL İSTANBUL İÇİN HAYATİ BİR REFERANDUMDUR’
İstanbullular iktidarın bu şehrin iradesine yönelik politika ve uygulamalarını kesin olarak mahkûm etmiştir. Bu seçim aynı zamanda Kanal İstanbul için hayati bir referandumdu. Halkımız toplu bir şekilde İstanbul diye haykırdı. Beton kanal projesini tarihin tozlu raflarında hayata geçmeyen bir ibret projesi olarak kalmasını milletimizle birlikte sağlayacağız.
Bir Cumhurbaşkanı, 17 bakan, medyanın yüzde 95’i, seçimi kazanmak için her yolu mübah gören, anlamsız siyaset anlayışı bu seçim ile birlikte mahkûm olmuştur. Rakiplerini düşmanmış gibi gösteren o anlayış mağlup olmuştur. Metro ve diğer büyük yatırımlarımızın hayata geçmesi için gereken imzayı atmaktan kaçınan, sahip olduğu yetkiyi halkın zararına sonuna kadar istismar eden o yönetim anlayışı mahkûm olmuştur. 31 Mart’ta İstanbullular bu şehirde ve bu ülkede hukuk, demokrasi ve sosyal adalet istediklerini açıkça ve haykırarak ortaya koymuştur. Seçim, bence bu yönüyle tarihe geçecektir.
Beykoz ve Gaziosmanpaşa’da usulsüzce, oyların yeniden sayılırken, ucu ucuna kaybettiğimiz Fatih’te yaptığımız itirazın reddilmesi İstanbul’un iradesinin gasp edilmesi girişimidir. Beykoz ve Gaziosmanpaşa’daki seçim sonuçlarını gözümüzün nuru gibi takip edeceğimizi bilmenizi istiyorum. Bunu yaparak ülkeye ve millete zarar veriyorsunuz.İçi boş gerekçelerle bana açtığınız davalar işe yaradı mı? Beni ve İstanbul’u yıpratmaya çalışmanız işe yaradı mı?
Enflasyonla mücadele edin, emeklilerin dertlerine eğilin. Buradan tüm kurumları milli iradeye saygılı olmaya ve hukuktan yana olmaya davet ediyorum. Hukuk herkese eşit olmazsa hukuk olmaktan çıkar. Bu ülkede nerede kime karşı olursa olsun, adaletsizliğe karşı nefer olacağız. Kendimizi şehirin sahibi değil, muhafızı olarak gördük. Bu şehirin muhafızı da olmaya, görevimizi yerine getirmeye devam edeceğiz.İstanbul’da 5 yılda 25 yıla bedel iş yaptık, bunun için çıldırıyorlar. Bizim derdimiz önümüzdeki 25 yıldır. İstanbul’u 2050 vizyonuyla yönetiyoruz.”