İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydemir, görevinden ve parti üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı.
Yerel seçimden başarısızlıkla çıkan İYİ Parti dağılıyor. Partide yaşanan istifalara bir yenisi daha eklendi. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydemir, görevinden ve parti üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı. Aydemir açıklamasında “Partideki çalışma arkadaşlarımla aynı rotada ilerleyemeyeceğimizi üzülerek müşahede ettim. Bu sebeple İYİ Parti’den ayrılmaya karar verdim” ifadesine yer verdi.Birol Aydemir, “31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde ortaya çıkan resim bize tek bir şey anlatıyor; o da kutuplaşmadan uzak, tutarlı bir merkez siyasetin hayati önemde olduğu gerçeği” dedi.İYİ Parti, 27 Nisan’da yapılacak olağanüstü kurultayında yeni başkanını belirleyecek.Aydemir sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“İyi Parti’deki görevlerimden ve üyeliğimden istifa ettiğimi kamuoyunun bilgilerine sunarım.Siyaseti sadece ülke ve milletimiz için güzel şeyler yapmanın bir aracı olarak gördüm. Bu nedenle siyasete girdim. Çünkü kurumsallığın oldukça zayıf olduğu ülkemiz; sosyal, ekonomik, hukuki tüm bileşenleri ile siyasetten aşırı derecede etkileniyor. Ülkemizin mevcut siyasi atmosferindeki “doğru” alternatif olma yolunda partimizin karar alıcı organlarında fikirlerimi beyan etmekten geri durmadım. Ancak, maalesef partideki çalışma arkadaşlarımla aynı rotada ilerleyemeyeceğimizi üzülerek müşahede ettim. Bu sebeple İYİ Partiden ayrılmaya karar verdim. Ancak, bundan sonra da bilgi ve tecrübemi ülkemizin hizmetine sunmaya ve bu doğrultuda çalışmaya/üretmeye inşallah devam edeceğim.
‘GERÇEK BİR BEKÂ SORUNU’
Cumhuriyet tarihinin en sıkıntılı dönemlerinden geçiyoruz. Genç, yaşlı kimsenin umudu kalmamış vaziyette. Bugün ülkenin gerçek ihtiyacı, “ideolojik düşüncelerin yaşatılması” değil. Evine giderken çocuğuna “istediklerini” alamayan babadır bu ülkenin problemi. Faturalarını ödeyemeyen milyonlardır. Kirasını ödeyemeyenlerdir. Şehir dışında üniversiteyi kazanmış çocuğunu okutamayan ailedir. Türkiye’nin bekâ sorunu bîtap düşmüş insanlardır. Adaletin neredeyse hiç bir alanda olmadığı, hukukun ayaklar altına alındığı, yargının işlemediği, özgürlüklerin kısıtlandığı, kurumların oldukça zayıfladığı, liyakat yerine sadakatin esas alındığı, kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirliğin olmadığı bir süreç yaşıyoruz. Bütün bunlar güzel ülkemiz için gerçek bir bekâ sorunudur. Ve bütün bunlardan iktidar ve muhalefeti ile bütün siyaset sistemi sorumludur.
Ülkemiz siyasetinde dil, üslup ve oyun kuralları yozlaştırıldı ancak bir şey değişmedi: Halkına teveccüh eden hep teveccüh gördü. Belirli etnik/sosyal ayrımlara odaklananlar ise bol retorikli ancak mahallesini asla terk edemeyen/etmeyen dar bir pencereye sıkıştı.31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde ortaya çıkan resim bize tek bir şey anlatıyor; o da kutuplaşmadan uzak, tutarlı bir merkez siyasetin hayati önemde olduğu gerçeği.
Mevcut siyasi partilerin ve/veya ideolojik partilerin merkez siyaseti yapabileceğini düşünmüyorum. Ülkemizin demokratik, özgürlükçü, katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir bir siyaset sistemine, düzenine olan ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Merkez siyaset aslında ideolojilerden uzak, makulün, “değerlerin” siyasetidir. Türkiye’nin geleceğinin demokrasi, özgürlük, adalet, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, şeffaflık, hesap verebilirlik ve liyakat gibi değer ve ilkelere inanmış ve bunu İÇSELLEŞTİRMİŞ siyasetçi ve siyasi partilerden geçtiğini düşünüyorum.”