Öncelikle ziyaret edilen ‘malum şahıs’ cami çıkışı ne demiş ona bakalım: “Bildiğiniz gibi Özgür Bey şu anda CHP’de genel başkan oldu. Genel başkan olduktan sonra böyle bir ziyareti kendisinin gerçekleştirmiş olması iktidar ve ana muhalefet arasında aslında olumlu bir gelişme oldu.”
Özgür Özel, 5 Kasım 2023 günü CHP genel başkanı seçildi. Yani 6 ay geçmiş üzerinden. Ziyaretin genel başkan seçilmesi ile ilgili bir yanı yok. Ayrıca ana muhalefet partisine yeni seçilen başkanı, Erdoğan bugüne kadar tebrik bile etmemiş. ‘Özgür Efendi aşağı Özgür Efendi yukarıdan’ tutun; ‘eş genel başkan, emanetçi başkana’ kadar bir sürü lakaplar da takmıştı. ‘Selefinden bile fason çıktı’ diyerek çırak benzetmesi yapmıştı. En galizi de ‘Kandil’e deste deste para yollandığı’ iftirasıydı.Devam ediyor camii çıkışındaki konuşmasına: “Ben de Özgür Bey’e ilk fırsatta böyle bir ziyaretin karşılığını yapacağımı söyledim ki Türkiye’nin, Türk siyasetinin buna ihtiyacı var. İlk fırsatta bu ziyareti gerçekleştirerek Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum. Bu adımı da atacağız.”
Yani bu kadar hakaretten sonra Özgür Efendi’nin gelip ziyaret etmesi süreci başlatmamış da illa kendisi iade-i ziyaret yaparsa başlarmış.
Erdoğan’daki bu tavır değişikliğinin sebebi elbette 31 Mart seçimleri. Düne kadar aşağıladığı Özel’in ve partisinin seçimlerde ilk kez birinci parti çıkması ve İstanbul’da İmamoğlu’nun, Ankara’da Yavaş’ın tahmin edilenden de fazla fark atması, CHP’nin kendisinin bile hayal edemeyeceği yerlerden zaferle çıkması bütün dengeleri altüst etti.
31 Mart’a kadar seçim sonrası sistemi nasıl değiştiririm, anayasayı rejimin devamı için nasıl yontarım kafasında olan Erdoğan için iş bambaşka bir yere kaydı. Sistem ne olursa olsun bir kez daha seçilememe ihtimali.
Kamuoyunda yanlış bilinen bir durum var. Erdoğan’ın bir kez daha aday olmak gibi bir sorunu yok. Eğer meclis seçim kararı alırsa YSK’ya göre ikinci dönemini tamamlamamış sayılıyor ve yeniden aday olabiliyor. Meclis’in de vakti zamanı geldiğinde seçim kararı almaması çok düşük ihtimal. Erdoğan 2028 seçimlerine çok az kala değil öyle olursa bazılarının aklına karpuz kabuğu düşebilir ama milletvekilleri emeklilik hakkını kazandığı ikinci yıl sonrasının ilk müsait zamanında “Haydi seçime!” diyecek.
Erdoğan güçten anlar. Eğer karşısında seçimden yine ikinci parti olarak çıkmış bir CHP olsaydı, ‘Özgür Efendi hani raks ediyordun’a bağlayacaktı.
Bütün derdi de Ekrem İmamoğlu. İmamoğlu’nun halkta karşılığının olması hem sağdan hem soldan oy alabilmesi, DEM tabanının ezici bir şekilde İmamoğlu’nu desteklemesi ki oldukça tatsız bir durum onun için. Seçim yasağı getirmek şu an için pek akıllıca da durmuyor.
Şimdilik ‘yumuşamaya’ ihtiyacı var
Özgür Özel’i aktör olarak güçlendirmek ve İmamoğlu’nun CHP’de etkisini azaltmak ve “Bu partinin genel başkanı benim!” noktasına getirtmek için planlar yapıldığını düşünüyorum. Özel, Kılıçdaroğlu’nun hatasından ders almış en çok oyu alacak kişiyi aday göstereceğine yönelik sinyaller veriyor ama giden gözlükler ve yeni janti imajı ile o da bu toprakların bir siyasetçisi.
Erdoğan, hazzetmediği yapıları ya ele geçirme ya da bölme taktiği uygulamıştır. CHP için de aynısı için çalışacak. Ama köprüyü geçene, CHP’nin rüzgarının dinmesine kadar ortamın yumuşamasına ihtiyacı var. Anayasa tartışmaları hem ekonomi gündemini gölgeliyor hem de Anayasa paketindeki sürprizlerini daha çekmeceden çıkarmadı.
Peki CHP lideri neyi amaçlıyor? Özgür Özel, seçim başarısında ekonominin etkisinin farkında. Gelen oyların bazılarının emanet olduğu hatta yerel seçim olmasaydı oylarının bu kadar yüksek olamayacağını biliyor. Ve kendi tabanının hoşuna gidecek mevzuları da torbaya ekleyerek hem sağ oyların oranını arttırmak hem de CHP alerjisini iyiden silmek istiyor. Bu stratejide kavga yok. Kürtlere yönelik şu ana kadar da bir hatası olmadı.
O yüzden 1 Mayıs’ta barikata dahi yaklaşmadı. Twitter’ın yanıltıcı bir yer olduğunun farkında. Sıradan vatandaşın “1 Mayıs’ta Taksim!” gibi bir derdi olmadığını biliyor. AKP ile yumuşak temas sağladıkça bir nevi başka bir kitleye de akredite olduklarını düşünüyor.
Erdoğan’ın ekonomi silahı!
Ama Özgür Özel’in benim bu iyi niyetli varsayımımda atladığı bir şey var. Eğer Erdoğan dış destek de alarak ekonomide göreceli bir iyileşme sağlar ve tam o dönemde erken seçim kararı aldırır ve emekliye, memura beklentilerin üzerinde zam, atama bekleyenlere kadro, dağa taşa para saçmaya başlarsa bütün yumurtaları aynı sepete koyan kişi durumuna düşecek. Erdoğan, “Ekonomiyi zaten düzeltemez!” evet ama geçici bir bahar havası estirebilir.
Çözüm mercii olarak Erdoğan’ı gösterip sorunları onunla müzakere ederek halletmeyi ummak seçimlerden büyük yara alan malum şahsı iyileştirmekten başka işe yaramaz. “Eyvah, gidiyoruz!” diye AKP’lilerin bile panik yaptığı bir ortamda, “Sayın Cumhurbaşkanım şöyle de bir mesele var!” derseniz millet o zaman size niye oy versin? İktidar namzeti olmak biraz da bu işi ancak biz çözeriz iddiası da barındırır.
“Biz söyledik ama yapmadı!” diye halka şikayet etmek de işe yaramaz.
Erdoğan’ın, “Biz hep iyi niyet gösterdik, kapımızı açtık hatta ziyaretlerine gittik, bekledik ki anamuhalafet değişir ama bu CEHAPE yine milletin değerlerine uzak, teröristlerle işbirliği yapan, Kandil’den emir alan bir yapı olmaktan kurtulamamış. Kusura bakmayın. Bu millet sizin oyunlarınıza kanmaz.” diyeceği günden önce CHP uyanır mı hep birlikte göreceğiz…