Ankara sözümona şiddetli bir siyasal krizle sarsılırken zaaflarını da ele verdi.
Hadiseyi hatırlayalım: Süleyman Soylu İçişleri Bakanlığı’ndan alındıktan sonra onun adamı varsayılan (15 Temmuz gecesi Soylu’ya destek için TRT’ye giden silahlı adamlardan) Ayhan Bora Kaplan, 7 Eylül 2023’te yurt dışına çıkarken havaalanı yolunda yaka paça gözaltına alındı.
Dün ise bu operasyonu yapan polis müdürlerinin gözaltına alındığı duyuruldu.
Salı günü Bahçeli’ye “Cumhur İttifakı’na darbe girişimi” dedirten konu ise dosyadaki gizli tanığın bu polislerin telkiniyle kabineden bir takım isimleri ifadesine eklemeye çalışması. Bahse konu ifadede MHP’den isim olmadığı halde Bahçeli’nin celallenmesi, MHP’nin emniyet ve yargıdaki gücünü koruma ya da takviye çabasından başka şey değil. Ankara ve İstanbul Emniyeti’nde tepe yönetimi belirlemek istiyor. Bu polislerden kimi, Sinan Ateş cinayetinde de canını sıkan gözaltılar yaptığı için, bir taşla iki kuş vurma derdinde ayrıca.
***
Zirvede bu kapışma olurken yaşananlar hayatın olağan akışına ters.
Şöyle ki:
En az 10 yıldır sınavsız mülakatla istediği atamayı yapan iktidar ortaklarının “Ankara Emniyeti bize operasyon çekiyor!” demesi aptalca.
Gizli tanık ifadesine Erdoğan’a yakın isimler eklenecek, polis bunu tutanağa geçirecek, savcı işlem yapacak öyle mi? Bu yolla partinin çaycısını bile alamazsınız!
Gizli tanık Serdar Sertçelik için Ayhan Bora Kaplan’ın ikinci adamı deniyor. Hem sanık, hem gizli tanık. Öyle şey olmaz da Türkiye’de oluyor. Ayrıca soruşturma tamamlanıp iddianame kabul edildikten sonra polisin işi biter.
Serdar Sertçelik, ayağında elektronik kelepçe varken 9 kere ihlal etmiş bunu. Göz yumulmuş. Öyle ki bir defasında gece kulübüne gidiyor, kavgaya karışıp vuruluyor. Dokuzuncu ihlalde de yurt dışına kaçıyor.
Peki “operasyon çeken” bu polisler yürek mi yedi? Neye güvendiler de kendilerini yaktılar? Basiret bağlanması mı başka şey mi?
***
Temel 5 soru bu.
Haftada bir grup konuşması dışında ortaya çıkmayan Bahçeli, iki haftadır boş geçmiyor.
Geçen hafta Sinan Ateş cinayetini Cemaat’e bağladı: “Bakalım hukuki süreç Ankara’da mı bitecek, yoksa Pensilvanya’ya mı dayanacak!”
Bu hafta da “Ayranımızı kabartmasınlar. Sabrımızı taşırmasınlar!” deyip Ankara Emniyeti’ndeki operasyonu tetikledi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın koltuğu sallanıyor. Saray’daki kriz toplantısına çağrılmadı. Mahalle bu defa “darbe” söylemini inandırıcı bulmasa da sesini çıkaramıyor.
Nasreddin Hoca’nın “ödünç kazan” fıkrası misal, kazanın doğurduğuna inandılar şimdi hiç olmazsa öldüğünü kabul edecekler.
Ülke 10 koca yıl kaybetti: Makam odasındaki saatin pilini çıkarıp 17.25’te durduran Bahçeli’nin Erdoğan’la anlaşınca çark ettiği “17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması” iyi çalışılmış, hiçbir delili çürütül(e)memiş bir dosyaydı. Mahalle, “Birileri iktidarı dizayn etmeye çalışıyor, bunun yanında olmayız!” deyip “hükümete darbe” söylemini kabul etti. Erdoğan da bunu etki ve güç alanını genişletmek için tepe tepe kullandı.
15 Temmuz da böyledir. Başkanlık rejimini tamamlayan bir operasyondur.
***
İktidar ortakları içerideki güç savaşını “devlete operasyon” zırvasıyla iyi pazarladı yalnız. Kimse de korkudan “Hadi oradan!” diyemiyor. Nasıl desin ki? “Türkiye lehine gibi görünüp ancak aleyhte propaganda yaparak kamuoyu oluşturan etki ajanlarına” yönelik yeni yargı paketi yolda. Öyle esnek bir düzenleme ki, niyeti bozmuş bir savcı canını sıkanı gözünü kırpmadan casusluktan tutuklatabilir.
***
Tüm bu gürültü arasında, Erdoğan’ın aile medyası Sabah’ın haber koordinatörü Abdurrahman Şimşek kendini ortaya atarak iki mühim çuvallamaya imza attı. Önce, Erdoğan’ın Ankara Emniyeti’ndeki operasyona AKP TBMM grup toplantısında sert cevap vereceğini söyledi. Erdoğan konuya hiç girmedi.
Sonra, Ankara Emniyet İstihbarat’ın 280 siyasetçi ve gazeteciyi yasa dışı dinlettiğini iddia etti, Emniyet Genel Müdürlüğü bunu yalanladı. Bu bir ilk.
“Erdoğan’ın medyasında MHP’ye çalışan kriptolar mı var?” diye konuşulurken… Gece aynı isim, yeni bir iddiada bulundu: “Kirli kumpasta çarpıcı gelişme, ikinci bir gizli tanık var!”
Bana başlığı attıran da bu oldu: Ya Sabah’ı MHP ele geçirdi ya da Erdoğan yeni oyun kuruyor.