Çınar-Mazıdağı yangınında Abdurrahman Buğdaycı’nın yakınlarının engellemesine rağmen hayvanlarını, yeğeni Ubeydullah’ın ise onu kurtarmak isterken alevlere kurban gittiği ortaya çıktı.
Diyarbakır Çınar ile Mardin Mazıdağı arasındaki binlerce hektar araziyi kül eden, 14 kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin soruşturma sürerken, facianın ayrıntıları da tanıkların anlatımlarıyla netleşiyor. Diyarbakır’ın Çınar ilçesi kırsal Köksalan Mahallesi’nde 20 Haziran gecesi çıkan, rüzgarın etkisiyle Mazıdağı’na bağlı kırsal Yücebağ ile Yetkinler mahallelerine doğru ilerleyen ve yerleşim yerlerine de sıçrayan yangında; Şehmus Demir, Mazhar Demir, Taliha Demir, Nuri Demir, Rezan Yılmaz, Azad Yılmaz, Resul Yılmaz, Remzi Yılmaz, Abdurrahman Buğdaycı, Ubeydullah Buğdaycı, İsmail Yardımcı, Sinan Deviren, Kerime Erdenli ve Fadıl Demir yaşamını yitirdi. Yaralanan 78 kişiden 3’ünün tedavisi sürüyor.
‘KAÇMALARINI SÖYLEDİM AMA KAÇAMADILAR’
Yangında Çınar ilçesine bağlı Köksalan köyünde alevlerin arasında kalarak hayatını kaybeden Ubeydullah ve Abdurrahman Buğdaycı’nın akrabası Hatip Çelebioğlu, yangının rüzgarla yön değiştirip kuzenlerinin olduğu tarafa yöneldiğini anlattı: “Ben de çobanlık yapıyorum. Gece saat 22.00 sıralarında karşı mahalle olan Yazçiçeği köyünden rüzgardan dolayı öyle bir ses geliyordu ki sanki taş mı, toprak mı hiç belli değil. Aşırı derecede rüzgar vardı. Ben de halamın çocuklarını aradım ve ‘aşırı rüzgar var, ateşe dikkat edin’ dedim. Gece saat 22.05 gibi elektrik kabloları birbirine değdi ve büyük bir ateş çıktı. Rüzgar yön değiştirdi ve çoban olan halamın çocuklarının olduğu alana doğru yöneldi. Ben de onları aradım ve rüzgarın ateşi onların oldukları tarafa doğru yönlerdiğini söyleyip, kaçmalarını söyledim ama kaçamadılar…”
‘NE KADAR CANLI VARSA HEPSİ GİTTİ’
Yangında Ubeydullah’ın koyunlarını kurtarmaya çalışırken, yeğeni Abdurrahman’ın da alevler arasında kalan amcası Ubeydullah’ı kurtarmak isterken hayatını kaybettiğini ifade eden Çelebioğlu şöyle devam etti: “Ubeydullah, alevlerin arasında kalan koyunları getirmeye çalıştı. Yeğeni Abdurrahman da amcasının tek başına olduğunu söyleyip, onu kurtarmaya gitti. Abdurrahman gitmeye çalışırken diğer kuzenleri onu zar zor tutmuş ve gitmesine engel olmaya çalışmış. Ama o kurtarmaya giderken amcasıyla birlikte yangın içerisinde kaldı ve vefat etti. Acımız çok büyük. Keşke evlerimiz yansaydı ama canlarımız gitmeseydi. Mal- mülkü boş verdik, canlarımızla uğraştık. Ne kadar canlı varsa hepsi gitti. Ekinimiz hepsi gitti. Diyeceğimiz hiçbir şey yok.” Gazeteduvar